MHP Grup Başkanvekili Levent Bülbül, yaptığı yazılı açıklamada, kendini Millet İttifakı olarak tanıtan “zillet ittifakı”nın, gizli, karanlık ve hesabi bir birliktelik olduğunu savundu.
“Bugünlerde, gizli ve karanlık ittifaklarının deşifre olmasından kaygılanan bu zevatın, ne söyleyeceğini ve nereye saldıracağını şaşırmışçasına hareket ettiğini” kaydeden Bülbül, “6-8 Ekim olaylarında, Türkiye’nin karşılaştığı isyan girişimi sonucunda büyük acılar yaşanmış, büyük zararlara uğranmış ve ülkemiz adeta yangın yerine döndürülmüştür. Bu kalkışmanın azmettiricisi olan HDP yönetimi ve milletvekilleri için hazırlanan dokunulmazlık fezlekeleri Meclisimize intikal etmiştir. HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıkları ile ilgili fezlekeler zillet ittifakını telaşa düşürmüş, ne yapacaklarını bilemez hale getirmiştir.” değerlendirmesinde bulundu.
İYİ Parti’nin ne yapacağı konusunun “büyük bir muamma” olduğunu dile getiren Bülbül, “Görünen o ki CHP lafı evirip çevirse de, sonunda HDP ile birlikte hareket edecek, dokunulmazlıkların kaldırılmasına ‘hayır’ diyecektir. CHP’den ve Kılıçdaroğlu’ndan beklenen de budur.” ifadesini kullandı.
İYİ Parti’nin bir yetkilisinin, dokunulmazlıkların kaldırılmasına “evet” diyeceklerini söylediğini anımsatan Bülbül, başka bir yetkilinin ise “Dosyaları inceledikten sonra karar vereceğiz.” açıklamasında bulunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Anlaşılan İP’te işler karışık. HDP-CHP ile beraber olmakla teröre ve destekçilerine karşı Cumhur İttifakı safında yer almak arasında büyük bir ikilem var. Bu sıkıntı öyle bir noktaya gelmiş ki Akşener’in muvazenesi bozulmuş, sokak ağzı ile nereye saldıracağını bilmez bir hale gelmiştir. İP Genel Başkanı içine düştükleri ikilemin sorumlusu olarak liderimizi göstererek, bühtanda bulunmuştur. Liderimizin ve partimizin derdi İP’le muhatap olmak veya onu köşeye sıkıştırmak değildir. Derdimiz beka mücadelesi içinde olan ülkemizin siyasetine kadar sızmış olan terörle iş birliği halinin hukuk yoluyla ortadan kaldırılmasıdır. Bu bizim açımızdan milli bir sorumluluktur.
İP Genel Başkanı, partisini köşeye sıkıştıranın aslında kendisi olduğunu gizlemeye çalışmaktadır. 15 Temmuz sonrasında hain darbe girişimine ‘kontrollü darbe’ diyen Kılıçdaroğlu ile ‘bölücü başının heykelini dikeceğim’ diyen Demirtaş’la beraber olmak, İP’in kendi tercihidir. Üzerinde durulması gereken bir husus da kendisini milliyetçi olarak tarif eden bu partinin direkt veya dolaylı olarak HDP-CHP ittifakı ile birlikte olmayı nasıl içlerine sindirebildiği ve ihanete örtü olabildiğidir.”
Bülbül, “siyasi dağılmışlığını, yönünü şaşırmışlığını gizlemek isteyen İYİ Parti’nin, içinde bulunduğu bataklıktan kurtulmak yerine, MHP’ye çamur atarak sinsi siyasetini sürdürebileceğini zannettiğini” belirterek, “MHP, İP’in attığı çamurla lekelenmeyecek kadar temiz bir millet eseridir. Sonuç olarak yapılması gereken, milletimiz kan ağlarken sevinen, sevindiği zaman üzülen terör sevici siyaset odaklarına karşı net ve kararlı bir karşı duruş göstermektir.” görüşünü dile getirdi.