MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkgün gazetesine verdiği röportajda insanlığın var oluşundan beri göç meselesinin varlığını koruduğuna dikkati çekerek Türkiye’nin göç güzergahında ve aynı zamanda kıtaların kavşak ve kaynaşma noktasında bulunduğunu hatırlattı. Suriyelilerin ülkelerindeki zulüm, terör ve iç karışıklıklardan dolayı Türkiye başta olmak üzere pek çok ülkeye sığındığını anımsatan Devlet Bahçeli, “Onlar bize misafirdir. Geçici koruma statüsüyle ülkemizde bulunuyorlar. Göçlerine neden olan vahim olaylar durulmadan, şiddet sahneleri durmadan bunları kapı dışarı etmek insanlıkla izah edilemez, inançlarımızla örtüşmez.” değerlendirmesinde bulundu.
“Türk milletinin, aranan, beklenen, özlenen, merhamet ve hoşgörüsüne ihtiyaç duyulan bir millet” olduğuna vurgu yapan Bahçeli, şöyle konuştu:
“Biz ilkesel olarak ülkemizde geçici statüde bulunan yabancı ülke vatandaşlarının, güvenli ve huzurlu şekilde tekrar kendi ülkelerine gönderilmesinden yanayız. Ancak öncelikle göçe kaynaklık teşkil eden sıcak ortamın soğuması, sertliklerin yumuşaması, gergin atmosferin zayıflaması lazımdır. Bu vasat ortaya çıkmadan, bize sığınanları nasıl ateşe atarız? Nasıl ölüme terk ederiz? Şu da var ki bayram münasebetiyle kendi ülkelerine gidebilenlerin, bu gidişlerinde sorun yaşamayanların geri dönüşlerine de lüzum yoktur. Ülke olarak demografik istikbalimizi düşünmek zorundayız. Nüfus istiklalimizi korumak mecburiyetindeyiz. Önümüzdeki 50 yıl, 100 yıl için demografik bir projeksiyon hazırlanmalıdır. Gelecekte nüfusun bileşenleri nasıl olacak? Anadolu coğrafyasındaki demografik dağılımın içeriği nasıl şekillenecek? Suriyeliler bize emanettir. Buna diyeceğim bir şey yoktur. Ama ilanihaye burada kalmaları mümkün değildir.”
“Bu çelişki, tepki toplamaktadır”
Vatandaşların sorun ve şikayetlerinden birisinin de bu olduğuna dikkati çeken Bahçeli, gettolaşmaya, şiddet ve asayişsizlik olaylarının yayılmasına, huzursuzluğun genişlemesine müsaade edilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
Bir yanda ülkesi için canını ortaya koyanlar varken, diğer yanda sığındığı ülkenin plajlarında keyif sürenlerin doğal olarak maşeri vicdanda sorgulandığını belirten Bahçeli, bu çelişkinin de tepki topladığına vurgu yaptı.
Sınır aşan göçler konusunda MHP’nin en hazırlıklı parti olduğunu değerlendiren Devlet Bahçeli, bu konuda çok değerli ilim ve fikir insanlarıyla çalıştıklarını, 2018’de ise kapsamlı bir rapor hazırladıklarını bildirdi. Partinin, Araştırma ve Strateji Geliştirmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığının koordinasyonunda çok önemli bir çalışmanın hayata geçirildiğini aktaran Bahçeli, “Ne yapacağımızı biliyoruz, neyin olması gerektiğinin farkındayız.” dedi.
Milletin taleplerini gördüklerini vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:
“Unutmayalım ki bizi umut görüp, güvence görüp, sığınak görüp, ülkemize gelen hiç kimseyi de gelmelerine sebep olan hadiseler bitmeden geri gönderemeyiz. Sığınmacıların kontrol ve denetimden uzak şekilde istedikleri yerlere gidip yerleşmelerine de bir sınır getirmeliyiz. İstanbul’da sıkıntı vardır, Kilis ve Gaziantep başta olmak üzere sınır il ve ilçelerimizde şikayetler üst düzeydedir. Bunları görmek, vatandaşlarımızın sesine kulak vermek durumundayız. Ülkemizde 500 bine yakın Afgan mülteci olduğu tahmin ediliyor. Elbette önümüzdeki riskli ve tehlikeli süreçte göç dalgasının sınırlarımıza iyice dayanacağı, ülkemizi zorlayacağı görülüyor. Buna karşı tedbirli olmalıyız. Teyakkuz halinde olmalıyız. Bir derviş sabrıyla kozamızı örmeliyiz.”
