Polonya’nın başkenti Varşova’da düzenlenen Avrupa Güreş Şampiyonası’nda grekoromen stil 130 kiloda altın madalya kazanan Rıza Kayaalp, Anadolu Ajansı (AA) Spor Sohbetleri’nin konuğu oldu.
Güreşi bırakana kadar zirvede kalmak istediğinin altını çizen Rıza, “10. Avrupa şampiyonluğu koyduğum hedefleri gerçekleştirdiğim anlamına geliyor. Gerçekten Avrupa’da grekoromen gibi zor güreş stilinde 11 kez final yapmak inanılmaz zor bir şey.” diye konuştu.
Rıza Kayaalp, Tokyo Olimpiyatları’na kısa bir süre kaldığına işaret ederek, “Dünya Şampiyonası’nda 8, Avrupa Şampiyonası’nda 11, olimpiyatlarda 2 kez madalya kazanmış bir sporcuyum. Tam bir efsane olmamda eksik olan olimpiyat altın madalyası diye düşünüyorum. Olimpiyat altını nasip olursa ‘efsane’ derler. Her şeyi bırakıp tek konsantre olacağım şey olimpiyatlar olacak. Bu da olimpiyat hazırlık yolunda benim tam kapanmam olacak.” ifadelerini kullandı.
Olimpiyat ikincisi, dünya ve Avrupa şampiyonu milli güreşçi Rıza Kayaalp’in, AA Spor Sohbetleri’nde sorulara verdiği cevaplar şöyle:
10. Avrupa şampiyonluğu senin için ne ifade ediyor?
Benim için her zaman yeni kazanılmış bir başarı olarak geçiyor. Çünkü tabii ki her sene koymuş olduğum hedefi gerçekleştirmiş oluyorum. 10 yıl önce de şunu söylüyordum; bu işi bırakana kadar zirvede kalmak… 10. Avrupa şampiyonluğu koyduğum hedefleri gerçekleştirdiğim anlamına geliyor. Gerçekten Avrupa’da grekoromen gibi zor güreş stilinde 11 kez final yapmak inanılmaz zor bir şey. Bunu birkaç güreşçi yapabilir. Her zaman böyle formda kalmak, gücünü saklamak… Küçükken ne düşündüysem onları gerçekleştirdiğim için mutluyum. Güreş Eğitim Merkezi’nde gurur tablosuna bakardım, 3-4 kez dünya şampiyonu, 5-6 kez Avrupa şampiyonu olmuş sporcular var. ‘Ben neden bunu başarmayayım, biz de yapabiliriz’ dedim. Sonra şampiyon olmaya başladım. Allah’a şükür buralara geldim.
Rıza Kayaalp için final maçının olduğu gün nasıl geçiyor?
Finalden bir önceki gün 3 maç yapmış oluyoruz. Final günü de biraz yorgun bir şekilde kalkıyoruz. Yine sabah tartı vardı. Güreştiğim gün akşam erken yattım. Final sabahı saat 05.30’da kalktım. Yorgunluktan mı heyecandan mı bilmiyorum çok erken uyandım. Üç saat sonra tartıya gittim. Sonra kahvaltımı yaptım. Tabii akşamki maç aklımızdan hiç çıkmıyor. Bir gün önceden 3 maç yapınca kaslar daha yorgun, sert oluyor. Masajdan sonra bir şeyler izledim. 2-3 saat uyuduktan sonra arkadaşlarımın maçlarını izledim. Hızlı geçiyor. Sürekli finali düşünüyorsun. Aynanın karşısına geçiyorsun kendini motive ediyorsun. Ben hep final maçından sonra ‘ömrümden 2 yıl gitti’ diyorum. Demek ki çok stres yapıyoruz. Bunu belli etmiyorum. Gücümü etkilemiyor, profesyonellik bunu gerektirir. Bazı sporcuların stresten dolayı performansı düşüyor. Ben de öyle bir şey yok, mindere girdikten sonra her şey değişiyor. Ama kötü bir rakiple çıksan bile stres yapıyorsun. Sorumluluğun var, hedefi olan bir insansın. Senden şampiyonluk dışında bir şey beklenmiyor. Her zaman bu ülke için en iyisini yapmak isteyen bir insanım. Zaten bunu düşünmesem yeter diyebilirdim. Çünkü zor bir spor. Herkes bir maçı izliyor ama bunun arkasında çok çalışma var.
Performansını korumak adına beslenmende nelere dikkat ediyorsun?
Kamplarda genelde et ağırlıklı besleniyoruz. Ama benim değişik beslenme şeklim var. Yemekten ziyade aralardaki atışmalarda meyveyi biraz fazla kaçırıyorum. Sabah bazen kahvaltı yaparım, çoğu zaman yapmam. Yurt dışına gidince maça kadar çok bir şey yemiyorum. Polonya’ya giderken 130 kiloydum, tartı sabahı 127 kiloydum. Maçtan sonra 125 kiloya indim. Orada 5 kilo rahat verdim. Yurt dışında çok yemek arayan biri değilim. Çünkü boş mideyle ciğerimi daha iyi kullanacağımı biliyorum, bunun farkındayım. Bazı insanlar açken gücünü kullanamaz ama bende tam tersi. Karnım boşken ciğer kapasitemi daha çok kullanabileceğimi fark ettim. Hep de öyle yapıyorum. Kan şekerim düşmesin diye muz gibi atıştırmalıklarla geçiriyorum.
