Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye Verimlilik Vakfı tarafından ATO Congresium’da düzenlenen Verimlilik ve Teknoloji Fuarı’nda, baş döndürücü bir hızla ilerleyen teknolojinin, hayatın her alanında kendini net bir şekilde hissettirdiğini belirtti.
Teknolojiye sahip olan ve bu gücü etkin kullanan ülkelerin, uluslararası alanda üstünlük sağladığını ifade eden Akar, teknolojiye sahip olamayan, gelişmelere uyum sağlayamayan ülkelerin ise pazar olmaktan öteye geçemediğini, her türlü tehdit ve tehlikeye maruz kalabildiğini bildirdi.
Güçlü ve etkin olabilmek için öngörü ve proaktif tedbirler alınmasının önemine işaret eden Akar, “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, uluslararası ilişkilerde özne haline gelen, etki ve ilgi alanı her geçen gün genişleyen ülkemiz de dünyadaki gelişmeleri yakından takip ediyor, proaktif davranarak gerekli tedbirleri alıyor.” diye konuştu.
Başta savunma teknolojileri olmak üzere, hemen her alanda önemli ilerlemelerin kaydedildiğini vurgulayan Akar, “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği, destek ve teşvikleriyle yüksek teknolojiye dayalı savunma sanayiimizdeki yerlilik ve millilik oranımızı, yüzde 70’lerin üzerine çıkarmayı başardık. Hedefimiz bu oranı, 2023 yılında yüzde 75-80’lere taşımaktır.” ifadesini kullandı.
Akar, savunma sanayide faaliyet gösteren yerli firmaların, dünya devleri ile yarışır hale geldiğini, dünyanın önde gelen ilk 100 savunma kuruluşu arasında 7 yerli firmanın yer aldığına işaret ederek şunları söyledi:
“Geçmişte piyade tüfeğimizi dahi yurt dışından tedarik ederken artık milli piyade tüfeklerimizi, kendi savaş gemilerimizi, fırkateynlerimizi, İHA/SİHA’larımızı, Fırtına obüslerimizi, ÇNRA’larımızı, ATAK helikopterlerimizi, akıllı hassas mühimmatımızı tasarlayıp inşa, imal ve ihraç seviyesine gelmiş bulunuyoruz. Bunlara ilaveten, radar ve elektronik harp sistemlerimiz, füze, roket ve mühimmatlarımız yurt içinde ve sınır ötesi operasyonlarımızda kahraman ordumuzu daha da güçlendirmektedir. Ayrıca Milli Muharip Uçak, Siper Hava Savunma Sistemi, Anadolu Amfibi Hücum Gemisi ile ilgili çalışmalarımız da yoğun bir şekilde ve başarıyla devam etmektedir.”
“Yoğun ve etkin mücadele”
Akar, TSK’nin ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra dost ve müttefik ülkelerin savunma ihtiyaçlarını da karşılayacak durumda olduklarını belirterek “Türk Silahlı Kuvvetleri, artık dünyada çok az sayıda ordunun elde edebileceği yüksek teknolojinin sağladığı avantajlara ve operasyonel üstünlüğe ulaşmıştır. Nitekim TSK yurt içinde, Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde, Kıbrıs’ta, Azerbaycan’da, Libya’da, Doğu Akdeniz’de, Ege’de ve daha birçok coğrafyada hem ülkemizin hem de dost ve kardeşlerimizin hakkını, hukukunu korumak, bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkı sağlamak için büyük bir fedakarlık ve kahramanlıkla hiç olmadığı kadar yoğun ve etkin bir şekilde mücadele etmektedir.” ifadelerini kullandı.