“Afganistan’daki çatışma ortamı kızışmış halde”
Afganistan’daki gelişmelere de değinen Bahçeli, bu ülkedeki çatışma ortamının kızıştığını ve belirsizliklerin arttığını söyledi. Afganistan’da kırılgan bir devlet yapısının gittikçe derinleştiğine dikkati çeken Bahçeli, Taliban’ın son haftalarda bilhassa ülkenin kuzeyindeki vilayetlerde kontrol alanlarını genişlettiğini bildirdi. Bahçeli, “İlk aldığım bilgiler çerçevesinde söylersem, şu anda Afganistan’daki toplam 398 ilçenin yarısından fazlasında Taliban hakimiyet kurmuştur. Diğerlerini ele geçirme mücadelesi de kanlı şekilde sürmektedir. Taliban hiçbir vilayet merkezinde egemen değildir.” açıklamasını yaptı.
Eylül ayıyla şehir merkezlerine saldırıların yoğunlaşacağının ileri sürüldüğünü de belirten Bahçeli, Türkmenistan, İran ve Tacikistan sınır kapılarının Taliban’ın elinde olduğunu hatırlattı.
Özbekistan sınır kapısının düşmesinin an meselesi olduğuna işaret eden Bahçeli, Afganistan’da son zamanlarda özellikle sivilleri ve okul öğrencilerini hedef alan ve çok sayıda can kaybına yol açan terör eylemlerinin gerçekleştiğini dile getirdi.
“Altında bir bit yeniği var”
ABD’nin, 13 Nisan 2021 tarihinde Afganistan’dan çekilme sürecini 11 Eylül’e kadar tamamlayacağını açıkladığını hatırlatan Bahçeli, ancak çekilme sürecinin de 1 Mayıs’ta başladığını hatırlattı. Aynı ABD’nin şimdi de Irak’tan çekileceğini açıkladığını ifade eden Bahçeli, “Biden, Irak Başbakanı ile Beyaz Saray’da görüştü, ABD’nin savaş misyonunun 2021 yılının sonunda resmen biteceğini söyledi, elbette altında bir bit yeniği var. Aslında çekilmiyorlar, böyle bir niyetleri yok, coğrafyamızdaki kuşatmayı daha da sinsi ve sert şekilde yoğunlaştırıyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.
Afganistan’da, NATO müttefiklerinin Kararlı Destek Misyonu çerçevesinde ülkedeki birliklerini çektiklerini anımsatan Bahçeli, şöyle devam etti:
“Anlaşılan, ABD ve NATO’nun çekilme işlemi büyük oranda tamamlanmıştır. Afganistan’da giderek kötüleşen güvenlik durumu, salgın, ekonomik zorluklar ve kuraklık gibi nedenlerden dolayı insanlığın karşısına yeni bir göç dalgası çıktı. Son dönemde ülkelerini terk eden Afgan sayısı yüzde 50 artmıştır. Bana ulaşan bilgiler dahilinde şu verileri paylaşmak isterim, 2015’te Afganistan kaynaklı düzensiz göç sayısı 35 bin 921 iken bu rakam 2016’da 31 bin 360’a gerilemiş, 2017’de 45 bin 259’a çıkmış, 2018’de 100 bin 841’e sıçramış, 2019 yılında da 201 bin 437’ye ulaşmıştır. Salgının da etkisiyle 2020 yılında Afgan düzensiz göçmen sayısı 50 bin 161 olmuştur. Bu yılın Temmuz ayı ilk haftası itibariyle de, yakalanan Afgan düzensiz göçmen sayısı 25 bin 643’tür. Düzensiz göç, adı konmamış bir istiladır, demografik yapımıza kumpastır. Küresel ve bölgesel güçlerin bu düzensiz göçteki parmak izlerini iyi araştırmak gerekmektedir. Tehlike alarm verici düzeydedir. Yapılan tahminler kapsamında ifade edersem, yakın gelecekte 1,25 milyon Afgan’ın İran’a, 1,2 milyon Afgan’ın ise Pakistan’a geçmesi bekleniyor. Asıl üzerinde durulması gereken risk ve tehdit ise bu göç hareketliliğinin nihai durağının Türkiye olacağı yönündeki yorum ve tahminlerdir.”