İstanbul’un Fethi’nin 569. Yılı Kutlamaları ve Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi İlk Fidan Dikim Töreni’nde konuşan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, uzun yıllar hasretin ve vuslatın buluşma noktası olan Atatürk Havalimanı’nın 5 milyon 61 bin metrekarelik yeşil bir örtüyle bürünecek olmasından memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
Bahçeli, 145 bin 300 ağacın dikilme hedefinin insana ve yeşile hürmetin sonucu olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Dikilen fidanlar fethin ruhuyla büyüyecek, her taraf yeşile boyanacak, Millet Bahçesi gönülleri, umutları ve gelecek hayallerini buluşturacaktır. Burada kurulu bulunan bina ve peronların bilim, sanat, müze ve fuar merkezi olarak kullanıma sokulması İstanbul’un çehresini değiştirmekle kalmayacak, tarihin çağrısına kulak vermek, çağın akışına riayet etmek anlamına gelecektir. Bize göre Millet Bahçesi, kucaklaşmanın adresi, kaynaşmanın adasıdır. Milli birlik ve kardeşlik ruhu tarihin ve doğanın mirasıyla kenetlenecektir. Müflis ve ikiyüzlü siyasetçilerin estirdiği yalan rüzgarının tam tersine Atatürk Havalimanı’nda yıkım yoktur, israf yoktur, heba edilmiş miras yoktur, bilakis İstanbullu kardeşlerimi feraha ve selamete kavuşturacak ihya ve inşa faaliyeti vardır. Özellikle Atatürk isminin silinmesi hiç kimsenin hatırına veya gündemine gelmemiştir.”
Bahçeli, Gezi Parkı kalkışmasında ağaçların söküldüğünü iddia eden müfterilerin, şimdi on binlerce ağacın dikilecek olmasından, çevreyi güzelleştirme gayesinden, insanımıza doğanın nimetlerini sunma çabasından rahatsız olduklarına işaret etti.
Derdin ağaç değil, kriz çıkarma hevesi olduğunu ifade eden Bahçeli, “Türkiye’yi yönetilemez hale getirme arayışıdır. Gezi’de denediler, cevabını bizzat milletten aldılar. 6-8 Ekim olaylarıyla denediler, ihanetlerinin bedelini ağır şekilde ödediler. Doğu ve Güneydoğu il ve ilçelerimizde isyana kalkıştılar, hendek kazıp çukur açtılar, çok şükür açtıkları çukura emelleriyle birlikte gömüldüler. 15 Temmuz’da dış bağlantılı FETÖ’cü hainlerle üzerimize geldiler, Türk milletinin haşmet ve cesaretiyle ezildiler, yenildiler. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi tuzağı kurarlarsa kursunlar, Türkiye’yi geçemezler, İstanbul’u teslim alamazlar, iman setini aşamazlar. Yolumuz Kızılelma’dır, yolsuzlar bunu anlayamaz.” diye konuştu.
Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:
“Kökleri yabancı başkentlerde, gövdeleri siyasette bulunan devşirmeler, dejenere zihniyetler, defolu ve değersiz isimler, milletimizin hissiyat ve özlemlerine ket vuramayacaktır. Biliyor ve inanıyorum ki, buna en başta sizler izin ve icazet vermeyeceksiniz. Türkiye’nin geleceğini zillet değil, cumhur tayin edecektir. Komplo mucitleri, toplumsal ve siyasal mühendislik peşinde koşan müfsitler, yabancıların boyunduruğuna giren yerli müstemlekeciler, ne istiklalimize ne de istikbal haklarımıza ambargo koyamayacaktır. Bunların amacı destek değil köstek, millet değil zillettir.”
Muhalefetin amacının yapmak değil, yermek olduğunu dile getiren Bahçeli, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nin İstanbul’a nefes verecek olmasından dolayı uykuları kaçanların şaşkın ve şokta olduğunu söyledi.
