MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, siyaset ve ekonomide zorlu şartlara rağmen Türkiye’nin dev bir şantiye görüntüsünde olduğunu ifade etti.
Yolların yapıldığını, köprülerin kurulduğunu, havalimanlarının açıldığını anlatan Bahçeli, ekonomik büyüme, sosyal gelişme ve milli bütünleşme yolunda atılan sağlam ve sağduyulu adımların, umutlarını kamçıladığını söyledi.
İhracat rekorları kırılırken hızlanan yatırım seferberliğinin, yaygınlaşan hizmet siyasetinin, Türkiye’nin çehresini değiştirmekle kalmayıp geleceği lehe çevirme iradesini de güçlendirdiğini dile getiren Bahçeli, “İnanıyorum ki pazarda, markette ve diğer alanlarda insanımızın refahını ve geçim standartlarını olumsuz etkileyen fiyat artışlarının da önüne geçilecek, enflasyon canavarının başı mutlaka ezilecektir.” diye konuştu.
Bahçeli, 5 yılda 4,4 milyar liralık yatırımla tamamlanan, 3 milyon metrekarelik alanıyla, yıllık 3 milyon yolcu kapasitesiyle göz dolduran Rize-Artvin Havalimanı’nın millete ve yöre insanına hayırlı olmasını dileyerek, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, emeği geçenlere teşekkür etti.
“Kim suç işlemişse bedeline katlanmalı”
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile ilgili Yargıtay tarafından verilen kararın hitamında, zillet ortak paydasında buluşan bütün partilerin, ağız birliği halinde aynı kaftana sarıldıklarını belirtti.
CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu için siyaset yolunun kapandığını, artık siyaset yasağıyla tasfiyesinin hukuken netleştiğini ifade eden Bahçeli, bu kapsamda kesinleşen ceza bir yıldan fazla olduğu için gerek Milletvekili Seçim Kanunu gerekse de Mahalli İdareler Kanunu gereğince tartışmaya mahal kalmadığını kaydetti.
Siyasetin, suçun ve suçlunun himaye edileceği bir alan olamayacağını dile getiren Bahçeli, “Siyaset devletin ve milletin hükmü şahsiyetine, insan hak ve onuruna saldırıların sevk ve idare merkezi hiç olamaz. Kim suç işlemişse bunun bedeline katlanmak durumundadır. Tunceli’de bir HDP’li milletvekilinin şerefli Türk polisine taş atması da suçtur, ihanettir, bir terör yöntemidir. Askerimize, polisimize uzanan eller kırılmalı, uzanan diller koparılmalıdır.” görüşünü paylaştı.
“Terör örgütleriyle silah çatanlara nasıl güvenelim?”
Bahçeli, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği sürecinin tartışmaya açılmasının, Ukrayna savaşının kronikleşmesine ve hatta küreselleşmesine yol açabileceğini söyledi.
Bahçeli, Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları Gayri Resmi Toplantısı’nda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun belge, bilgi ve fotoğraflarla terör örgütlerine verilen desteği muhataplarının yüzüne vurduğunu belirtti.
Mehmetçiğe kurşun sıkan, Türk vatandaşlarına zulmeden, bölücü teröristleri başkentlerinde ağırlayan ülke ya da ülkelerle bir güvenlik mimarisi altında, karşılıklı müttefiklik hukuku içinde bir araya gelmenin mümkün olmadığının altını çizen Bahçeli, “Bir yanda elimizi sıkarlarken, diğer yanda sırtımıza hançer vurmalarına seyirci mi kalalım? Terör örgütleriyle silah çatanların, katillere yardım ve yataklık edenlerin sözüne nasıl güvenelim? İttifaklarına hangi mantıkla itimat ve itibar edelim? Finlandiya ile İsveç’in bekleme odasına alınması geldiğimiz bu aşamada akla yatkın en doğru seçenektir.” değerlendirmesini yaptı.
Devlet Bahçeli, NATO’nun genişleme patikasına girebilmesi için Türkiye’nin tavrının belirleyici olacağını vurgulayarak, “Çünkü NATO kararı, 30 üye ülkeden her birinin müşterek şekilde vereceği oyun sonucudur ki tüm kararlar oy birliğiyle somutlaşmaktadır. ABD’nin Batı’yı ve NATO ülkelerini konsolide etmek için fırsat gördüğü Ukrayna savaşı bitmeden, ateşkes ve barış rejimi temin ve tesis edilmeden NATO’ya yeni üye katılımı insanlığı yeni bir ateşe sürükleyecektir.” değerlendirmesinde bulundu.
Finlandiya ve İsveç’in muhtemel çok riskli NATO üyeliğinin, Avrupa’nın güvenlik haritasını kaotik ölçülerde güncellemekle kalmayacağını, var olan dengeleri sarsarak Rusya’yı daha farklı ve kuvvet kullanımını provoke eden bir pozisyona taşıyacağını söyleyen Devlet Bahçeli, “Herkesi uyarıyorum, bunun sonu ve sonucu barış değil, topyekun savaştır. Türkiye barışın, huzurun, istikrarın, demokrasinin, insan hak ve hukukunun yanındadır, mazlumların da sonuna kadar davacısıdır.” diye konuştu.