Bahçeli, sosyal medya hesabından, “cemevi saldırısı” ve “KPSS’ye yönelik iddialar” hakkında açıklama yaptı.
Türkiye’nin bölgesel liderlik pozisyonunu tahkim ve takviye ettikçe, küresel aktörlük mevkisinde sivrilip adından ve müessir adımlarından bahsettirdikçe karanlık odakların, kaotik oluşumların, kargaşaya bel bağlamış onursuzların anında karşı harekete geçtiğini iddia eden Bahçeli, bu kapsamda belirginleşen sebep-sonuç zincirinin halkalarının berrak bir şekilde ortada olduğunu belirtti.
Her müstesna ilerleyişin gecikmeden menfur ve menhus bir tertiple baskı altına alınmaya, üzerinin karalanmaya çalışıldığını kaydeden Bahçeli, ne zaman Türkiye atağa ve ayağa kalksa, bunu hazmedemeyen çevrelerin farklı bir alanda kriz üretip toplumsal hassasiyetleri kaşıyarak devlet-millet dayanışmasını zedeleme arayışına girdiğini ifade etti.
Parlak gelişmeleri eş zamanlı takip eden müessif ve münasebetsiz olayların iç yüzüne ışıklar salındığında ortaya dökülen hiçbir sorunun zamanlama açısından tesadüfi olmadığının anlaşılacağını belirten Bahçeli, şöyle devam etti:
“Türkiye’nin önünü kesmek için kuyruğa girenlerin aynı zamanda barış, huzur ve istikrar vasatını çökertmek için fırsat kollayan, hava koklayan, zemin yoklayan iç ve dış mihraklardan teşekkül eden bir yıkım lobisi halinde devreye girdikleri son derece açıktır. Özellikle son aylarda bölgesel ve küresel sorun başlıklarına pozitif ve yapıcı şekilde müdahalede bulunan, daha önemlisi sözü dinlenen ve etkili sonuçlar alan Türkiye’nin birbirine eklemlenmiş, kurgusu ve kumandası kuyumcu titizliğiyle yapılmış sabotajlara maruz kalması dikkatli hiçbir gözden kaçmamıştır.”
Bahçeli, NATO Madrid Zirvesi ile başlayan, Astana formatında gerçekleşen Tahran Zirvesi’yle pekişen, tahıl koridoru açılmasını temin eden anlaşmayla derinleşen sağlam, sağlıklı ve sağduyulu atılımların Türkiye’ye yönelik husumetin dalga boyunu artırdığını kaydetti.
Dar gelirli insanları rahatlatacak ucuz konut inşa kararıyla gelir artırıcı hamlelerin, enflasyona karşı etkili mücadelelerin, yatırım, ihracat ve üretim seferberliğindeki göz dolduran gelişmelerin, bölücü terör örgütüne isabet kaydeden zincirleme operasyonların iç ve dış işgal cephesinin uykularını kaçırdığını, telaşa kapılmalarına neden olduğunu ifade eden Bahçeli, “Sırtını dayadığı muhteşem iradeyi, tarihsel haklarını, egemenlik vasfını inancıyla, cesaretiyle ve iddialarıyla sergileyen bir ülke gerçeği tıpkı dev gibi doğrulmuştur.” değerlendirmesinde bulundu.
Ankara’da Türkmen-Alevi Bektaşi Vakfı, Şah-ı Merdan Kültür Evleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği ile Ana Fatma Cemevi’ne yapılan alçak saldırıların Türkiye’nin hayat damarlarına neşter vurma çabasından başka bir şey olmadığını vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:
“Cemevine ve Alevi İslam inancına sahip kardeşlerimize yapılan hain ve hasmane eylemler belli merkezlerden provoke edilen Türk, Türkiye ve İslam düşmanlığıdır. İçinden geçtiğimiz zaman diliminin tüm iyimser ve müspet ortamı dikkate alındığında cemevi saldırganlığının bir meczubun, mendebur bir suçlunun gelişigüzel bir fiili olmayacağı bariz olarak görülecektir. Ajanlarının tasmasını çıkarıp üzerimize salanlarla çetin bir hesaplaşma milli ve manevi bir sorumluluk olarak omuzlarımızdadır.”