Bahçeli, “Bir ara helalleşmeden bahsedip, sonra birden bire kavga moduna dümen kıranlar, Türkiye’nin başına püsküllü bela olmaya namzet kifayetsiz muhterisler varsın huzursuz olsunlar, çok şükür onların huzursuzluğu ve mutsuzluğu Türkiye’nin hayrına ve aydınlık yarınlarına hizmettir. Bakanlıklarımızın kapılarına dayandılar, olmadı. Kurumlarımızın kapılarını zorladılar, açılmadı. Utanmadan sıkılmadan bürokrasiyi tehdit ettiler, tutmadı. Atatürk Havalimanı’ndan yeni bir Gezi çıkar mı diye hayal kurdular, hiç kimse yutmadı, tahrike kapılmadı. Ancak hangi tertibe müracaat ederlerse etsinler boşunadır, kaderin üstündeki kader bir kez daha tecelli edecek, nitekim iftira siyaseti kaybetmeye her zaman olduğu gibi yine mahkûm hale düşecektir. Hakikatin sesini bastıramazlar. Halkın iradesini batıramazlar.” değerlendirmesinde bulundu.
“İstanbul’un yıllarını gasbedenlere sessiz kalmayacağız”
“Hiçbir vatandaşımız, İstanbul’un bugünkü dramına, bugünkü ıstırabına, bugünkü yürek sızısına bakarak ecdat yadigarı bu kutlu şehrimizin sahipsiz ve çaresiz olduğunu zannetmesin” diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
“İnanıyorum ki sel olunca denize, deprem olunca kayağa, kar yağınca balığa gidenler, demokratik hesap vakti geldiğinde İstanbullu kardeşlerimin tokadını arkası arkasına yiyecekler, elbette geldikleri gibi gideceklerdir. Haksızlık karşısında susmayacağız. İstanbul’un yıllarını gasbedenlere sessiz kalmayacağız. Onların maskelerini hep birlikte indireceğiz. Onların oyunlarını hep beraber bozacağız. Zalimlerin hesabına harıl harıl çalışanlara Türkiye’yi bırakmayacağız. Bu cesaret bizde var, bu irade bizde var, bu kararlılık bizde var, bu adanmışlık bizde var, çünkü arkamızda cumhur var, millet var, tarih var, fethimizin kutlu mirası var. Millet iradesinin önünde hiçbir bariyer duramayacaktır.”
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Türkiye’nin büyüme, yükselme, güç ve kudret kazanma hedefinin önüne hiç kimsenin geçemeyeceğini vurgulayarak, Türk milletinin hakkını ve hukukunu çiğnetmeyip, milli ve manevi değerlerine leke sürdürmeyeceğini kaydetti.
İstanbul’un fethinin ezeli bir takdir, zaman içinde olgunlaşan medeniyet ve millet mükafatı olduğuna işaret eden Bahçeli, şunları kaydetti:
“Ne mutlu ki efendimizin övgüsüne mazhar olmuş kutlu ecdadımız vardır. Ne mutlu ki dünyanın pırlantası İstanbul’u fetheden neferlerimizin, manevi önderlerimizin, kudretli Fatih’imizin asırlar geçse de namı yürümektedir. İstanbul, Mehmedimizi Fatih yapan, Ayasofya’yı tevhit meşalesiyle aydınlatan, haçı devirip hilali doğduran mukaddesat kilidimiz, mukadderat künhümüzdür. La Galibe İllallah, yani Allah’tan başka galibin olmadığının şaheseri İstanbul’dur. Fetih yalnızca kılıçla olmaz, devrin üstün silah teknolojisine erişmekle gerçekleşmez. Fetih her şeyden önce bir gönül seferidir, bir iman ve adalet seferberliğidir. Kalemsiz, kelamsız, duasız, sevdasız, merhametsiz, haksız bir fetih bizim tarih sayfalarımızda hiç görülmemiştir. Bu duruşumuzu Bizans’ın varisleri, ‘zulüm 1453’te başladı’ diye yazan vandallar, Haçlı emellerinin vasileri idrak ve itiraf edemez. Kaldı ki buna yürekleri dayanmaz, vicdanları elvermez.”
Bahçeli, fethin, üzerinde yaşadıkları topraklara Türk ve İslam mührünün vurulmasını sağladığını söyledi.
İstanbul’un fethi ile tarihin akış ve ilerleyiş istikametinin kökten değiştiğini, Türk milletinin Bizans’a indirdiği kamçı darbeleriyle dünyayı salladığını, kıtaları titrettiğini ve bundan mülhem ortaya çıkan artçı sarsıntıların günümüze kadar ulaştığını kaydetti.
Bahçeli, “İstanbul’un fethi, sıradan bir askeri başarı değildir. Her fetih hamlesinde görünen ordularımız kadar görünmeyen manevi muhafızlarımız da var olmuştur. Bizans’ın surları hem top gülleleriyle hem de iman gücüyle devrilmiştir.” diye konuştu.
