Bolu Orman Bölge Müdürlüğünce Bilim ve Sanat Merkezi konferans salonunda düzenlenen seminere katılmak için kente gelen Barutçiyan, AA muhabirine, Türkiye’nin mantar zengini bir ülke olduğunu, dünya pazarlarında yer etmiş, ekonomik değeri yüksek türlerin tamamının burada bulunduğunu söyledi.
Zehirli olduğu için ölüme neden olabilecek mantar çeşitlerinin bol miktarda olduğuna dikkati çeken Barutçiyan, vatandaşların değerli mantarları tüketmek yerine tereddütlü olanlara yöneldiğini aktardı.
Barutçiyan, vatandaşların ormanda toplanan mantarların hangisinin zehirli olup olmadığını bilme şansları olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Zehirli, öldürücü, yenen ya da yenmeyen mantarları birbirinden ayırt etmek için geçerli hiçbir teknik, metot ve püf noktası ya da kolay yolu yok. Mantarları bilimsel netlikle tanımlayıp güncel kaynaktan yenip yenmediğinin kontrol edilmesi gerekli. Eski kitaplar mesela. 1950 ya da 1960’ların mantar kitaplarında yenilebilir türlerin bazılarının zehirli olduğunu sonradan keşfettik. Güncel kaynak ve bilimsellik şart.”
“Bütün genellemelerden uzak duralım”
Halk arasında doğru bilinen yanlışlara da değinen Barutçiyan, “‘Hayvanlar yerse bizde yeriz’, ‘kurtlanan mantar zehirsiz olur’, bu yanlış. Sütü akan mantarlar zehirsizmiş, zehirli sütü akan da var, zehirsiz akan da. Bunlardan uzak durmak lazım. Gördüğümüz ölümcül zehirlenmenin yüzde 95’i kırsaldan geliyor maalesef. ‘Yaşlılar bilir.’ Yaşlılar eğer mantar bilimi okuyorsa bilebilirler. Bu bilim dalı, her gün güncelleniyor. Onun için bütün genellemelerden uzak duralım.” dedi.
Barutçiyan, mantar toplanması konusunda vatandaşlara eğitim de verilmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
“Mantarlar, asla ve asla naylon torbalarda toplanmazlar. Hava geçirmez ortama konulan mantarlar, kısa sürede bozulur, gıda zehirlenmeleri yaratır. Halkımız maalesef naylon torba kullanmada ısrarcı. Mantarlar, sepetlerde toplanmalı. Mantarların sürdürülebilirliği ve ekonomik değerlerin korunması açısından bu tür bilgileri bilmemiz gerekli.”