Kazanılan başarılarda personelin kahramanlık ve fedakarlıklarının yanı sıra yerli ve milli savunma sanayinin geliştirdiği harp silah, araç ve gereçlerinin önemine dikkati çeken Akar, şöyle konuştu:
“Yaşadığımız coğrafyanın şartları ve karşı karşıya kaldığımız sorunlar, ülkemizi her alanda güçlü olmaya mecbur kılmaktadır. Özellikle savunma ve güvenlikle ilgili hususların devletimiz ve milletimizin bekası açısından vazgeçilmez olduğu bir gerçektir. Sistemlerimizi daha verimli hale getirmeden, üstün teknolojiye sahip olmadan, geleceğe emin adımlarla yürüyemeyeceğimiz de aşikardır. Türkiye’nin sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sağlamasının ve uluslararası alanda rekabet edebilmesinin tek yolu da teknoloji alanında katma değerin artırılmasından geçmektedir. Türkiye de savunma ve güvenlik ihtiyaçlarını bu konsept doğrultusunda şekillendirmekte, hızlı gelişen teknolojiyi yakından takip etmenin ötesinde, ileri teknoloji tasarlayıp üretmektedir. Bu anlamda, Türkiye’de de son yıllarda önemli bir motivasyon oluşmuş durumdadır. Kamu ve vakıf kuruluşları, özel sektör firmaları ve üniversitelerimizin eş güdüm ve iş birlikleri sayesinde güçlü bir sinerji meydana gelmiştir.”
– Siber sistemler
Bakanlık olarak kendilerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirdiklerini, TSK’nin ihtiyaçlarını karşılamak için sahip oldukları teknolojiyi geliştirmek ve bunu daha verimli hale getirmek için var güçleriyle çalıştıklarını dile getiren Akar, şunları kaydetti:
“Gelecek yıllarda harekat ortamının alacağı şekil, klasik yaklaşımlar ve geleneksel düşünme kalıplarıyla çözümlenemeyecek kadar zorlaşmaktadır. Harekatın şekil ve icrasının gelecekte değişeceği düşünüldüğünde, yeni askeri ihtiyaçlar savunma sanayimizin de yolunu çizmelidir. Geleceğin teknolojileri olan yapay zekayla donatılmış robotik ve otonom sistemleri ordumuza kazandırmada geç kalmak istemiyoruz. Ordumuzu makine hızında savaş yapabilen kabiliyetine şimdiden hazırlamak istiyoruz. Zira gelecekte güçlü ve başarıyı elde edecek ordular, bilim ve teknolojiyle barışık olan, hatta teknolojik gelişmelere öncülük eden ordular olacaktır. Bu kapsamda yapay zeka, nesnelerin interneti, big data, siber-fiziksel ve robotik sistemler, otonom sistemleri yakından takip ediyoruz. Şu anda kullanılan ve daha da geliştirilmekte olan sürü dronelerden kuantum radarlara, cep denizaltılardan lazer silahlara, yönlendirilmiş enerjiyi kullanan silahlardan mikro uydulara kadar pek çok ürün ve teknoloji var. Bu gibi ürünler harekat alanında bizzat savaşan unsurlara dahil olmaya başlamıştır ve artarak dahil olmaya devam edecektir.”
Akar, geleceğin savunma teknolojilerinde kara-deniz-hava dışında uzay ve siber uzayın da önemli bir harekat alanı haline geldiğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
“Özellikle siber sistemler alanında üstünlüğü ele geçirmek, diğer harekat alanlarında başarılı olmanın ön koşulu haline gelmiştir. Harpte ihtiyaç duyulan ve gelecekte duyulacak olan bu gibi teknolojilerin geliştirilmesinde akademisyen, sanayici ve Türk Silahlı Kuvvetlerin koordineli olarak birlikte çalışması, sistemlerin hızlı bir şekilde geliştirilmesinde büyük fayda sağlayacaktır. Bu doğrultuda çalışmalarımıza hız kesmeden devam edecek, tüm imkanlarımızı seferber ederek yılmadan, yorulmadan çalışacağız. Hiçbir ülkeden geri kalmayacağız. Ülkemizi bu hedeflere ulaştıracak insan kaynağımıza, potansiyelimize ve bunu güce dönüştürecek savunma sanayii firmalarımıza güveniyoruz. İyi şeyler, inanıldığında; daha iyi şeyler, sabredildiğinde; en iyi şeyler, hiç vazgeçilmediğinde gelir. İnancımız, sabrımız, azim ve kararlılığımızla çok daha büyük başarılar elde edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.”
Akar, konuşmanın ardından fuardaki stantları gezdi, yetkililerden ürünlere ilişkin bilgi aldı.