Ekonomik krizle boğuşan ve sağlık felaketiyle karşı karşıya kalan Lübnan’da “fahiş” hastane ve ilaç masraflarını ödeyemeyen vatandaşların büyük bir kısmı sağlık hizmetlerinden faydalanamıyor.
Farklı din ve mezheplere dayalı siyasi bölünmeler açısından oldukça kırılgan yapıya sahip Lübnan’da ekonomi, 1975-1990 yıllarındaki iç savaştan bu yana en büyük krizi yaşıyor.
Döviz likidite sorununa bağlı olarak bir süredir devam eden akaryakıt krizi, sağlık ve ulaşım başta olmak üzere hayatı birçok alanda olumsuz etkiliyor.
Yerel para birimi Lübnan lirası ise Merkez Bankası kuru sabit tutsa da bankalarda ve karaborsada değer kaybıyla farkı kurlarda işlem görüyor. Merkez Bankasının belirlediği resmi kur 1510 lira, bankalardaki geçerli kur 3 bin 900 iken, karaborsada 1 dolar yaklaşık 18 bin liradan işlem görüyor.
Yerel para biriminin değer kaybetmesi ve sigorta kurumlarının, hastanelerin paralel kur üzerinden listelediği fiyatlar nedeniyle sağlık giderlerini karşılayamaması sonucu halkın büyük kısmı sağlık felaketiyle karşı karşıya. Vatandaşlar, hastanelerin sadece zenginlere hizmet veren bir kuruma dönüşmesinden endişe ediyor.
Ulusal Sosyal Sigorta Fonu nüfusun yaklaşık yüzde 35’ine sağlık güvencesi sağlıyor
Sağlık alanında sosyal güvence sağlayan en büyük devlet kurumlarından Ulusal Sosyal Sigorta Fonu Lübnan nüfusunun yaklaşık yüzde 35’ine sağlık güvencesi sağlıyor.
Çalışma Bakanlığı bünyesindeki Ulusal Sosyal Sigorta Fonunun hizmetlerinden kamu ve özel sektör çalışanlarının yanı sıra doktorlar, öğretmenler, taksi ve otobüs şoförleri gibi toplumun diğer kesimleri de yararlanıyor.
Fonun gelirleri, toplam sağlık harcamalarının yüzde 25’i olarak tahmin edilen devlet katkılarına ek olarak işveren ve ücretli tarafından ödenen aylık katkı paylarına dayanıyor.
Sigorta Fonu, sağlık giderlerinin yüzde 90’ını karşılarken vatandaş yüzde 10’luk kısmını ödüyor. Ancak yerel para biriminin dolar karşısında değer kaybetmesinin ardından yüzde 10’luk bu dilim on milyonlarca lirayı bulabiliyor. Nitekim hastaneler, sağlık hizmetlerini, bugün 18 bin olan paralel piyasadaki dolar kuruna göre fiyatlandırırken Sigorta Fonu 1510 lira olan resmi kuru esas almakta.
Vatandaş ameliyat olmak için evini satmak zorunda kalıyor
Bazı vatandaşlar ameliyat masraflarını çıkarmak için evlerini satmak zorunda kalıyor. Satacak mülkü ya da birikimi olmayanlar ise sağlık hizmetlerinden mahrum oluyor.
Birleşmiş Milletler Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonunun 3 Eylül’de yayımladığı rapora göre, Lübnan halkının yüzde 74’ü yoksulluk sınırı altında yaşıyor.
Ulusal Sosyal Sigorta Fonu Genel Müdürü Muhammed Kerki, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hastane ve diğer sağlık alanlarındaki hizmetlerin, yalnızca zenginlere hizmet veren bir sektöre dönüşmesinden endişe edildiğini söyledi.
Kerki, sağlık alanında yaşadıkları krizde yerel para birimindeki değer kaybının büyük etkisi olduğuna dikkati çekerek, “Çünkü Ulusal Sosyal Sigorta Fonu, 1510 olan resmi dolar kurunu esas alıyor. Hastaneler ise tıbbi ekipman ve malzemelerin maliyetini, paralel piyasadaki dolar kuru (18 bin) üzerinden hesaplıyor.” dedi.
Bazı hastaneler, ödeme gücü olmayan hastaları kabul etmiyor
Her gün çok sayıda vatandaştan hastanelerin talep ettiği fiyatlarla ilgili şikayet aldıklarını belirten Kerki, “Geçenlerde bir hastane, kalp ameliyatı için gelen bir vatandaşa 160 milyon lira (8 bin 888 dolar) fatura çıkarmış. Bu vatandaşın 1 milyon lirası dahi yok. Bu kişi şimdi tedavisi için ya evini satacak ya da yıllardır çalışmasına karşılık alacağı tazminatı çekmek zorunda kalacak.” dedi.
Kerki bazı hastanelerin ödeme gücü olmayan kişileri kabul etmediği için hastaların hayatının tehlike altında olduğunu ve yoksul kişilerin sağlık hizmetlerinden yararlanamadıklarını anlattı.
Ülkenin büyük bir sağlık felaketiyle karşı karşıya olduğuna dikkati çeken Kerki, “En yakın zamanda gerekli tedbirler alınmazsa tedavi ve ilaç sadece zenginlere özel olacak. Çoğu ilacın fiyatı 8 kat yükseldi. Zaten bazı ilaçlar stoklarda kalmadı. Lübnan halkı ilaçlarını dahi alamıyor. Bazı vatandaşlar da komşu ülkelerden temin etmeye çalışıyor.” ifadesini kullandı.
Kriz için çözüm önerileri
Yetkililere bu krizin çözümü bağlamında üç öneri sunduklarını aktaran Kerki, iş veren, devlet ve çalışanların Sigorta Fonuna ödedikleri primlerin arttırılması ve teminat limitlerinin yükseltilmesi önerisinde bulunduklarını kaydetti.
Lübnanlı yetkili diğer önerilerini de şöyle sıraladı:
“İkinci olarak; ülkedeki 136 özel hastaneyle karşılaştırıldığında fiyatları daha uygun ve kabul edilebilir olan 29 devlet hastanesinin genişletilmesi ve etkinleştirilmesini, üçüncü öneri olarak ise alkol, tütün, mazot ve vatandaşların sağlığına zararlı diğer maddelere özel vergiler uygulanması ve buradan elde edilen gelirin devlete bağlı sigorta kurumlarına aktarılmasını gündeme getirdik.”