Lübnan’da ekonomik kriz ile buna bağlı olarak gelişen elektrik ve enerji kesintilerinin yol açtığı sosyal sorunlar 2021’de yaşamı daha da zorlaştırdı.
Lübnan’da önceki yıllarda patlak veren veya biriken sorunlar, 2021’de daha çok derinleşip neredeyse tüm kesimi etkiler hale geldi.
Başta ekonomi olmak üzere ciddi elektrik kesintileri, akaryakıt krizi ve siyasi çekişme nedeniyle yeniden bir iç savaşın patlak vermesi endişesini yaşayan Lübnanlıar, 2021’de birçok zorlukla mücadele etmek zorunda kaldı.
AA muhabiri, Lübnan’da 2021’e damgasını vuran insan hayatını direkt etkileyen önemli gelişme ve olayları derledi.
Lübnan’da bu yıl derinleşen ekonomik kriz
Ülkede 2019’da başlayan ve yeni tip korona virüsün çıkmasıyla birlikte artan ekonomik kriz, 2021’da etkisini hayatın tüm alanlarında gösterdi.
Lübnan Merkez Bankası’nın dolar likidite sorunu olduğunu itiraf etmesi, döviz rezervlerinin erimesi, ülkedeki mevcut ekonomik krizi başka bir boyuta taşıdı.
Lübnan lirası, ABD doları karşısında yüzde 90’a varan değer kaybı yaşadı ve ülkede resmi olmayan verilere göre enflasyon yüzde 700 arttı.
Birleşmiş Milletler’in (BM) 1 Temmuz’da yayımladığı değerlendirme raporunda, Lübnanlıların yarısından fazlasının yoksulluk sınırı altında yaşadığı, yaşam şartlarının 1975-1990 yıllarındaki iç savaş döneminden bile daha kötü olduğu vurgulandı.
BM Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonu’na göre, 2021 yılı itibarıyla Lübnan nüfusunun yüzde 74’ü yoksulluk sıkıntısı çekiyor.
Uluslararası Para Fonu’nun 2020’ye ait raporuna göre ise Lübnan’da kişi başına düşen yıllık gelir, ekonomik kriz nedeniyle 8 bin dolardan 3 bin doların altına düştü.
Ülkedeki resmi asgari ücretin değeri ise 400 dolardan 40 doların altına kadar geriledi.
Elektrik ve akaryakıt krizi
Lübnan’da, ekonomik krizin etkilediği en önemli sektörlerin başında enerji yer aldı.
Merkez Bankası, 12 Ağustos’ta, akaryakıta sağlanacak döviz kredilerinin resmi kur yerine piyasadaki serbest kur üzerinden hesaplanacağını ve böylelikle akaryakıt sübvansiyonunun kaldırılacağını açıklamıştı.
Bu açıklamanın üzerine ülkede yakıt krizi patlak verdi ve aylarca benzin istasyonlarının önünde uzun kuyruklar meydana geldi.
Yakıt fiyatlarında yapılan ciddi zamlar, Irak’tan ithal edilen petrol ve ardından İran’a ait Suriye’den kaçak gelen yakıt ile durum idare edilmeye çalışıldı.
Aynı zamanda akaryakıt krizi beraberinde elektrik krizini de doğurdu.
Ülkede yakıt ile elektrik üreten ve altyapısı yetersiz olan santraller çalışamaz duruma geldi. Devlete ait santrallerin hizmet dışı kalması ve yakıtın karaborsa olması nedeniyle özel jeneratörler de çalışamadı.
Lübnan genelinde özellikle yaz mevsiminde ülke adeta karanlığa gömüldü. Hastaneler dahi elektrik krizinin devam etmesi halinde hastaların ölebileceği açıklamasında bulundu.
Hayatın temel gereksinimi olan elektrik halihazırda sadece 4 saat mevcut ve henüz bu kronik soruna bir çözüm bulunmuş değil.
Tayyuna olayı: Hristiyan ve Şii çatışması
Ülke tarihinin en acı olayları arasında yer alan 4 Ağustos 2020’deki Beyrut liman patlaması için açılan soruşturma ülkede Hristiyan ve Şiiler arasındaki kanlık çatışmanın yaşanmasına sebebiyet verdi.
Soruşturmayı yürüten Yargıç Tarık Bitar’ın, Şii Emel Hareketi ve Hizbullah’a yakın eski devlet yetkililerini ifadeye çağırmasıyla başlayan gerginlik, Bitar’ın görevden alınması kampanyası ile tırmandı.
Hizbullah ve Emel mensuplarının 14 Ekim’de Bitar’ın görevden alınması için düzenledikleri gösteriye silahlı saldırı düzenlendi.
Olayın meydana geldiği mahalleden adını alan Tayyuna saldırısında 7 Şii ölürken, saldırıdan muhalefet cephesinde yer alan Hristiyan Lübnan Güçleri Partisi lideri Semir Caca sorumlu tutuldu.
Hakkında dava açılan Caca, mahkemeye gitmedi ancak Tayyuna olayı, ülkede 1975-1989’da patlak veren iç savaşın yaşanabileceğini hatırlattı.
Krizler beyin göçünü tetikledi
Ekonomik kriz nedeniyle meydana gelen ciddi elektrik kesintileri, yakıt sorunu ve son olarak Tayyuna gibi endişe verici olaylar ülkede mevcut beyin göçünün artmasına yol açtı.
Ülkenin başta sağlık olmak üzere mühendislik ve bankacılık sektöründe çalışan deneyimli birçok Lübnanlı, daha iyi maaş ve hayat için Körfez, Avrupa, ABD ve Kanada’ya göç etti.
Lübnan Doktorlar Sendikası Başkanı Şeref Ebu Şeref, 30 Kasım’da AA muhabirine yaptığı açıklamada, ülkedeki krizler nedeniyle doktorların en az 4’te birinin ülkeden göç ettiğini belirtmişti.