Milli futbolcu Ozan Kabak, milli takımın Avrupa Şampiyonası elemeleri, Hoffenheim’daki hedefleri ve Almanya’daki yaşantısıyla ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Bundesliga’da 4. senesini geçirecek Ozan Kabak, EURO 2024’e Almanya’da ev sahipliği yapmasının kendisini şimdiden motive ettiğini belirterek, “Almanya’da 4. senemi geçireceğim. Bütün sahaları, şehirleri iyi biliyorum, çok yakın arkadaşlarım var. Benim için tabii ki EURO 2024’ün Almanya’nın ev sahipliğinde olması ekstra motivasyon, Almanya’da finalleri oynamak müthiş olur. Almanya bir futbol ülkesi, inanılmaz statları ve taraftarları var. Onun için sabırsızlanıyorum. İnşallah en iyi şekilde grubu bitirip Almanya’da yer alırız. Eleme grubunda oynadığımız 4 maçta 3 galibiyetle 9 puan aldık. Önümüzde 4 maç daha var. Bu maçlardan da en iyi şekilde puanlar alacağız ve gideceğiz. Grupta şu an iyi bir konumdayız.” dedi.
A Milli Takımın Letonya ve Galler ile oynadığı maçlarda kısa bir süre forma giyen Ozan, “Milli takım her oyuncunun olmak isteyeceği bir yer. Ben de orada bulunduğum için çok gururluyum. Tabii ki çok büyük bir rekabet var. Bireysel olarak hedeflediğim maç sayılarından ve sürelerden biraz daha uzak bir yıl oldu. Milli takımın son kampına 33-34 maç oynayarak geldim. Bir futbolcu olarak her zaman oynamak istiyorsunuz. Milli takıma bir beklenti içinde geliyorsunuz. Takım kazanınca tabii ki mutlu oluyoruz. Önemli olan takımın kazanması ve turnuvalara katılmak. İnşallah önümüzdeki turnuva olan Almanya’ya katılırız.” şeklinde konuştu.
Milli takım teknik direktörü Stefan Kuntz ile diyaloglarının iyi olduğunu aktaran milli futbolcu, “Stefan hoca diyaloğu kuvvetli, sempatik biri. Herkesle şakalaşıyor. Bizimle de arası iyi. Almanca konuştuğum için daha rahat iletişim kurabiliyorum. Benim beklentim her zaman milli takım hocası ve oyuncusu arasında oynama ve oynamama konusunda bir şeffaflığın ve kriterlerin olması. Stefan hoca ile aram iyi.” değerlendirmesinde bulundu.
“Bundesliga ve Premier Lig’de 150 civarı maç oynadım”
Ozan Kabak, genç yaşta Bundesliga ve Premier Lig’de oynamanın futboluna büyük katkı sağladığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Genç yaşta hem Premier Lig hem de Bundesliga’da oynamak bence büyük bir tecrübe ve başarı. Genç yaşta Avrupa’ya transfer oldum. Bundesliga ve Premier Lig’de 150 civarı maç oynadım. Bu bana inanılmaz tecrübe kattı. Birbirinden özel büyük oyuncularla oynadım ve hocalarla çalıştım. Oralardaki atmosferi soludum, Şampiyonlar Ligi’nde oynadım. Bu yaşta her oyuncuyla nasip olmayacak bir tecrübe. Geriye dönüp bakınca çok mutluyum. Bu sezon 33 maçta oynadım, 4 gol, 4 asist yaptım, milli takımda 1 golüm var. Büyüklerimden aldığım geri dönüşler de çok olumlu. Gayet güzel bir sezon geçirdim. Tabii ki daha iyisi de olabilirdi. Özellikle milli takım özelinde daha iyisi olabilirdi, daha çok maç oynayabilirdim. Nasip olmadı. Çeşitli sebepleri de var. Kulüp özelinde gayet iyi bir sezon geçirdim. Hedefim, gelecek sezonlarda da aynı şekilde devam etmek ve istikrarlı bir şekilde yükselmeye devam etmek.”