Şampiyon olduktan sonra kızının sevinç videosunu izlerken neler hissettin?
Doping testine girmiştim. Konsantre olmak için genelde hattımı hep maçtan sonraki günlerde açarım. Doping testi odasında internete bağlanayım dedim. İlk Zeynep’i aradım. ‘Sana bir video atacağım, çok beğeneceksin’ dedi. Harbiden videoyu çok güzel yakalamış. Tam İstiklal Marşı’nı söylerken sevinmesi inanılmaz bir duyguydu. Aynı videoyu 20-30 kez izlemişimdir, çok hoşuma gitti.
Örnek alınan bir sporcusun. Rıza Kayaalp gibi spor kariyerine sahip olmak isteyen gençlere neler söylemek istersin?
Spor yapmak isteyenlerin hayallerini gerçekleştirmeleri için uğraşmalarını, annesini, babasını, öğretmenlerini rahatsız etmelerini çok isterim. Çünkü aynı şeyi ben de yaşadım. Benim imkanım daha azdı. Güreş Eğitim Merkezi’nin olduğunu bile bilmiyordum. Güreşe olan düşkünlüğümü anneme, babama çok dile getirdim. Nazım anneme geçerdi, ‘güreşçi olacağım’ diye hep ona ağlardım. Sonra Güreş Eğitim Merkezi’nin olduğunu öğrendik. Devlete sonsuz vefam var. Bu kadar madalya alsam da devletime o vefayı ödeyemem. 2000 yılında girdiğim Güreş Eğitim Merkezi olmasaydı burada olmayacaktım, bu kadar başarı olmayacaktı. Ben de ısrarcıydım. O yüzden genç kardeşlerimiz de ısrarcı olsun. Allah o fırsatı verecektir. Benim imkanım da yoktu, köydeydim. Çok ısrarcı oldum, Allah da nasip etti.
Sporculuk kariyerini tamamladıktan sonra bir kulüpte antrenörlük, yöneticilik yapar mısın?
Bilmiyorum. Yönetici tabii ki olmayı isterim ama Allah hizmet edeceksem nasip etsin. Hizmet etmeyeceksem hiç gerek yok. Para pul, maaş hiç umurumda değil. Allah gençliğe, ülkeye, hizmet edeceksem güzel görevler nasip etsin. Şu an kafamda bir şey yok.
Çok ciddi başarılar elde ettin. Dışarıdan baktığında dünya güreşinde kendini nasıl konumlandırıyorsun?
Tabii ki dünyada, Avrupa’da şampiyonluklar kazanmış birçok sporcu var. Ben de bunlardan biriyim diye düşünüyorum. Çünkü Dünya Şampiyonası’nda 8, Avrupa Şampiyonası’nda 11, olimpiyatlarda 2 kez madalya kazanmış bir sporcuyum. Tam bir efsane olmamda eksik olan olimpiyat altın madalyası diye düşünüyorum. Olimpiyatlarda gümüş ve bronz madalyam var. Olimpiyatlarda da altın madalya aldıktan sonra belki çoğunu da geçmiş olacağım. Şu an madalya sayım yeterimce fazla ama tam olması için olimpiyat altın madalyası gerekiyor. Olimpiyat altını nasip olursa ‘efsane’ derler.
Tokyo Olimpiyatları öncesi hazırlık süreci nasıl gidiyor?
Her şeyi bırakıp tek konsantre olacağım şey olimpiyatlar olacak. Bu da olimpiyat hazırlık yolunda benim tam kapanmam olacak. Çünkü bir daha fırsatım olmayabilir. Avrupa Şampiyonası benim için moral oldu. Kendimi de görmüş oldum. Çünkü epeydir güreş yapmıyoruz, büyük turnuvaya girmiyoruz. Avrupa Şampiyonası öncesi İtalya’da bir turnuvaya katıldım. Tekrar Avrupa şampiyonu olunca daha bir kendime geldim. Beni daha çok motive ediyor. Sonraki maçlarda da aynısını yapabileceğime inanıyorum. Çok ara olunca ‘ne olacak’ oluyorsun. Şampiyon olduktan sonra ara kısa olunca öz güven gitmiyor. O öz güven 2-3 ay sende kalıcı oluyor. Avantaj oluyor. O yüzden son 3 ayı en iyi şekilde değerlendirmek istiyorum. Elimizden geleni yapalım, nasibimizde varsa olur. Ben şunu söylüyorum; olimpiyat şampiyonluğu için elimden gelen tüm gayreti göstereceğim. Sakatlıklarım da yok, en büyük sevincim o. Olimpiyatta bütün limitleri zorlayacağım. Maçta da saldıracağım. Bayılmadan bu maçtan çıkmayacağım.