Türkiye’nin makine ihracatı 7 ayda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,7 artarak 14,2 milyar dolar oldu.
Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) verilerine göre, Türkiye’nin makine ihracatındaki artış devam ediyor. Makine imalat sanayisinin ocak-temmuz ihracatı 14,2 milyar dolara ulaştı. İhracat artışı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,7 olarak gerçekleşti.
Makine ihracatı miktar bazında yüzde 1,6 artarak 2,2 milyon tona yaklaştı. En fazla makine ihracatının gerçekleştiği iki ülke Almanya ve ABD’ye yapılan satışların toplamı 2,5 milyar doları buldu.
Rusya’ya ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22,1 artışla 518 milyon dolara ulaşırken; İtalya, Birleşik Krallık ve Fransa’ya ihracat 500 milyon dolar eşiğini geçmeyi başardı.
“Makine ihracatımızda Avrupa’nın payı yüzde 60’lara yükseldi”
Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, AA muhabirine verilere ilişkin yaptığı değerlendirmede, başlıca ihracat pazarlarında hakim olan resesyon endişelerinin yerini yumuşak iniş beklentilerine bırakmasını ve İkiz Dönüşüm konusunda zemin kaybetmek istemeyen bu ülkelerde makine teçhizat ihtiyaçlarının yeniden hız kazanmasını umduklarını söyledi.
Kış aylarıyla birlikte Avrupa’da yaşanması beklenen programlı elektrik kesintileri nedeniyle üretimde düşüşler yaşanabileceğini dile getiren Karavelioğlu, tedarikte bölgeselleşme stratejilerini Kovid-19’dan önce hayata geçirmeye başlayan Avrupa’nın, enerji arzında yüzleştiği birçok tehditle baş edebilmek için yakın coğrafyalara ihtiyacının arttığını anlattı.
Karavelioğlu, AB endüstrisinin güçlü ve güvenilir bir çözüm ortağı olan Türk makine imalat sektörüne artan ilgiye işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’nin makine ihracatı içinde Avrupa’nın payının son 5 yılda yüzde 55’ten yüzde 60’lara kadar gelmesi ve yükselişin avro-dolar paritesindeki düşüşe rağmen sürmesi, bu yönelişin en güçlü ifadesidir. Makine üretimindeki artışın geçen yılın aynı dönemine göre dünya genelinde yüzde 3’ün altında, Çin’de ise yüzde 1 civarlarında kaldığı ikinci çeyrekte, biz üretimimizi yüzde 14 artırdık. İç pazarda bazı belirsizlikler olsa da yaşanan daralmayı, uluslararası ölçekte büyük talep gördüğümüz bu dönemde dış ticaretle bertaraf etmek istiyoruz.”
“Alman rakiplerimiz 6 aylık stokla çalışır oldu”
Karavelioğlu, sanayicilerin eş zamanlı birçok sorunu yönetmek zorunda olduğuna ve tüm dünyada arz-talep dengesinin bozulduğuna değinerek, ham madde temini, arz yetersizliği, ticaret yollarında kayma, aksayan üretim ve geciken teslimat gibi problemlerden bahsetti.
Sanayicilerin malzeme temini zorluğu yaşadığından bahseden Karavelioğlu, Alman Ekonomi Araştırma Enstitüsü verilerine göre, bu ülkedeki makine sektörünün ihtiyaç duyduğu malzeme kalemlerinin yüzde 90’ında eksiklik olduğunu bildirdi.
Karavelioğlu, salgın öncesinde stokta 3 aylık malzeme bulunduran Alman işletmelerin, şu an en az 6 aylık stokla çalıştığını kaydederek, tüm dünyanın belli süre için kendine yeterlilik sağlama amacıyla stoklama ve ardından zaman kazanarak yerlileştirme eğilimiyle çalışmaya başladığını, kendilerinin de bu yüksek maliyetli çalışma biçimine uyum sağlamak zorunda olduklarını anlattı.
Yüksek ham madde ve enerji giderleri ortamında, stokların sanayici için yeni ve kaçınılmaz bir maliyet kalemi oluşturduğuna değinen Karavelioğlu, buna Yeşil Dönüşüm çabalarının eklendiğini, çok daha pahalı bir dünyaya koşar adım gittiklerini, üreticinin maliyeti hemen yansıtamadığı için zorlandığını söyledi.
“TL cinsi reeskont kredilerine ihtiyacımız hızla artıyor”
MAİB Başkanı Karavelioğlu, ölçek büyüten Türk makine imalat sektörünün ham madde ve yarı mamul stoklarını son 2 yılda 4 milyar dolardan fazla artırmak durumunda kaldığının tahmin edildiğini belirterek, bu ortamda ihracatçıların TL cinsi reeskont kredilerine ihtiyacının hızla arttığını vurguladı.
Risk primlerinde gözle görülür iyileşmeler sağlandıkça sanayicilerin kredi ve finansman olanaklarında normalleşme ve koşullu uygulamaların sona erdirilmesini beklediğini dile getiren Karavelioğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Eximbank’ın bir an önce özlediğimiz finansman işlevlerine yeniden kavuşturulacağını ümit ediyoruz. TL cinsi reeskont kredilerinin hacminin de enflasyona ve pandemi döneminde rekor biçimde artan yatırıma ve üretime uygun biçimde 2’ye, hatta 3’e katlanması gerekiyor. Bizi kaygılandıran nokta KOBİ’lerin finansmana erişimini sağlamak üzere ihdas olunan teminat fonlarının büyük işletmelere tahsisi konusunda ortaya çıkan ısrarlı taleplerdir. Sayıları yüzde 2’yi bulmayan büyük işletmelerin Eximbank kaynaklarının yüzde 85’ini kullanmaları, KOBİ’lerin ölçek büyütmesini güçleştiren bir vakadır.”