Para Politikası Kurulu’nun 16 Aralık’taki toplantısına ilişkin özet yayımlandı. Özette, kasım ayında tüketici fiyatlarının yüzde 3,51 arttığı, yıllık enflasyon 1,42 puan yükselişle yüzde 21,31 olarak gerçekleştiği hatırlatıldı.
Gıda ve temel mal gruplarında yüksek fiyat artışlarına rağmen yıllık enflasyonda baz etkisi kaynaklı olarak sınırlı bir düşüş kaydedildiği belirtilen özette, “Döviz kuru gelişmeleri, yurt içi enerji fiyatlarındaki artışlar, uluslararası emtia fiyatlarında süregelen olumsuz seyir ve yeniden belirginleşen tedarik sorunları, üretici fiyatlarının önemli ölçüde yükselmesine neden olmuştur. Bu görünüm altında, B ve C endekslerinin yıllık enflasyonları ve yakın dönem eğilimleri artış sergilemiştir.” ifadelerine yer verildi.
Özette, bu dönemde olumlu seyreden hava koşullarını takiben sebze fiyatlarının gerilediği, yüksek bazın da katkısıyla taze meyve ve sebze grubunda yıllık enflasyonun belirgin bir şekilde gerilediği bildirildi.
Döviz kuru ve girdi maliyetlerindeki görünüm neticesinde diğer işlenmemiş gıda fiyatlarının yükseldiği, et, yumurta, patates, kuruyemiş ve bakliyatın öne çıkan kalemler olduğu aktarılan özette, şu değerlendirmeler yapıldı:
“İşlenmiş gıdada aylık fiyat artışı ivme kazanırken, ekmek ve tahıllar kalemindeki yüzde 7,20 artış dikkati çekmiş, bu gelişmede özellikle tarımsal kuraklık ve uluslararası tahıl fiyatlarında gözlenen olumsuz seyir ile birlikte kur gelişmelerinin yansımaları hissedilmiştir. Diğer işlenmiş gıda kalemleri arasında, et fiyatlarını takiben işlenmiş et ürünleri, uluslararası etkilerin yansıdığı katı-sıvı yağlar ile şeker ve şekerle bağlantılı ürün grupları olumsuz ayrışmıştır.”
“Kira enflasyonundaki yükseliş eğilimi kasım ayında da sürdü”
Özette, uluslararası enerji fiyatlarında bu dönemde bir miktar gevşeme görülürken, Türk lirasındaki görünümle yurt içi enerji fiyatlarının arttığı belirtildi.
Temel mal grubu fiyatlarının kasımda yüzde 3,67 artarken, grup yıllık enflasyonu baz etkisi kaynaklı olarak 0,10 puan düşüşle yüzde 18,36’ya gerilediği hatırlatılan özette, şunlar kaydedildi:
“Yıllık enflasyon dayanıklı mal alt grubunda azalırken, giyim ve ayakkabı grubunda yataya yakın bir seyir izlemiş, diğer temel mallarda ise artmıştır. Dayanıklı tüketim mallarında fiyatlar otomobil, mobilya ve beyaz eşya alt kalemleri öncülüğünde aylık bazda yüzde 4,06 yükselirken, bu grupta yıllık enflasyon baz etkisiyle gerilemiştir. Giyim ve ayakkabı grubunda fiyatlar kasım ayında mevsimsel ortalamasının altında artış sergilerken, yıllık enflasyon geçen yılın aynı dönemindeki salgın hastalık kaynaklı düşük baz nedeniyle yatay seyretmiştir. Döviz kuru gelişmelerine paralel olarak bu dönemde diğer temel mallarda genele yayılan fiyat artışları kaydedilmiştir.”
Özette, hizmet fiyatlarının kasımda yüzde 1,88, grup yıllık enflasyonun da 1,45 puan artışla yüzde 16,88 olduğu belirtilerek, yıllık enflasyonun, lokanta-otelde belirgin olmak üzere, tüm alt gruplarda arttığı kaydedildi.
