MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldığını anımsatarak, Katz’ın siyasi, tarihi ve nesnel gerçeklerle asla bağdaşmayan alçak sözlerini nefretle lanetlediğini belirtti.
İsrail Dışişleri Bakanı’nın, Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alan; siyasi, tarihi ve nesnel gerçeklerle asla bağdaşmayan alçak sözlerini nefretle lanetliyorum.
İsrail Başbakanı ile hükümetinin hangi kanlı ve karanlık izleri takip ettiğini esasen tüm dünya açıklıkla görmektedir.…
— Devlet Bahçeli (@dbdevletbahceli) July 29, 2024
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile hükümetinin, hangi kanlı ve karanlık izleri takip ettiğini tüm dünyanın açıklıkla gördüğünü vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:
“Soykırımcı bir yönetimin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na panikle saldırması, suçluluk psikolojisinin tezahürüdür. 40 bine yakın masumu katleden İsrail yönetiminin hesap vereceği günler uzak değildir. Bu durum sadece sabır ve zaman meselesidir. Türk milleti kenetlenmiş ve soykırımcı İsrail’e karşı kilitlenmiştir. Elbette her türlü senaryo gündemde olmalı; siyasi, stratejik ve askeri tüm hazırlıklar tahkim edilerek Türkiye’nin hafife alınacak bir ülke olmadığı isabetle teyit edilmelidir.”
“Türk düşmanları kaybedecek”
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın tarih ve mazlumlar önündeki sorumluluğunu ihmalden süratle kaçınması gerektiğini ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
“TBMM’ye davet edilmek, muhatabı için bir şereftir. Bu şerefi taşıyıp taşımama konusu ise Sayın Abbas’ın bileceği ve davranışıyla ispat edeceği bir husustur. Caniyahu’nun ABD Kongresi’nde ayakta alkışlanması gerçek manada soykırımın ibrası, zulmün ifa ve icrasına rezil bir ikramdır.
Mavi Vatan’a ‘masal’ diyen kokuşmuş ve emperyalizmin kuklası haline gelmiş devşirme ve DEM’lenmiş siyasi defoların engellemelerine ve kaleyi içten teslim alma girişimlerine rağmen Türkiye ve Türk milleti milli haklarını ve egemenlik hukukunu cansiperane savunmanın yanında mazlumların da sonuna kadar yanında ve yöresinde sarsılmaz yerini alacaktır. Vatana ‘masal’ diyenlerin yolu batış ve mahvoluş; buna direnen ve tepki gösterenlerin istikameti de Türk ve Türkiye Yüzyılı’dır. Türk düşmanları kaybedecek, zafer meşalesi inanan milli yüreklerin elinde parlayacaktır.”