MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Vatanımızdan süpürülmeyi kabullenemeyen, denize dökülmeyi nefislerine yediremeyen alçaklar sürüsü, tahrik ve tahrip kampanyalarına bazen ara bazen de hız vermişlerdir. Yunanistan’ın Akdeniz ve Ege’de milletimizin sabrını zorlaması, havada ve karada tacizlerini sıklaştırması esasen yüz yıllık kuyruk acısının, 100 yıldır yaşadıkları kabusun asimetrik bir yansımasıdır.” ifadesini kullandı.
Bahçeli, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, 30 Ağustos 1922’de dönemin müstevlilerinin silindir gibi ezilmekle kalmadığını, Türkiye Cumhuriyeti’nin kapılarının da ardına kadar açılıp cumhurun sönmeyecek meşalesinin yakıldığını belirtti.
Bu zaferin, 1912’den itibaren devam eden zincirleme savaş ve mücadeleler döneminin, Türk milletinin kahramanlıklarıyla iman kuvvetiyle irade kudretiyle son bulduğunu müjdelediğini ifade eden Bahçeli, Malazgirt Zaferi’yle Anadolu topraklarına gelen ve vatan yapan aziz millet varlığının, 30 Ağustos Zaferi’yle de hiçbir yere gitmeyeceğini, zulmete ve zillete hiçbir şekilde boyun eğmeyeceğini tarihin kayıtlarına tescillediğini kaydetti.
“Radar kilidi atılması düşmanca bir muamele, ileri düzeyde bir provokasyondur”
Bahçeli, şöyle devam etti:
“Elbette yıllar içinde su uyusa da düşman uyumamış, boş durmamıştır. Büyük Zaferimizi hazmedemeyen, taarruz gücümüzü çekemeyen, vatanımızdan süpürülmeyi kabullenemeyen, denize dökülmeyi nefislerine yediremeyen alçaklar sürüsü, tahrik ve tahrip kampanyalarına bazen ara bazen de hız vermişlerdir. Yunanistan’ın Akdeniz ve Ege’de milletimizin sabrını zorlaması, havada ve karada tacizlerini sıklaştırması esasen yüz yıllık kuyruk acısının, 100 yıldır yaşadıkları kabusun asimetrik bir yansımasıdır.
Bunun yanında Doğu Akdeniz’de görev uçuşu yapan Türk jetlerine Girit Adası’nda konuşlu S-300 hava savunma sistemi aracılığıyla radar kilidi atılması düşmanca bir muamele, ileri düzeyde bir provokasyondur. Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemine tepki gösterip yaptırım kararlarını uygulamaya geçen ABD’nin, Yunanistan’ın S-300 hava savunma sistemine sessiz kalması tam ve tek anlamıyla çifte standarttır. Küresel güç iddiasında olanlara kurşun askerlik yapan bu ülke yönetiminin Mavi Vatan haritamızla ilgili beyhude sızlanmaları da korkakçadır, aynı zamanda çelişkide bocaladıklarından dolayı yanlışı savunacak kadar bilinç kaybına uğradıklarının açık kanıtıdır.”
“Türk ve İslam düşmanlığı Atina yönetiminin gözünü kör etmiş”
Devlet Bahçeli, Yunanistan hükümetinin, “karakol devlet” seviyesine indiklerini göremeyecek kadar basiretlerini kaybettiğini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
“Bu kapsamda Türk ve İslam düşmanlığı Atina yönetiminin gözünü kör etmiş, terör örgütlerine verdikleri destekle de hem insanlık vicdanını hem de uluslararası hukuku hiçe saymışlardır. Dileğim, Yunan halkına musallat olan mevcut hükümetin aklına başına alması, çılgınlık peşinde koşmaktan acilen ve derhal vazgeçmesidir. Aksi halde ödeyecekleri bedelin 1922’nin 30 Ağustos’undan çok daha ağır olması kaçınılmaz bir hayat ve tarih gerçeği olarak tezahür edebilecektir.”
“Mavi Vatan, Türk milletinin çalınmış ve üzerine oturulmuş coğrafyası”
Mavi Vatan’ın Türk milletinin çalınmış ve üstüne oturulmuş coğrafyası olduğunun altını çizen Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:
“CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın küstahça hazırlatıp billboardlarda paylaştığı ‘Barışın İkinci Yüzyılı’ afişleri de 30 Ağustos’un mirasını yağmalayan, İzmir’in kurtuluşunu tartışmaya açan iş birlikçilik, iradesizlik ve gayri milliliktir. Söz konusu afişlerin öznesi barış değil zafer olmalıdır. Tarihe ve milli tecrübelere bakarak diyebiliriz ki zafersiz bir barış teslimiyetçilik, barışsız bir zafer ise tedbirsizlik, temkinsizlik ve temelsizliktir. Düşmandan aman dileyen bir çürümüşün, zaferimizi barış diyerek gölgeleyen bir ‘Megali İdea’ hayranının, darbeci ve zalim babası gibi zillette olduğu ayan beyan ortadadır.
Güzel İzmirimiz 9 Eylül 1922’de kurtulmuştur fakat yüz yıl sonra fiili esaret altında, zincirlenmiş halde bulunmasından mütevellit perişan vaziyettedir. Ayasofya-i Kebir Camii Şerif’in ibadete açılmasını hala içine sindiremeyen, ezan sesi duymaktansa çan sesine özlem duyan iç ve dış şer cephesine Türk milleti müstahak olduğu cevabı mutlaka verecektir. Denize dökülenlerin içimize sızmış torunları ve tortuları aradıkları fırsatı asla bulamayacaklardır. Türk milleti zaferlerini kesinlikle çiğnetmeyecek, sulandırılmasına izin vermeyecektir.”
“Menfur ve münafık emeller için tarih tekerrür edecek”
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılının muhteşem bir istikbalin müjdesi olmanın yanı sıra 30 Ağustos Zaferi’nin ilhamı ve inancıyla bezeneceğini, kutlu ecdada ve şanlı tarihe husumet duyan, “zillet ittifakı”nın tıpkı muhasım odaklar gibi ağır bir hezimetle tanışacaklarını belirten Bahçeli, menfur ve münafık emeller için tarihin tekerrür edeceğini ifade etti.
Bahçeli, bu duygu ve düşüncelerle Başkomutanlık Meydan Savaşı’nda nice feragat, nice fedakarlık ve dökülen nice şehit kanıyla kazanılmış Büyük Zaferi’n 100’üncü yıl dönümünü kutladığını bildirerek, “30 Ağustos Zafer Bayramı münasebetiyle Türk Silahlı Kuvvetlerimizi tebrik ediyor, aziz milletimize hürmet ve muhabbetlerimi sunuyorum. Milli Mücadele’nin lideri, 30 Ağustos 1922’nin Başkomutanı, ilk Cumhurbaşkanımız ve Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, ülkü ve silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi rahmetle, şükranla ve saygıyla anıyorum. Allah hepsinden razı olsun.” ifadelerini kullandı.