Lokanta-otel alt grubunda fiyatların gerek yemek hizmetleri gerekse de konaklama hizmetleri kaynaklı olarak yükseldiği belirtilen özette, “Söz konusu alt grup yüksek enflasyonu ile hizmetler sektöründeki diğer gruplardan belirgin şekilde ayrışmaktadır. Bu dönemde, yemek hizmetleri fiyatları aylık yüzde 4,24 yükselirken, bu gelişmede olumsuz seyreden gıda fiyatlarının etkisi hissedilmiştir. Özellikle ekmek-tahıl ürünleri ile et ve et ürünleri fiyatlarındaki gelişmelerin yemek hizmetlerini olumsuz yönde etkilediği değerlendirilmektedir. Hizmetler sektöründe bu dönemde öne çıkan diğer alt gruplar kira ve diğer hizmetler olmuştur. Diğer hizmetler grubunda sigorta hizmetlerinin yanı sıra kura duyarlılığı yüksek olan bakım ve onarım hizmetleri olumsuz ayrışmıştır. Mevsimsel etkilerden arındırılmış verilerle incelendiğinde, kira enflasyonundaki yükseliş eğiliminin kasım ayında da sürdüğü izlenmiştir.” ifadelerine yer verildi.
Özette, Piyasa Katılımcıları Anketi aralık ayı sonuçlarının, enflasyon beklentilerinin yukarı yönlü güncellendiğine işaret edildi.
“Merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmektedir”
Toplantı özetinde, öncü göstergelerin küresel ekonomideki güçlü toparlanmanın, bölgesel olarak farklılaşmakla birlikte devam ettiği belirtildi.
Yakın dönemde salgının etkisiyle ABD’de tüketici güven endekslerinin düşük seyrettiği, bazı Avrupa ülkelerinde ise kısmi bir iyileşme görüldüğü aktarılan özette, küresel iktisadi faaliyette yaşanan toparlanma ve aşılama oranlarındaki artışa rağmen salgında yeni varyantlar nedeniyle kapanma tedbirlerinin ve seyahat kısıtlamalarının yeniden başlaması küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmakta ve belirsizlikleri arttığı vurgulandı.
Özette, şu değerlendirmelere yer verildi:
“Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmekle birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirmektedir. Bu çerçevede iktisadi faaliyet, iş gücü piyasası ve enflasyon beklentilerinde ülkeler arasında farklılaşan görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası iletişimlerinde ayrışma gözlenmekle birlikte, merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir.
Gelişmekte olan ülke borçlanma senedi piyasalarından çıkışlar devam ederken hisse senedi piyasalarına girişler sürmektedir. Gelişmiş ülkelerde uzun vadeli tahvil faizlerindeki oynaklık ve küresel finansal koşulların seyri gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarına ilişkin riskleri canlı tutmaktadır. Söz konusu risklerin Türkiye’ye yönelik portföy akımları kanalıyla yaratabileceği etkilerin, yurt dışında yerleşiklerin portföy pozisyonlanmalarındaki mevcut seviyeler dikkate alındığında daha sınırlı kalabileceği değerlendirilmektedir.”
Kasım ayında üretici fiyatlarının yüzde 9,99 arttığı ve yıllık üretici enflasyonu yüzde 54,62’ye ulaştığı kaydedilen özette, fiyat artışlarının genele yayılırken, petrol ve ana metal hariç imalat sanayi fiyatlarının eğiliminin önemli ölçüde yükseldiği ifade edildi.
Özette, kasımda döviz kuru gelişmeleri, uluslararası tarımsal emtia ürünlerindeki olumsuz fiyat hareketleri, yurt içi enerji maliyetlerindeki artışlar ve yeniden belirginleşen tedarik sorunlarının üretici fiyatlarını sürükleyen temel unsurlar olduğu belirtildi.
“Öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin, dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret ediyor”
Özette, üçüncü çeyrekte, Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYH) aşılamadaki güçlü ivme ile birlikte kısıtlamaların hafifletilmesi ve turizm faaliyetindeki toparlanma eğiliminin belirginleşmesiyle yıllık yüzde 7,4, çeyreklik olarak ise yüzde 2,7 artış kaydettiği hatırlatıldı.
Üretim yönünden değerlendirildiğinde, sanayi ve hizmetler sektörünün yıllık ve dönemlik büyümenin temel sürükleyicisi olduğu, inşaat ve tarım sektörlerinin dönemlik büyümeyi sınırladığı belirtildi.
Özette, harcama yönünden bakıldığında ise dönemlik büyümenin ana belirleyicisinin yurt içi talep olduğu vurgulanarak, iç talebin artan katkısının açılmayla beraber salgından daha çok etkilenen sektörlerdeki toparlanmaya da bağlı olarak özel tüketim harcamalarından geldiği aktarıldı.
Makine-teçhizat yatırımlarında yıllık büyümenin yüzde 17,5 ile yüksek seyrini koruduğu kaydedilen özette, dönemlik bazda hem ihracatta hem de ithalatta artış gerçekleştiği, net ihracatın dönemlik büyümeye katkısının 0,1 yüzde puan ile sınırlı kalırken, yıllık büyümeye katkısının 6,8 puan olduğu bildirildi.
Özette, öncü göstergelerin yurt içinde iktisadi faaliyetin, dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret ettiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
“Sanayi Üretim Endeksi, ekim ayında mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak bir önceki aya kıyasla yüzde 0,6, yıllık bazda ise yüzde 5,4 artmıştır. Böylelikle endeks üçüncü çeyreğe göre yüzde 1,5 yükselerek dördüncü çeyrekte de artış eğilimini korumuştur. Diğer ulaşım araçları imalatı başta olmak üzere, tarihsel olarak yüksek oynaklık gösteren sektörler dışlandığında, sanayi üretimindeki aylık artışın dayanıksız mallar öncülüğünde manşet değerden daha kuvvetli olduğu görülmektedir. Kasım ayı itibarıyla, imalat sanayi firmalarının gelecek on iki aylık döneme ilişkin yatırım eğilimlerindeki yüksek seyir devam etmektedir.”
“Olumlu dış talep koşulları cari işlemler dengesini pozitif etkilemektedir”
Para Politikası Kurulu toplantı özetinde, aşılamanın toplumun geneline yayılmasının salgından olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanıdığı belirtildi.
Perakende satış hacmi ve hizmet ciro endekslerinin özellikle turizm bağlantılı kalemlerin desteğiyle artışını sürdürdüğü ifade edilen özette, dayanıksız tüketim mallarındaki toparlanma eğiliminin korunduğu kaydedildi.
Özette, şu açıklamalar yer aldı:
“İş gücü piyasasındaki iyileşme iktisadi faaliyet görünümüyle uyumlu olarak devam etmektedir. Ekim ayında istihdam, açılma ve turizmdeki olumlu seyrin etkisiyle hizmetler sektörünün öncülüğünde artış eğilimini korurken, işgücüne katılım oranında sınırlı bir yükseliş gözlenmiştir. Böylelikle, mevsimsellikten arındırılmış olarak işsizlik oranı gerilemeye devam ederek yüzde 11,2 olmuştur. Anket göstergeleri ve yüksek frekanslı veriler, istihdam görünümündeki iyileşmenin ve işgücü piyasasındaki olumlu seyrin sürdüğüne işaret etmektedir.
