Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerinden derlenen bilgilere göre, Marmara Bölgesi’nde kasım ayı toplam yağış miktarının uzun yıllar ortalaması 71,4 milimetre olarak gerçekleşti. Bölgeye geçen yıl kasımda 64, bu senenin aynı ayında ise 39,6 milimetre yağış düştü.
Bölgede bu kasımdaki yağışlar uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 45, geçen senenin aynı dönemine kıyasla yüzde 38 azaldı.
Bölgenin tarım sezonunda yer alan 1 Ekim-30 Kasım 2022’deki iki aylık dönemde yağışlar, normaline göre yüzde 58 azalma gösterdi.
Marmara Bölgesi’nde 2023 yağışları, Trakya’nın batısı, İstanbul, Çanakkale, Bursa ile Yalova’da normallerine göre yüzde 60’tan fazla azaldı.
Yağışlarda yüzde 40 ile 620 arasında azalma var
Meteoroloji Mühendisi, İstanbul Aydın Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Güven Özdemir, yaptığı açıklamada, kasımda Türkiye’de yağışların yüzde 21, Marmara Bölgesi’nde yüzde 45 azaldığını söyledi.
Türkiye genelinde yağışların son 5 yıldır normalin altında seyrettiğini belirten Özdemir, “Dünyadaki meteorolojik şartlara göre rüzgar sistemleri ülkemizi etkiliyor. 2 yıla yakın süredir La Nina’nın (hava sıcaklığını düşürücü etkiye sahip hava olayı) etkisi devam ediyor. La Nina, eylül, ekim ve kasımda maalesef yağışları olumsuz etkiledi. Kasımda Marmara Bölgesi başta olmak üzere tüm Türkiye’de büyük ölçüde La Nina’nın etkisi görüldü.” diye konuştu.
Kuraklık had safhada
Kasımda yağışsız bir sistemle beraber yüksek basıncın etkili olduğunu dile getiren Özdemir, sözlerine şöyle devam etti:
“Kasımda, Orta Akdeniz üzerinden gelen alçak basınç sistemleri yurdumuza gelmeden, Ege kıyılarından itibaren ya kuzeye doğru kaydı veya güneye doğru indi. Sadece Akdeniz Bölgesi’nin bazı kesimleri, Trakya ve Marmara bölgelerinin bazı kısımları aralıklı çok az yağış alırken, Karadeniz kıyıları yağış aldı. Yağışın azalması hidrolik şartları da etkiliyor. Ülkemizi besleyen nehirler, göller az su almaya başladı. Tarımsal alanların sulanmasına olumsuz etkileri olduğu görüldü. Bunun sonucunda toprak ne yazık ki tarım için yeterli nemini alamadı.
Kuraklık had safhada. Su yoksa, verimli toprak yoksa canlı hayatından söz etmek mümkün olmayacaktır. Yağışlarda yüzde 40 ile yüzde 60 arasında bir azalma var. Su miktarına ihtiyacın artması, suyun üretim maliyetini de artırıyor. Suyu uzak yerlerden getirmek, enerji ihtiyacını ortaya çıkarıyor. Kasım geçen seneye göre kurak geçti. Kasımda, Güneydoğu Anadolu’da kuraklık daha yüksek yaşandı. Önümüzdeki günlerde kuraklığın devam edeceğini düşünüyoruz. Aralık ayı da zaten kurak geçiyor. Bu nedenle suyu iyi kullanmalıyız. Sulak alanları artırmamız lazım. Ülkemizde olduğu gibi dünyanın farklı yerlerinde de kuraklık yaşanıyor.”
‘Orman alanları çoğaltılmalı’
Kuraklık ve bunun sonucunda çölleşmenin 169 ülkedeki 1,6 milyar insanı ve diğer canlıları etkilediğini aktaran Özdemir, bu durumun milyonlarca kişinin göç etmesine neden olacağını söyledi.
Bunun “sessiz bir felaketin” kapıda olduğuna işaret ettiğini vurgulayan Özdemir, “Artık ülkeler arası su politikaları ve savaşlar gündeme gelecektir. Toprak ve su kaynaklarının korunması, kullanılması ve yönetimi için gerçek anlamda etkin çalışma ve planlara şiddetle ihtiyaç var. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak için orman alanlarımızın mutlaka çoğaltılması gerekiyor. Ormanlık alanlarda, meralarda, tarım alanlarında, sulak alanlarda yapılaşmaya kesinlikle izin verilmemelidir.” değerlendirmesinde bulundu.