MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı açıklamada, “sözde Kürt” sorununun emperyalistlerin hiç taviz vermediği, iş birlikçilerinin hiç vazgeçmediği bir istismar, inkar ve ihanet mekanizması olarak kullanıldığını kaydetti.
“Herkesi uyarıyorum, kökeni, mezhebi, dili ve yöresi ne olursa olsun, Türkiye’de tek bir insanımız bile sorun değildir veya siparişi Türkiye düşmanları eliyle verilen yığma bir sorunun parçası görülemeyecektir.” değerlendirmesinde bulunan Bahçeli, şöyle devam etti:
“Sözde Kürt sorunundan bahsetmek, başka bir ifadeyle Kürt kökenli kardeşlerimi sorun olarak işaretlemek, hatta fişlemek demektir. Bunun adı da vatana ve millete ihanettir. CHP ile İP’in aynı anda HDP’yi meşru organ görüp sözde Kürt sorunu üzerinden PKK’ya zeytin dalı uzatmaları terörizmin değirmenine su taşıyan bedhahlıktır. Kalbinde vatan sevgisi olup da HDP’nin PKK demek olduğunu bilmeyen, görmeyen, idrak etmeyen yoktur. HDP’yi meşru görmek meşruiyet kavramına vurulmuş paslı zincirdir. CHP Genel Başkanı tarihi bir yanlışın içindedir. İP yönetimi terörizmin pençesinde güç ve iktidar devşirmenin izindedir.”
“Akılları bulandırmış, kuşkuları arttırmıştır”
Bu tablonun makul ve münasip tek bir yanının gösterilemeyeceğini vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:
“Anlaşılan odur ki, HDP, zillet ittifakının diğer ortaklarını kapı kulu, siyasi kukla, kürek mahkumu haline çevirmiştir. Oy için, iktidar için, koltuk için, makam için Türkiye düşmanlarının bayatlamış projelerine tutunanları, bununla da kalmayıp kuvveden fiile geçenleri Türk milleti affetmeyecektir.
Anayasa Mahkemesi’nin, HDP’nin kapatılmasını esas alan davayı görüştüğü sırada, CHP Genel Başkanı’nın sivri çıkışı akılları bulandırmış, kuşkuları arttırmıştır. CHP ile Anayasa Mahkemesi arasında kirli bir temas hattı kurulup kurulmadığı, HDP’nin aklanması maksadıyla kripto mesajların karşılıklı gidip gelmediği herkesin merak konusu haline gelmiştir. Zamanlama itibarıyla çok manidar olan bir dönemde HDP’yi meşru görmek, meşruiyet çemberine almaya heveslenmek, Anayasa Mahkemesi üzerinde fiili baskı kurmak anlamına gelecektir.
CHP Genel Başkanı’nın kulağına ne fısıldanmışsa, önüne koyulan ödev listesi neleri ihtiva ediyorsa aynısıyla tatbik ve telaffuz edilmektedir.”
“Dostlar kimdir, barış ne demektir?”
Devlet Bahçeli, Birleşmiş Milletler 76. Genel Kurulu’nda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın isabetli ve küresel vicdanın dikkatini çeken konuşmasının yapıldığı sırada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, gündem ve güven kirliliğini tetiklemesinin ve buna “İP”in heyecanla iştirak etmesinin, sadece küstahlık değil, aynı zamanda müptezellik olduğunu savundu.
Bahçeli, CHP’nin, bölücülüğün ve terörizmin siyaset ayağı olmaya HDP’den daha çok yatkın ve meyyal olduğunu iddia ederek, şunları paylaştı:
“Kılıçdaroğlu’nun kahraman gazilerimizle buluşmasında onların gözünün içine nasıl baktığı, yüreğinin sızlayıp sızlamadığı ayrıca tartışılması gereken bir muammadır. Bu şahsa kalpak giyip poz vermek değil, sarı, kırmızı, yeşil poşu takıp ittifak ortaklarıyla kucaklaşması daha çok yakışacak, en azından daha gerçekçi bir fotoğraf vermiş olacaktır. Sözde Kürt sorununu ifade eden kim varsa PKK’nın yanında hizaya girmiş, bölücülüğün ağzıyla konuşmuş sayılacaktır.
