Lübnan Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Mişel Avn, başkent Beyrut’taki Baabda Sarayı’nda Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Lübnan Özel Koordinatörü Büyükelçi Joanna Wronecka’yı kabul etti.
Görüşmede, ülkesinin, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile en kısa sürede müzakerelere başlamak için hazırlıklarını sürdürdüğünü ifade eden Avn, uluslararası şirket A&M tarafından yürütülecek Merkez Bankasındaki adli denetimin de bugün başladığını söyledi.
Büyükelçi Wronecka da BM’nin Lübnan’ı, güvenlik ve ekonomik istikrara ulaşmasına yardımcı olacak tüm alanlarda desteklemeye ve bunun için gerekli kolaylıkları sağlamaya hazır olduğunu ifade etti.
Lübnan hükümeti, Merkez Bankası hesaplarına yönelik denetim için 1 Eylül 2020’de A&M şirketi ile anlaşma sağladığını açıklamıştı. Ancak A&M, daha sonra Lübnanlı makamlardan talep ettikleri veri ve belgeleri elde edemedikleri gerekçesiyle anlaşmadan çekildiğini duyurmuştu.
Hükümet daha sonra 17 Eylül’de Merkez Bankası hesaplarının adli denetimi için A&M şirketiyle anlaşma imzalamıştı.
Anlaşma doğrultusunda, IMF’nin ülkedeki mali ve ekonomik programı desteklemenin yanı sıra bir yılı aşkın süredir sekteye uğrayan müzakerelerin yeniden başlatılmasının koşulları olarak Merkez Bankası ve devlet kurumlarının hesapları adli incelemeye tabi tutulacak.
Anlaşmaya göre A&M, inceleme çalışmalarına başladıktan 3 ay sonra Maliye Bakanı Yusuf el-Halil’e ön rapor sunacak.
Ülkedeki ekonomik kriz
Farklı din ve mezheplere dayalı siyasi bölünmeler açısından oldukça kırılgan bir yapıya sahip Lübnan’ın ekonomisi, 1975-1990 yıllarındaki iç savaştan bu yana en büyük krizlerden birini yaşıyor.
Eski Başbakan Hassan Diyab, Mart 2020’de ülkedeki kamu borcunun 90 milyar doları aştığını açıklamıştı.
Diyab hükümeti, her yıl 2 milyar dolar olmak üzere 5 yılda toplam 10 milyar dolar kredi almak için geçen yıl IMF ile müzakereleri başlatmış ancak geçen yıl Beyrut Limanı’ndaki patlamadan sonra istifasını duyurmasıyla söz konusu müzakereler sekteye uğramıştı.
Lübnan’da halk, mevcut ekonomik krizin nedeni olarak gördüğü siyasi güçler ile yöneticileri yolsuzluk yapmakla suçluyor.