Hoffenheim’la gelecek sezon hedeflerinin Avrupa kupaları olduğunu belirten Ozan, “Aslında bu sezona çok iyi başladık. Hoffenheim kazanma kültürü olan, kadrosunda iyi oyuncular barındıran, her zaman ilk 6-8’i hedefleyen bir kulüp. Geçtiğimiz sezona iyi başladık ancak istediğimiz gibi devam edemedik. Tam istediğimiz gibi geçmedi, hedeflerimize ulaşamadık. Ama inşallah seneye Avrupa kupaları için mücadele edeceğiz. Çünkü iyi bir takımımız, taraftarımız ve hocamız var. Seneye Avrupa kupaları için mücadele eden bir takım olacağımıza inanıyorum.” ifadelerini kullandı.
Ailesi ve menajeriyle 18 yaşında çizdiği plan doğrultusunda kariyerinin iyi bir şekilde ilerlediğini aktaran milli futbolcu, “Şu anda ona uygun bir şekilde ilerliyoruz. Hoffenheim’la da oturup bir kariyer planlaması daha yaptık. Bu sene çok iyi bir şekilde geçti, önümüzdeki senelerde de performansımı devam ettirmek istiyorum. Ondan sonra da güzel bir sıçrayış yaparak Avrupa’da başka bir takıma transfer olmak istiyorum.” şeklinde konuştu.
“Bayern Münih apayrı bir kulüp”
Bundesliga’da nefes kesen şampiyonluk yarışını da değerlendiren Ozan şu ifadeleri kullandı:
“Bayern Münih sadece Bundesliga’da değil, Avrupa’da tüm turnuvaları domine eden bir ekip. Birbirinden özel oyuncuları var. Dortmund bu sene son maçta şanssız bir şekilde şampiyonluğu kaybetti. Bayern Münih her zamanki gibi tecrübesiyle, kupa ve maç kazanma alışkanlığıyla şampiyonluğu kazandı. Çok keyifli bir yarış oldu. Bundesliga’nın prestiji için de böyle son andaki şampiyonluklar, dramalar gayet keyifli oluyor. Bayern Münih apayrı bir kulüp. Yensen de yenilsen de onlara karşı oynamak her zaman ayrı bir keyif. Allianz Arena’da 70-80 bin kişi önünde, büyük oyunculara karşı oynamak çok keyifli. Bu sene de oradan 1 puan aldık, Allianz Arena’da aldığımız 1 puan bizim için hayati bir puandı. Ben de oyuncu olarak oradan ilk kez puanla döndüm. O yüzden gayet keyifliydi.”
“Bir Galatasaraylı olarak böyle bir takım izlediğim için mutluyum”
Süper Lig’i de yakından takip ettiğini kaydeden Ozan, “Bu sene Süper Lig’de çok kaliteli hocalar ve oyuncular vardı. Hoffenheim’daki takım arkadaşlarım da her zaman takip ediyordu, bana da soruyordu. Bu sene özelinde yurt dışından da daha çok takip edildi, ilgi duyuldu. Çok kaliteli bir lig oldu. Şampiyonluk yarışı son ana kadar sürdü. Büyük oyuncular, yıldızlar oynadı. Galatasaray’ın şampiyonluğu için ayrıca mutluyum. Okan Hoca, Erden ağabey çok güzel bir takım kurdular. Oyuncular da Galatasaray’a yakışır bir şekilde mücadele etti ve şampiyonluğu göğüsledi. Ben de her zamanki gibi çok mutlu oldum. Aradım, herkesi tebrik ettim. Galatasaray’ın her zaman bu kalitede oynaması, bu kalitede oyunculara sahip olması gerek. Bir Galatasaraylı olarak böyle bir takım izlediğim için mutluyum.” şeklinde konuştu.
Ozan, “Galatasaray’da bu sene ön plana çıkan isim sana göre kimdi?” sorusuna, “Icardi tabii ki. Birbirinden güzel goller attı. Türk oyuncuları da es geçmemek gerek. Kerem, Barış, Yunus, Abdülkerim olsun her zaman çok büyük katkı sağladı. Ülkemizde yabancılara çok daha fazla ilgi var ama bakınca yerli oyuncuların da kalitesini es geçmemek gerek. Icardi, Mertens, Nelsson çok iyi performans sergiledi ama Türk oyuncuların da burada büyük emeği var. Bence ülkemizde bu göz ardı ediliyor. Buna da ayrı bir parantez açmak istedim.” yanıtını verdi.