Terörist Demirtaş’tan selamsız Babacan’a, serok Ahmet’ten satılmış kalemlere varıncaya kadar Kürt kardeşlerimizi sorun olarak gören ve gösteren güruhun ne vatan sevgisi ne de millet mensubiyeti kalmıştır. Kılıçdaroğlu’nun ‘bu ülkeye barışı dostlarımızla getireceğiz’ demesi, adeta Türkiye’de savaş varmış gibi ima ve ihsasta bulunması, derin bir yarılma, vahim bir kırılma halidir.”
“Dostlar kimdir, barış ne demektir?” diye soran Bahçeli, düşmanı dost gören bir anlayışın, vatanı karanlığa, milleti uçuruma çekmesinin kaçınılmaz bir hayat ve siyaset gerçeği olduğunu dile getirdi.
Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun bir başka ifadesinde ise “KHK kapsamında görevden alınan herkesi görevlerine iade edeceğim” açıklamasının, 15 Temmuz’un siyasi dayanağını, FETÖ’ye duyduğu gizli sevdayı deşifre etmekle kalmadığını, “Pensilvanyalı cani” ile kurduğu dirsek temasını da gözler önüne serdiğini ileri sürdü.
“CHP yönetimi yüz kızartıcı bir haldedir”
“Bu ülkede bir sorun varsa o da terördür ve ona destek veren siyasi mihraklardır.” ifadesini kullanan Bahçeli, görüşlerini şöyle sıraladı:
“CHP yönetimi yüz kızartıcı bir haldedir. Türkiye’nin milli varlığını, milli bekasını, milli kimliğini zedelemek, dahası zehirlemek için kuyruğa giren alçakların oyuncağı, siyaset uşağıdır. Yanındaki yöresindeki diğer partilerle milli utanç haline gelen CHP’nin, PKK’nın dümen suyuna, FETÖ’nün çekim alanına girmesi rezaletin daniskasıdır. Sözde Kürt sorununun çözüm adresi olarak siyaset ve TBMM’nin gösterilmesi ise millet iradesini hain bölücülere lekeletme iştahı ve iştiyakıdır. Buna da hiç kimsenin hakkı olamayacaktır.
CHP ve İP’in, medya üzerinden HDP ile pazarlığı yoğunlaştırmaları, PKK’ya sevimlilik ve şirinlik gösterme çabaları, bölücü odaklara cesaret aşılamış, nitekim ‘yarın ne yapacaksınız?’ sorusuna cevap aranmaya başlanmıştır. Kılıçdaroğlu’nun amacı ve yapmak istediği etnik temelde bölünmedir, terörle mücadeleye kastetmektir, küresel bir senaryo çerçevesinde sözde Kürdistan’ın kuruluş temellerine harç karmaktır.
Terörle mücadele fedakarca ve kahramanca devam ederken, 350 milyar doları doğrudan, 1 trilyon doları dolaylı olmak üzere ağır bir maliyete aziz milletimiz katlanmışken, bebek katillerini meşru görmek, bunlarla görüşme, konuşma, anlaşma şartlarını tesis etmeyi hedeflemek zulümdür, zillettir, Türkiye husumetidir.”
“Kılıçdaroğlu, HDP’nin girdabında boğulacaktır”
Bahçeli, 1984’ten bu yana on binlerce şehidin kanının döküldüğünü, masumların can evinden vurulduğunu belirterek, “Terör örgütünün darbe üstüne darbe yediği bir dönemde HDP’yi meşru ilan etmek PKK’ya el uzatmak, kol kanat germek, mücadele kararlılığını tartışmaya açmaktır. Zillete düşenler ne yapsa, neyi söylese boştur, bölücü terörün kökü kazınmalı, bir daha doğrulmamak üzere beli kırılmalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Terörle mücadelenin adresinin, vatanın her köşesi ve mücavir topraklarda tehdit saçan her kaynak olduğunu aktaran Bahçeli, “zillet ittifakının dile getirdiğinin aksine siyasette konuşmakla vakit kaybedilmeden, dağda, ovada, şehirde hainlerin başı ezilerek devletin hükmü şahsiyetiyle ve milletin haysiyetli duruşuyla teröristlere ezici cevap verilmesi gerektiğini” vurguladı.