“Bu şahıslarla ilgili inceleme acilen yapılmalıdır”
Geçen hafta sonu yapılan KPSS’yle ilgili iddiaya değinen Bahçeli, “Adli ve idari tasarruflarla meselenin üzerine gidilmesi elbette yerindedir, ama yeterli değildir.” ifadesini kullandı.
MHP’nin Türkiye’yi hedef alan kuşkulu olaylarla ilgili görüş ve önerilerinin belli, berrak ve tutarlı olduğunu belirten Bahçeli, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Cemevi saldırısıyla KPSS skandalının çok yönlü araştırılmasının yanında, Zeytinburnu Balıklı Rum Hastanesi’nde çıkan yangının kundaklama olup olmadığı mutlak surette açıklığa kavuşturulmalıdır. KPSS’de çıkan ve bir yayınevinin test kitapçığında sorulduğu anlaşılan 20 soruya kimlerin tam ve eksiksiz doğru cevap verdiği tespit edilmeli, bu şahıslarla ilgili inceleme de acilen yapılmalıdır. Şayet ilgili yayıneviyle bahse konu soruların hepsine doğru cevaplar verenler arasında makul bağ ve bağlantı bulunursa, bunların alayı birden isim isim afişe edilmeli, en ağır cezaya çarptırılmalıdır. Hiçbir evladımızın haklarının gaspına sessiz durmayacağımız, emeklerinin ve ümitlerinin heba edilmesine seyirci kalmayacağımız çok iyi bilinmelidir.
Ukrayna’nın Odessa Limanı’ndan demir alan tahıl yüklü bir geminin Türkiye’ye intikalinin hitamında ülkemizden Lübnan’a doğru hareket ettiği bir zamanda dikkatlerin başka yöne çekilme gayreti ve ülkemizi karışıklığa sürükleme teşebbüsü iğrenç bir kumpastır. Milli başarılarımızı gölgelemek ve zillet ittifakının eline istismar malzemesi vermek için planlı ve programlı zehirli bir süreç tedavüldedir.”
“Aklını başına alması bilhassa ikazımdır”
Bahçeli, “bazı medya organlarında partilerini töhmet altında bırakmak, hatta itham ve iftirayla kendi tribünlerine sevimli görünmek için çırpınan artist bozuntuları ile ahlaksız yorumcuların haddini aştıklarının görüldüğü”nü ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu:
“Kimin taşeronu, kimlerin teşrifatçısı, kimlerin tandansı altında olduğu az çok belli olan ‘Şimşek’ soyisimli çakaralmaz ve ateşi sönmüş mahlukun aklını başına alması bilhassa ikazımdır. Böyle ucubeleri manidar bir dönemde ekranlara çıkarıp partimize ve Cumhur İttifakı’na laf ettirenler de ağır sorumluluktan kurtulamayacaktır. Türkiye operasyon çekilecek, zillete düşenlerin elinde un ufak olacak bir ülke değildir.
KPSS sınavının iptali ve yeniden yapılması zorunlu bir tercih olarak ele alınmış olsa bile, bu tedbirin getireceği bazı açmazlarla muhatap kalınacağı da unutulmamalıdır.
Türkiye kararlı ve kahramanca yürüyüşünden vazgeçmeyecektir. Cumhur İttifakı’nı suçlama ve suçlu gösterme ayıbına ortak olanlar ahlaksızlığın köşe taşlarıdır ve bedelini ödeyeceklerdir. Aziz milletimizin huzuruyla ve umuduyla oynama cüretinde olanlar ise muhakkak surette pişman edilecektir.”