“Gol atmak için özel bir çalışma yapıyorum”
Bir savunma oyuncusu olmasına karşın attığı gollerle de dikkat çeken Ozan Kabak, “Gol atmak için özel bir çalışma yapıyorum. Bir savunma oyuncusu olarak antrenmandan sonraki yan top ve şut çalışmalarına katılıyorum. Takım arkadaşlarım da bu yönümün iyi olduğunu bildiği için şaşırmıyor ve beni destekliyorlar. Gollere gelecek olursak, bu sene birbirinden güzel goller attım. Sezona 4-5 golle başladım, ligin ikinci yarısı gol atamadım, kendi hedeflerim için bu hayal kırıklığı oldu. Gol biraz ritim meselesi. Gol attığınızda bir sonraki maç gol atmak için güzel bir hissiyat oluyor. Çalışmak ve hissiyat meselesi. Topun nereye düşeceğini tahmin edip, güzel bir vuruşla golü atıyorsunuz.” değerlendirmesinde bulundu.
Ozan, en beğendiği golünü ise, “Almanya Kupası’nın ilk turunda güzel bir gol atmıştım. (Rödinghausen maçı) Uzatmalarda kafa golümle, 115. dakikada turu getirmiştim. Frankfurt’ta attığım ceza sahası dışından ilk golümü de söyleyebilirim. Bayağı denemiştim, orada da topu kapıp, dripling yapıp, köşeye güzel bırakmıştım. Bu golleri söyleyebilirim.” sözleriyle açıkladı.
“Telefon rehberimde Salah’ın ismini görmek beni mutlu ediyor”
Liverpool’da geçirdiği dönemin de kendisi için çok özel olduğunu ve birbirinden önemli isimlerle dostluklar geliştirdiğini aktaran Ozan Kabak, şöyle konuştu:
“Salah inanılmaz bir profesyonel, aynı zamanda çok iyi bir insan. Her antrenman öncesi ve sonrası fitness’ta, gym’de her zaman çalışmalarını yapar. Makine gibi zaten. Onunla beraber aynı sahada ter dökmek benim için mükemmel bir tecrübeydi. Antrenmanlarda ona karşı oynamak, bir defans oyuncusu olarak seni çok geliştiriyor, çok şeyler katıyor. Bu benim için çok önemliydi. Geriye dönüp bakınca hala telefon rehberimde Salah’ın ismini görmek beni mutlu ediyor. Her zaman da kontak içindeyiz. Bir şey olunca Instagram’dan ya da telefondan tebrikleşiyoruz. Hayatımda öyle birisi olduğu için mutluyum.”
“Kim Min Jae bence şu an dünyanın en iyi stoperleri arasında”
Milli oyuncu, dünya futbolunda son dönemde çok iyi stoperlerin yetiştiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“23 yaşıma geldim, bundan iki üç sene önce her zaman en genç stoper bendim ama şu an 2003-2004-2005’li stoperlerin geldiğini görüyorum. Artık çok daha iyi ve yeni oyuncular geliyor. Son zamanlarda Benfica’nın genç stoperi var (Antonio Silva) onu beğenerek izledim. Ligimizde iyi stoperler var. Tabii ki Van Dijk her zaman özel. Beraber de zaman geçirdim, onu tanıma fırsatı bulduğum için çok mutluyum. Onu her zaman söyleyebilirim. Kim Min Jae bence şu an dünyanın en iyi stoperleri arasında onu da beğenerek takip ediyorum.”
Bundesliga’nın Avrupa’nın tribün doluluk oranı en yüksek ligi olmasının organizasyona da değer kattığını aktaran Ozan Kabak, “Almanya’da her zaman dolu statlarda oynuyoruz. Çok keyifli bir his. Bizim stadımız Pre-Zero Arena da neredeyse her zaman dolu. 30 bin kişilik… Schalke ve Stuttgart’ta da her zaman 60 bin kişinin üzerinde seyirci vardı. Gerçekten çok keyifli. Futbolcu olarak sahaya çıktığınızda dolu tribünleri ve o atmosferi görünce apayrı bir motivasyonla oynuyorsunuz. Ülkemizde de birçok şehir takımı var, onları da dolu tribünleriyle görmek Türk futboluna çok şey katar. Umuyorum bu kültür Türkiye’ye de gelir.” ifadelerini kullandı.