Olumlu dış talep koşulları cari işlemler dengesini pozitif etkilemektedir. Geçici dış ticaret verileri kasım ayında ihracatın gücünü koruduğuna, ithalatın ise enerji ithalatındaki yüksek oranlı artışın da etkisiyle arttığına işaret etmektedir. Dış ticaret dengesindeki bu görünüme karşın, hizmet gelirlerindeki olumlu seyir cari işlemler dengesini desteklemeye devam etmektedir. İhracattaki artış eğiliminin güçlenmesiyle cari işlemler dengesinin 2022 yılında fazla vermesi öngörülmektedir. Cari işlemler dengesindeki iyileşme eğiliminin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmekte, bu bağlamda ticari ve bireysel krediler yakından takip edilmektedir.”
“Alınmış olan kararların birikimli etkileri 2022 yılının ilk çeyreğinde yakından takip edilecek”
Özette, para politikası duruşunun, enflasyon görünümüne yönelik risklerin kaynağına, kalıcılığına ve para politikası ile ne ölçüde kontrol altına alınabileceğine dair değerlendirmeler dikkate alınarak, temkinli bir yaklaşımla enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesi ve fiyat istikrarı hedefine ulaşılması odağında belirleneceği vurgulandı.
Bu doğrultuda politika duruşunun, enflasyon gelişmeleri, enflasyon beklentileri ve bunlar üzerinde kısa vadede etkili olacağı öngörülen geçici unsurlar da dikkate alınarak dezenflasyon sürecini en kısa sürede tesis edecek ve orta vadeli hedeflere ulaşıncaya kadar bunun sürekliliğini sağlayacak bir sıkılık düzeyinde belirlenmeye devam edileceği aktarılan özette, şu değerlendirmelere yer verildi:
“Enflasyonda kasımda gözlenen yükselişte; döviz kuru gelişmeleri, küresel gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Kurul, politika faizinin 100 baz puan indirilerek, arz yönlü ve para politikası etki alanı dışındaki arızi faktörlerin fiyat artışları üzerinde oluşturduğu geçici etkilerin ima ettiği alanın kullanımının tamamlanmasına karar vermiştir. Alınmış olan kararların birikimli etkileri 2022 yılının ilk çeyreğinde yakından takip edilecek ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla geniş kapsamlı politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülecektir.”
Özette, enflasyonun kısa dönemde, başta döviz kurları, emtia fiyatları ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlar olmak üzere arz ve talep yönlü çeşitli unsurların etkisiyle oynak bir seyir izlemesinin beklendiği kaydedilerek, bununla birlikte, geçici etkilerin ortadan kalkmasıyla enflasyonun yeniden düşüş eğilimine dönmesini sağlayacak parasal duruşun; enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve finansal piyasa gelişmeleri bağlamında dışsal ve geçici oynaklıklara karşı önemli bir tampon işlevi göreceği aktarıldı.
“Enflasyon üzerindeki talep ve maliyet yönlü etkilerin yakından izlenmektedir”
TCMB’nin, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edeceği kaydedilen özette, “Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.” ifadeleri kullanıldı.
Özette, kredi piyasası, iktisadi faaliyet, arz yönlü unsurlar ve ithalat fiyatlarındaki gelişmeler doğrultusunda enflasyon üzerindeki talep ve maliyet yönlü etkilerin yakından izlendiği hatırlatılarak, gelişmiş ülkelerdeki para politikası ile küresel risk iştahına ilişkin görünümün, gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımları üzerindeki riskleri canlı tuttuğu kaydedildi.
Kurul’un, para politikasında fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda finansal istikrara yönelik riskleri de gözeten bir yaklaşım sergilemeyi sürdüreceği vurgulanan özette, bu bağlamda makroihtiyati politikaların krediler üzerindeki etkisi ile TCMB fonlamasının APİ ve swap işlemleri arasındaki kompozisyonunun yakından takip edildiği bildirildi.
Özette, Kurul’un, fiyat istikrarının sağlanması için, güçlü bir politika koordinasyonuyla tüm paydaşları içeren bütüncül bir makro politika bileşimine ihtiyaç bulunduğu değerlendirmesi yinelenerek, Kurul’un, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edeceği ifade edildi.