Özer, etkinlik sırasında gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Bakan Özer, forumun, dünyadaki tüm yöneticilerin, eğitim paydaşlarının eğitim politikalarına yön veren entelektüellerin senede bir defa bir araya gelip dünyadaki eğitimin mevcut durumunu, geleceğini etkileyen faktörleri tartıştığı bir etkinlik olduğunu ifade etti.
Kovid-19 salgınından eğitim sektörünün çok etkilendiğine işaret eden Özer, “Dünya Eğitim Forumu’nun en büyük ana teması, Kovid-19 salgınının eğitimi nasıl şekillendireceği, özellikle dijital beceriler, yeni beceriler, yeni eğitim platformları ve yeni salgınlara karşı nasıl hazırlıklı olunabilir ve özellikle toplumlardaki eşitsizliklerin bu salgından en az hasarla nasıl çıkabileceği ile ilgili yeni açılımlar neler olabilir? Bunların tartışıldığı bir forum.” dedi.
Özer, kendilerinin de Bakanlık olarak bu süreçteki açılımları, süreci çok sağlıklı şekilde yönetmeyle ilgili geliştirdikleri metodoloji ve eğitimle ilgili yeni açılımları paylaşacaklarını vurgulayarak, temasları kapsamında İngiltere’nin Okullardan Sorumlu Eğitim Devlet Bakanı Robin Walker’la da görüşeceğini aktardı.
Özer, Milli Eğitim Bakanlığını temsil eden bürokratların da ilgili muhataplarıyla görüşmeler yapacağını belirtti.
“Açılım, mesleki eğitimde inanılmaz bir dönüşümü beraberinde getirdi”
Özer, Türkiye’de mesleki eğitim konusundaki gelişmelere ilişkin bir soru üzerine, mesleki eğitimin tüm dünyada aslında sorunlu bir eğitim alanını oluşturduğunu, genelde gençlerin tercih etmediğini anlattı.
Türkiye’de ise bu alanda özellikle çok daha büyük travmalar yaşandığını kaydeden Özer, “Özellikle 1999’daki katsayı uygulamasından sonra mesleki eğitim gerçekten çok badireler atlattı ve çok maliyetler ödedi. Özellikle iş gücü piyasası, aradığı elemanı bulamama ile ilgili çok ciddi bir sıkıntı yaşadı.” değerlendirmesinde bulundu.
Özer, son zamanlarda mesleki eğitimde çok ciddi açılımlar yaptıklarının altını çizerek, “Özelikle iş gücü piyasasının temsilcilerini, meslek eğitiminin tüm süreçlerine dahil ettik ve artık bu yeni yaklaşımımızda işverenle, iş gücü piyasası temsilcileriyle müfredatı birlikte güncelliyoruz.” dedi.
Mesleki eğitim mezunlarına istihdamda öncelik verildiğine işaret eden Özer, “Bu açılım, mesleki eğitimde inanılmaz bir dönüşümü beraberinde getirdi. Artık öğrencilerin mesleki eğitime yönelimleri arttı, işverenler mesleki eğitimin kalitesini artırmayla ilgili yeni açılımları sürekli olarak Bakanlıkla paylaşıyor. Mesleki eğitimdeki döner-sermaye kapsamındaki üretim kapasitesi arttı.” diye konuştu.
“Mesleki eğitim yeni bir evreye girdi”
Salgın sürecinde maske, dezenfektan ve diğer enstrümanlara erişimde mesleki eğitimin üretim kapasitesinin çok büyük rol oynadığını vurgulayan Bakan Özer, şöyle devam etti:
“Şu anda Türkiye’de mesleki eğitimdeki tüm okullarımız, öğretmenlerimiz üretim yapıyor. İşverenle birlikte yeni projeler üretiyor, inovatif yeni yaklaşımlar geliştiriyor. Türkiye’nin sadece insan kaynağı ihtiyacını değil, üretim kapasitesinin çeşitlenmesi ve üretim kapasitenin güçlenmesine de çok önemli bir katkı sunuyor. Artık Türkiye’de mesleki eğitim, yeni bir evreye girdi ve önümüzdeki dönemde artık geçmişte dillendirilen, ‘Aradığım elemanı bulamıyorum’ değerlendirmeleri, mesleki eğitimin kalitesi ile ilgili spekülasyonlar artık dikkat ederseniz son zamanlarda gündemde hiç yok.”