Ozan, “Bundesliga’da en sevdiği stat hangisi?” sorusunu, “Hoffenheim’ın stadı çok kompakt, kutu gibi, çok modern bir stat. Dortmund’un stadı güzel ama bence en güzeli Veltins Arena, Schalke’nin stadı. İnanılmaz bir atmosfer, 62 bin kişi her zaman, masmavi tribünler. Orada oynamak çok keyifli. Çıkış tüneli maden çıkışı gibi. Çok güzel bir atmosferle sahaya giriliyor. Statta herkes madenci şarkısı söylüyor, orada güzel bir kültür var.” şeklinde yanıtladı.
“Hoffenheim maçlarına gelen çok sayıda Galatasaray formalı taraftar görüyorum”
Sakin yapısının futbol kariyerinde kendine avantaj sağladığını dile getiren Ozan, “Akademi liglerinden beri sakinliğim ile öne çıktım. Stoper bölgesinde o sakinlik ve öz güven çok önemli. Maç oynaya oynaya o sakinlik tecrübeye dönüşüyor. Tecrübe de oyununuza çok şey katıyor. Beş senedir Avrupa’da oynuyorum, bu sakinliğin bana çok katkıları oldu. İnşallah daha da tecrübelenerek daha iyi bir oyuncu haline gelirim. Çok yönlü esnek bir oyuncu olmak, her hoca tarafından tercih edilebilen bir profildir. Ben de 4’lü de 3’lü de, sağda, solda, ortada oynadım. Bu kesinlikle pozitif bir şey. Her hocanın görmek isteyeceği bir profil olduğunu düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Almanya’da yaşayan Türklerin kendisine gösterdiği ilgiden de memnun olduğunu aktaran milli futbolcu, “İlgi yoğun. Özellikle Galatasaraylılardan. Sağ olsunlar hiçbir zaman ilgi ve alakalarını eksik etmiyorlar. Hatta Hoffenheim maçlarına gelen çok sayıda Galatasaray formalı taraftar görüyorum. Bu beni çok mutlu ediyor. Benim için ekstra bir motivasyon kaynağı.” ifadelerini kullandı.
Ozan Kabak, Almanya’da yaşadığı Heidelberg’in çok güzel bir şehir olduğunu belirterek, “Yaşadığım Heidelberg, Hoffenheim’ın biraz dışında inanılmaz güzel bir şehir. Gerçekten çok seviyorum. İki dağın arasında, nehrin geçtiği… Çok tatlı, güzel bir şehir, ben de orada yaşıyorum. Almanya’da şu ana kadar yaşadığım en güzel şehir diyebilirim. Orada futbol dışında çok keyifli bir hayat sürüyorum. Çok huzurlu, güzel.” şeklinde konuştu.
Ozan, “Karşılıklı oynamayı en sevdiğin forvet kim?” sorusuna ise, “Büyük takımlara karşı oynamayı seviyorum. Bundesliga’da da Dortmund, Bayern, Leverkusen, birçok iyi takım ve birçok iyi oyuncu var. Onlara karşı mücadele etmeyi, kendimi onlara karşı görmeyi seviyorum. İlla bir isim vermek gerekirse şu an Bayern Münih’te oynayan eski takım arkadaşım Mane diyebilirim.” yanıtını verdi.
10 soru 10 cevap
En sevdiğin şarkı: Gazapizm’den Unutulacak Dünler ve Hiç Pişman Değilim şarkıları
En sevdiğin yemek: Mantı
En sevdiğin kitap: Kürk Mantolu Madonna
En sevdiğin renk: Kırmızı
En sevdiğin yer: Bodrum
Almanca en zorlandığın kelime: Oturum kartı anlamına gelen bir söz var, onu hala söyleyemiyorum
En ateşli taraftar: Galatasaray
En sevdiğin şarkıcı: The Weekend
En sevdiğin film: Coach Carter
En sevdiğin dizi: Game of Thrones