MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi, Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimleri’nde Cumhur İttifakı’nın doğasına ve duruşuna müzahir siyasetiyle nasıl mücadele etmişse, aynısıyla 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’nde de ilkeli ve işbirliğini esas alan tavrını gösterecektir.” ifadesini kullandı.
Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Mahalli İdareler Seçimleri ve bu kapsamda süregelen tartışmalarla ilgili değerlendirmede bulundu.
Türk siyaset ve demokrasi tarihinin en kritik seçimlerinin 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde huzur içinde yapıldığını, bu kapsamda milli iradenin tecellisiyle yasama-yürütme organlarının eşanlı ve eşgüdüm halinde tezahür ettiğini belirtti.
Türk milletinin istikrara, aynı şekilde istiklal ve istikbal haklarına sahip çıkma basiret ve dirayetini titizlikle gösterdiğini vurgulayan Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümünün Cumhur İttifakı’nın muazzez ve muhterem başarısıyla perçinlendiğini, bunun yanında milletin geleceğini Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde gördüğünü ve bunu da tescillediğini vurguladı.
Bahçeli, açıklamasında şunları kaydetti:
“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi teklifiyle beraber kaç ortaklı olduğu meçhul ve muamma hale gelen ‘çürük masa’ siyaseti çuvallamakla kalmamış, kesif bir hezimete uğramıştır. Türk milleti dayatmalara, kumandalı siyasilere, aynı zamanda sömürgeleşmiş ve teslim bayrağını çekmiş fosil zihniyetlere ruhsat vermemiş, itibar etmemiştir. Anlaşıldığı kadarıyla içine yuvarlandıkları aidiyet ve ahlak kriziyle tıpkı kurumuş bir yaprak gibi sağa sola savrulan muhalefet partileri milli iradenin mesajını idrakten hala mahrumdur. Siyasi mahcubiyet ve mağlubiyetlerini temelsiz mağruriyetle örtbas etmeye çalışmaları da kilitli ve kifayetsiz bir siyasetin hezeyanından başka bir manaya gelmeyecektir.”
Cumhuriyet’in yeni yüzyılında yüksek fedakarlık ve yürekli mücadelelerle teşekkülü sağlanmış siyasi istikrarın artarak sürmesinin merkezi yönetimle yerel yönetim arasındaki uyum ve dengeye bağlı olduğuna işaret eden Bahçeli, Türk milletinin 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde sergilediği kararlı ve tarihi nitelikli demokratik tutumunu, 31 Mart 2024’te yapılacak Mahalli İdareler Seçimleri’nde de sahneleyeceğine inandığını belirtti.
Bahçeli, aksini düşünmenin kavga, karanlık, kargaşa ve kutuplaşmaya özlem duymak anlamına geldiğine değindi.
Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine seri ve selametle vasıl olabilmenin stratejik formülünün “merkezden yerele tek yürek olmuş Türkiye”nin oluşmasına ve ortaya çıkmasına bağlı olduğunu belirten Bahçeli, muhalefet partilerinin denetim ve yönetimde mahvı perişan bir devir ve döneme mahkum olan belediyelerin cumhurun idare ve iradesiyle küllerinden yeniden doğmasının milli bir sorumluluk, işin özünde bir demokrasi ve vatan görevi olduğuna işaret etti.
“Yerel yönetimlere düşen zillet gölgesi cumhurun aydınlık siyasetiyle kaldırılacaktır”
MHP’nin takip ve temin edeceği siyasi stratejinin belli olduğunu ve bilindiğini aktaran Bahçeli, şunları kaydetti:
“Nitekim milletimize vermiş olduğumuz sözün, akan tarih süreci içinde gittikçe devleşen Türkiye’ye gösterdiğimiz desteğin hiç kuşkusuz gerek ve yeter şartı da bu çerçevede aranmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi, Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimleri’nde Cumhur İttifakı’nın doğasına ve duruşuna müzahir siyasetiyle nasıl mücadele etmişse, aynısıyla 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’nde de ilkeli ve işbirliğini esas alan tavrını gösterecektir.
‘Ayrı ayrı seçime girme’ çağrısının bizim nazarımızda ciddiye alınacak bir tarafı yoktur. Seçime ayrı girmek isteyenlerin elinden tutan, önüne geçen de yoktur. Bu çağrıyı seslendirenlerin yerel planda işbirliği ve ittifaklara hem açık kapı bırakıp hem de tek başına seçime girmekten bahsetmesi sadece tutarsızlık değil, bununla beraber akıl tutulmasıdır. Pusulasının millet olduğunu iddia eden bir partinin zilletle yollarını tam olarak ayırması, hiçbir tereddüt ve tenakuza düşmeden bunu kamuoyuyla paylaşması ahlaki bir yükümlülüktür.
Cumhur İttifakı’nın tüm bileşenleri 31 Mart 2024 seçimlerine heves ve heyecan içinde hazırlanacak, ortak akıl ve anlayış içinde işbirliğini sürdürecektir. Yerel yönetimlere düşen zillet gölgesi cumhurun aydınlık siyasetiyle kaldırılacaktır.
Kutlu yürüyüşümüze katılmak, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerinin gerçekleşmesine omuz vermek, merkezi yönetimle yerel yönetim arasında sarsılmaz köprü inşa etmek isteyen kim varsa gönlümüz onlara açıktır. Önce ülkem ve milletim anlayışı etrafında kucaklaşanlarla Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni yüzyılının tertemiz sayfaları samimiyet, sevda ve inançla yazılacaktır.”