Meke Krater Gölü, iki aşamalı olarak yaşanan bir volkanik patlama sonucu kraterin zamanla suyla dolmasıyla meydana geldi. Kaynaklara göre, yaklaşık 8 bin yıl önce ise gölün ortasında ikinci patlama gerçekleşti ve gölün ortası da suyla doldu. Meke Gölü yer altı su kaynaklarından beslenerek günümüze kadar geldi. 2000’li yıllardan itibaren suyunu kaybetmeye başlayan göl, son yıllarda kurak geçen mevsimler ve yeraltı suyunun azalmasıyla tamamen kurudu. Uzun yıllar kurak geçen mevsimler sonrası bu yıl Konya ve çevresinde bol yağışlı kış mevsimi yaşandı ve kar yağışları zaman zaman 1 metreyi geçti. Yoğun geçen kış mevsimindeki bu yağışlar da Meke Gölü’nün sulu görünümüne kavuşmasına yetmedi.
‘Depoyu son 70-80 yılda çok hızlı bir şekilde çektik’
Yıllardır bölgede çölleşme ve erozyonla mücadele çalışmaları çerçevesinde projeler yürüten Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Oktay Yıldız, öğretim üyeleri, yüksek lisans, doktora ve lisans öğrencileriyle ekip olarak 15 yıldır İç Anadolu sahasında, özellikle kurak yerlerde çalışmalar yaptıklarını, Avrupa Birliği projeleri ve çeşitli projeler gerçekleştirdikleri belirtti:
Gölün tabanında bulunan beyaz renkteki oluşum hakkında bilgi veren Prof. Dr. Oktay Yıldız, “Su varken içerisindeki birçok sodyum, potasyum, kalsiyum, klorürler bunların çoğu suyun içerisinde seyrelti halinde olduğu için pek fark edilemez. Ama su tamamen kesilince bunun içerisindeki birçok tuzlar da tortu halinde kaldı. Sonuç olarak burası yüksek kireç içeriğine sahip. Bazen ölçtüğümüz yerlerde yarıdan fazlasını bile kireç geçiyordu. Bazı yerlerde sodyum ağırlıklı malzeme var. Bu da sodik toprak özelliğini gösteriyor, bitkileri zehirleyici bir şey. Diğer klorür tuzlar da su buharlaşınca dipte çökelip kalıyor” diye konuştu.