Küresel ekonomilerin yaklaşık 3 yıldır süren enflasyonla mücadelesinde yavaş yavaş sona yaklaşıldığı görüşü güven kazanırken birçok merkez bankası henüz para politikası duruşunu değiştirmese de piyasalarda yumuşama sinyalleri temmuz ayında da güçlendi.
Bunun yanı sıra bazı büyük ekonomiler, karşılaştıkları makroekonomik olumsuzluklara karşı faiz artırımı da dahil bir dizi önlem almaya devam etti.
ABD Merkez Bankası (Fed), Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), temmuz ayında da faiz oranlarında değişikliğe gitmeyerek sıkı para politikası duruşunu korumayı sürdürdü.
Kanada Merkez Bankası (BoC) ve Macaristan Merkez Bankası (MNB) faiz indirimine giderken Japonya Merkez Bankası (BoJ) ve Rusya Merkez Bankası faiz artırımı kararı aldı.
BoC, art arda ikinci toplantıda politika faizini 25 baz puan indirerek yüzde 4,5’e düşürürken bankadan yapılan açıklamada, geniş enflasyonist baskıların hafiflediği bildirildi.
Açıklamada, genel fiyat baskılarının azalmaya devam etmesi ve enflasyonun yüzde 2’ye yaklaşmasının beklenmesi nedeniyle politika faiz oranının 25 baz puan daha düşürülmesine karar verildiği belirtilerek, politika faiz oranının yüzde 4,5’e indirildiği kaydedildi.
BoC, haziran ayında politika faizini yüzde 5’ten 4,75’e düşürerek 4 yılın ardından ilk faiz indirimini gerçekleştirirken G7 ülkeleri arasında politika gevşetmeye başlayan ilk merkez bankası olmuştu.
Temmuz ayında faiz indirimine giden diğer bir merkez bankası ise MNB oldu.
MNB, temmuzda politika faizini beklentiler dahilinde 25 baz puan düşürerek yüzde 6,75’e indirdi. Bankanın faiz indirim kararı, ülkenin parasal gevşeme döngüsünün başladığı ekim ayından bu yana 10. faiz indirimi kararı oldu.
BoJ, temmuzda politika faizini yüzde 0,25’e çıkardı
BoJ, temmuz ayında gerçekleştirdiği toplantıda sürpriz şekilde politika faizinin yüzde 0,25’e çıkarılmasına karar verdi.
Yenin güçlenerek ülkenin ihracatına zarar vermesini önlemek ve deflasyonla mücadele etmek için 2016’dan bu yana negatif faiz politikası yürüten BoJ, ülkedeki hızlı ücret artışları nedeniyle 2007’den bu yana ilk defa mart ayında faiz artırımına gitmişti.
Mart ayındaki toplantısında 17 yıl sonra ilk kez faiz artırımına giden banka, politika faizini yüzde eksi 0,1’den yüzde 0,1’e yükselterek dünyadaki negatif faiz dönemini sonlandırmıştı.
Faiz artırımı kararının arkasında Japonya ile ABD’deki faiz oranları arasındaki büyük fark etkili olurken bu durum, yaklaşık son üç yıldır yenin dolara karşı değer kaybetmesine yol açmıştı.
Analistler, ülke para biriminin son 38 yılın en düşük seviyesini test ettiğini belirterek, Japon yeninin tarihi zayıflığının müdahale için baskı yarattığını belirtti.
Temmuzda faiz artırımı yapan diğer merkez bankası da Rusya Merkez Bankası (CBR) oldu.
CBR, temmuzda politika faizini beklentiler doğrultusunda 200 baz puan artışla yüzde 18’e yükseltti.
Bankadan yapılan açıklamada, ülke ekonomisi üzerindeki enflasyon baskısının yüksek seviyede devam ettiği belirtilirken “Rusya Merkez Bankası, politika faizini yüzde 18 seviyesine yükseltme kararı almıştır.” ifadesi kullanıldı.
Rusya Merkez Bankası, politika faizini son olarak 7 Haziran’da yüzde 16 seviyesinde sabit bırakmıştı.
Fed, faiz oranını sabit tutarken eylülde faiz indirimine yeşil ışık yaktı
Fed, temmuz ayında düzenlenen Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında da politika faizini beklentiler dahilinde değiştirmeyerek 23 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 5,25-5,50 aralığında sabit bıraktı.
Fed Başkanı Jerome Powell, enflasyon konusundaki güvenin artması ve iş gücü piyasasının gücünü koruması halinde faiz indiriminin eylül ayında masaya gelebileceğini ifade etti.
İş gücü piyasasının daha iyi bir dengeye geldiğini ve işsizlik oranının düşük kalmaya devam ettiğini belirten Powell, enflasyonun ise önemli ölçüde gerilediğini anlattı.
Powell, “Komitenin genel düşüncesi, politika faiz oranımızı düşürmenin uygun olacağı noktaya yaklaştığımız yönünde ancak henüz o noktada değiller.” değerlendirmesinde bulundu.
Bankanın önündeki yolun ekonominin seyrine bağlı olacağını belirten Powell, “Ekonominin nasıl gelişeceğine bağlı olarak, sıfır faiz indiriminden birkaç faiz indirimine kadar senaryo hayal edebiliyorum.” ifadesini kullandı.