25 Aralık 2021’de yapılan değişikliklerden sonra mesleki eğitim merkezlerine rağbetin inanılmaz derecede arttığını anlatan Özer, “Bu tarih itibarıyla 159 bin çırak, kalfa varken, şu anda 490 bin çırak var. Yani 4 ay gibi bir süreçte 2-3 katlık bir artışa tanıklık ettik. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı gibi, 2022’nin sonuna kadar 1 milyon çırak gencimizi bu mesleki eğitim merkezi ile buluşturmayı hedefliyoruz. Bu, hem genç işsizliğin azaltılmasında çok kritik bir işlev görecek hem de mesleki eğitim güçlenmesine çok kritik işlev görecek.” ifadelerini kullandı.
“Mevcuttan daha fazla anaokulunu bir yıl içinde yapmayı hedefliyoruz”
Özer, okul öncesi eğitim alanındaki eksiklikleri gidermeye önem verdiklerini dile getirdi.
Okul öncesi eğitimin çok kritik olduğunu ve bu alanda okullaşma oranlarının son derece düşük bulduklarını belirten Özer, şunları söyledi:
“6 Ağustos 2021 tarihi itibarıyla 3 yaştaki okullaşma oranı yüzde 14’tü. Yeni hedef olarak yüzde 50’ye çıkartmayı hedefledik. 4 yaştaki okullaşma oranı yüzde 35’ti, yüzde 70’e çıkartmayı hedefledik. 5 yaşta yüzde 78 olan okullaşma oranını da 2022 sonu itibarıyla yüzde 100’e çıkarmak için yola çıktık ve Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı gibi 3 bin yeni anaokulu ve 40 bin yeni anasınıfı yapmak için tüm projelerimizi takvimlendirdik, detaylandırdık ve bütçelendirdik.”
3 bin yeni anaokulu projesini ilan ettiklerinde tüm eğitim sisteminde 2 bin 872 bağımsız anaokulu bulunduğuna işaret eden Özer, “Yani mevcuttan çok daha fazla anaokulunu bir yıl içerisinde yapmayı kamuoyuyla paylaştık. Eğitim politikamızın ana önceliklerinden bir tanesi olarak belirledik ve şu anda da bu proje çok başarılı bir şekilde devam ediyor. 3 bin yeni anaokulunun 150 tanesini açtık.” dedi.
Özer, İstanbul’a 1000 yeni anaokulu yapacaklarını bildirerek, “Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayesinde bu süreçleri takip ediyoruz. Bunu tamamladığımız zaman biz sadece gençlerimizi çok daha güçlü bir şekilde yetiştirmekle kalmayacağız, aynı zamanda uzun yıllardan beri eğitim sistemimizin muzdarip olduğu okullararası başarı farkını da minimize etmiş olacağız.” diye konuştu.
Matematik, bilim, sanat ve yabancı dil için yaz okulları
Matematik seferberliği ve yaz okullarına ilişkin de değerlendirmede bulunan Özer, matematiği bir kaygı nesnesi olmaktan çıkartıp, gençlerin en önemli yardımcısı olarak onlara kazandırmak ve sevdirmek istediklerini vurguladı. Bakan Özer, “Bunun için çalışmamızı nihayetlendirdik ve tüm kamuoyuyla da geçenlerle de paylaştık. Gerçekten tüm illerimizde, tüm ilçelerimizde ciddi bir rağbetin olduğunu gördük.” ifadelerini kullandı.
Özer, 4. sınıftan 12. sınıfa kadar tüm Türkiye’de öğrencilere ücretsiz matematik dersi verilecek yaz okullarının yanı sıra bilim ve sanat alanlarında da yaz okulları açacaklarını söyledi.
Bu sene ücretsiz İngilizce yaz okullarını da hayata geçireceklerini aktaran Özer, hem Kovid-19 dönemindeki kayıpları gidermeyi hem de yıllardan beri şikayet edilen konuları artık eğitim sisteminin gündeminden çıkartmayı istediklerini kaydetti.