HDP’nin, yabancıların ve Kandil çetesinin esaret tasmasıyla sözde siyaset yaparken, CHP’nin de bu tasmaya özenmesi ve talip olmasının milli bir felaket olduğunu savunan Bahçeli, “Kılıçdaroğlu, HDP’nin girdabında boğulacaktır. CHP yönetimi, PKK’nın ve FETÖ’nün tuzağında kaybolacaktır. İP, teslimiyetçi ve HDP’yi Kürt siyasi hareketi gören siyasi pespayeliğinin bedelini millet nezdinde ödeyecektir. Türk milleti, bölücülüğü ve kalabalıklaşan siyasi bölücüleri tarihin çöp sepetine fırlatıp, mukadderatına, mukaddesatına ve bin yıllık kardeşlik hukukuna cesaretle sahip çıkacaktır. Kardeşliğimizin ve milli varlığımızın arasına etnik fitne sokmaya ve bu temelde bir ayrışma süreci başlatmaya çalışanlar eninde sonunda pişman olacaklardır.” ifadesini kullandı.
Bahçeli, Cumhur İttifakı ve MHP’nin, Türkiye’ye çok ağır bir faturası olacak terör ittifakını, ne pahasına olursun durdurmaya azimli, kararlı ve hazır olduğunu kaydetti.
“Herkesin vakit çok geç olmadan aklını başına toplaması, Türkiye’nin geleceği ve kaderi üzerinde ölümcül bir kumar oynamaktan vazgeçme basiretini gösterebilmesi” gerektiğini belirten Bahçeli, MHP’nin, hangi etnik kökenden gelirse gelsin Türk milletine ortaklaşa vücut veren bütün vatandaşları, büyük Türk milleti ailesinin ayrılmaz bir parçası olarak bütünüyle kucaklayan bir siyasi anlayışın temsilcisi olduğunu dile getirdi.
“Kürt kardeşlerimiz göz yummayacaktır”
Devlet Bahçeli, bin yıldır birlikte yaşanılan, ortak kardeşlik hukuku ve akrabalık bağları geliştirilen Kürt kökenli vatandaşların, Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit haklara sahip onurlu bireyleri olduğunu vurgulayarak, “PKK’yla dayanışma içinde etnik bölücülük hevesi peşinde koşanlara Kürt kardeşlerimiz göz yummayacaktır. CHP artık HDP’dir, HDP zaten PKK’dır, nihayetinde İP ile CHP de PKK’nın mandası altına girmiştir.” görüşünü paylaştı.
Temel sakatlığın, etnik bölücülük sorununun, Kürt kökenli vatandaşların tamamını ilgilendiren ve kapsayan bir sorun olarak takdim edilmesi ve ayrıştırıcı bir zeminde çözüm arayışlarına girilmesi olduğuna dikkati çeken Bahçeli, Türk milletinin bu kokuşmuşluğa izin vermeyeceğini belirtti.
Bölücü terörün taleplerini tüm Kürt kökenli vatandaşlara yaygınlaştırmaya çalışmanın, PKK’nın bunların tümünün sözcüsü ve temsilcisi olduğu anlamına geleceğinin altını çizen Bahçeli, böyle bir yaklaşımın Kürt vatandaşların çok büyük çoğunluğuna yapılacak bir hakaret olacağını, buna da herkesten önce Cumhur İttifakı ve MHP’nin karşı çıkacağını vurguladı.
Bahçeli, emperyalizmin vaatlerle kiraladığı “zillet ittifakı”nın tarih, millet ve ecdat önünde, şehit ve gazilerin huzurunda mutlaka hesap vereceğini belirterek, demokratik hesap gününün uzak olmadığını ifade etti.