İstanbul’un fethinin, Hacı Bayramı Veli’nin dileği, Akşemsettin’in dirayeti, Molla Gürani’nin duası, Eyüp El Ensari hazretlerinin davası olduğunu anlatan Bahçeli, fethin aşıkların, salihlerin, zakirlerin, fakihlerin, dervişlerin, sufilerin, erenlerin ve evliyaların manevi duruşuyla desteklendiğine işaret etti.
Bahçeli, fethin, Ertuğrul Gazi ile yüzyıllar öncesinden başlayan jeopolitik atılımın ve stratejik büyüme ülküsünün zirveye yükseldiği, gelecek asırların önünün açıldığı çok önemli bir hamlenin de adı olduğuna dikkati çekti.
İstanbul’un fethi ile Türklerin Orta Asya’dan başlayan yurt edinme irade ve ilerleyişinin Avrupa içlerine doğru yöneldiğini, imparatorluğun hükümranlık ufkunun böylece genişlediğini aktaran Bahçeli, şöyle devam etti:
“İstanbul’un Türkler tarafından sahiplenilmesi aynı zamanda köklü milli şuurun taşındığı veraset ve vesayetin de ifadesidir. Fetihle beraber büyük Türk milleti; barış, huzur ve hakkaniyet arayan insanlık için adaletin ve müşfik yönetimin simgesi haline gelmiştir. İstanbul’un fethi ile belirginleşen bu hasletler sonraki yıllarda ‘Osmanlı Barışı’ ismi ile tanımlanacak olan hakkaniyet ve insaniyete saygı esasına dayanan birlikte yaşama projesi olarak tezahür etmiştir. Türk milletinin yönetiminde ve Türk devletinin hakemliğinde, karşılıklı tahammül, işbirliği ve saygıya dayalı bu beşeri düzen, yüzyıllar boyu aziz ecdadımızı bir kurtarıcı olarak gören üç kıtadaki mazlumların da özlemi olmuştur.”
Bahçeli, fetih gününün, Haçlı zihniyeti için unutulmayacak bir sarsıntı ve kaybın başlangıç noktası olduğunu, bu tarihten sonra Avrupa’da Türk ve İslam düşmanlığının dalga dalga yayıldığını söyledi.
Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
“Fethinden 569 yıl sonra, Türk-İslam izlerini örterek İstanbul’u Konstantiniye, Ayasofya’yı kilise, vatanımızı Bizans toprağı yapmaya çalışan alçakların, ecdadımızı katil olmakla suçlayan utanmazların karşılarında büyük Türk milleti fetih ve taarruz bilinciyle sonuna kadar duracaktır. Cumhurun muazzez ittifak ruhu her saha ve her zeminde zalimlere haddini bildirecektir. Bugün karşımıza çıkan küresel tuzakların, bölgesel oyunların başlangıcını 1453 yılında, İstanbul’un Türkler tarafından fethi ile başlayan süreçte aramak sanıyorum yanlış olmayacaktır. Bu tarih, intikam duygularının nefretle karışarak Türk ve İslam medeniyetine yüzyıllar boyunca sürecek bir husumetin ve önyargının da ivme kazandığı dönemi işaret etmektedir. Anadolu’dan Türklüğü atmak üzere Mondros ile yola çıkan müstevliler, 1918’de işgal ettikleri İstanbul’umuzu, 1923’de terk ettiklerinde yarım kalmış emellerini vicdanlarında hep saklı tutmuşlardır. Gaflet içindeki mihraklarca milli hassasiyetlerimizin kırılgan hale getirilmek istendiği günümüzde, bu tarihi mirastan çıkaracağımız en önemli ders budur.”
Medeniyetleri kucağında buluşturan, 569 yıldır da Türk milletinin namus timsali olarak nitelediği İstanbul’la övündüğünü dile getiren Bahçeli, “Bu muhteşem kenti bir Türk toprağı haline getirerek, tarihe damgasını vurmuş olan büyük hünkarımız Fatih Sultan Mehmet Han’a, fetihte yer alan aziz ecdadımıza ve bütün şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler diliyorum. Ruhları şad, mekanları Cennet olsun diyorum. Ayrıca Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nin proje ve yapım sürecinde desteği bulunan başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımıza, yüklenici iş adamlarımıza, mühendisinden mimarına, memurundan işçisine kadar herkese teşekkür ediyor şükranlarımı sunuyorum.” şeklinde konuştu.