ABD’de enflasyon, ocak, şubat, mart aylarında yıllık bazda sırasıyla yüzde 3,1, 3,2 ve 3,5 ile beklentilerin üzerinde kalmasının ardından, nisanda 3,4 ile beklentiler doğrultusunda, mayısta ve haziranda 3,3 ile beklentilerin altında gerçekleşti.
2022 yılından itibaren yüksek enflasyonla mücadele kapsamında sıkı para politikası izleyen Fed, bu yılın ilk yarısında gerçekleştirilen toplantılarda da politika faizinde değişikliğe gitmedi.
Ülkede yüksek enflasyon karşısında 2022’de faiz artışlarına başlayan Fed, Mart 2022’den bu yana 11 faiz artırımı gerçekleştirdi ve toplamda 525 baz puanlık artış yaptı.
Fed, politika faizini en son Temmuz 2023’te 25 baz puan artırarak 2001’den bu yana en yüksek seviyeye çıkardı.
ECB, geçen ay faizi sabit tuttu
ECB, temmuz ayında 3 temel politika faizini piyasa beklentileri doğrultusunda sabit tuttu.
ECB’nin Temmuz 2022’den itibaren art arda 10 toplantıda faiz oranlarını toplamda 450 baz puan artırmasının ardından, haziranda yaklaşık 5 yılın ardından ilk kez 25 baz puan indirim kararı vermişti.
Haziran ayında 3 temel politika faizinde de 25 baz puan indirim kararı veren ECB, refinansman faizini yüzde 4,50’den 4,25’e, mevduat faizini yüzde 4’ten 3,75’e ve marjinal fonlama faizini yüzde 4,75’ten 4,50’ye indirmişti.
Temmuz ayında ise politika faizini sabit tutan ECB, yaptığı açıklamada hizmet sektöründe enflasyonun yükseldiği ve manşet enflasyonun gelecek yıl da hedefin üzerinde kalmasının muhtemel olduğunu kaydetti.
ECB Yönetim Konseyinin enflasyonun yüzde 2’lik orta vadeli hedefine yönelik kararlılığının yenilendiği açıklamada, Konseyin hedefe ulaşmak için gerekli olduğu sürece politika faizlerini yeterince kısıtlayıcı tutacağı bildirildi.
Avro Bölgesi ekonomisinin “muhtemelen ikinci çeyrekte ilk çeyreğe kıyasla daha yavaş büyüdüğünü” de dile getiren ECB Başkanı Christine Lagarde, ayrıca ekonomik büyümeye ilişkin risklerin aşağı yönlü olduğunu belirtti.
Verilere bağlı olarak hareket etmeye, gelen verileri toplantıdan toplantıya değerlendirerek karar almaya devam edeceklerini yineleyen Lagarde, kararlarını enflasyon dinamiklerini ve para politikası aktarımını değerlendirerek vereceklerini vurguladı.
TCMB, politika faizini yüzde 50’de sabit bıraktı
Yurt içinde ise temmuz ayında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını değiştirmeyerek yüzde 50’de tuttu.
TCMB’den faiz oranlarına ilişkin yapılan duyuruda, Yaşar Fatih Karahan başkanlığında toplanan Kurulun, politika faizinin yüzde 50’de sabit kalmasına karar verdiği bildirildi.
Haziran ayında aylık enflasyonun ana eğiliminin belirgin bir zayıflama kaydettiği belirtilen duyuruda, “Öncü göstergeler temmuz ayında aylık enflasyonun, para politikasının görece etki alanı dışında kalan yönetilen-yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamaları ile işlenmemiş gıda fiyatlarındaki arz yönlü gelişmeler neticesinde geçici olarak artacağına işaret etmektedir.” ifadelerine yer verildi.
Duyuruda, “Likidite koşulları muhtemel gelişmeler göz önünde bulundurularak yakından izlenmektedir. Sterilizasyon araçları, gerektiğinde çeşitlendirilerek etkin şekilde kullanılacaktır. Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir.” bilgisi paylaşıldı.
Ağustos ayı İngiltere Merkez Bankasının faiz indirimiyle başladı
Temmuz, merkez bankaları için hareketli geçen bir ay olurken ağustosun ilk işlem gününde BoE, politika faizini beklentiler dahilinde 25 baz puan indirerek yüzde 5’e düşürdü ve böylece Mart 2020’den beri ilk kez faiz indirimine gitmiş oldu.
BoE, politika faizini Ağustos 2023’ten beri son 16 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 5,25’te sabit tutuyordu.
Ülkede manşet enflasyonun iki ay üst üste BoE’nin yüzde 2’lik hedefine uyumlu seyretmesinin ardından alınan faiz indiriminin “oldukça dengeli bir karar” olduğunu belirten BoE Başkanı Andrew Bailey, enflasyonist baskıların beklendiği gibi azaldığını dile getirdi.
Ekonomistler, BoE’nin ağustosun ilk gününde aldığı kararının faiz indirim döngüsünün başlangıcı olabileceğini ve kasımda yeniden faizi düşürebileceğini öngörüyor.