Suriye’deki iç savaş, uzak coğrafyalardan aktörlerin bölgeye yerleşmesiyle birlikte Beşşar Esed rejiminin güçlenmesinin yanı sıra terör örgütlerinin söz konusu aktörlerden aldığı destekle bölgedeki istikrarı tehdit edecek seviyeye gelmesiyle 13 yıldır devam ediyor.
- Rusya-Ukrayna savaşı, iki ulusun çatışmasından çok öte
- İsrail’in geçit vermediği barış
AA muhabiri, “Dünyada süregelen gerginlikler” başlıklı dosya haberinin üçüncü bölümünde, Suriye’deki iç savaş ile bu savaşın bölgesel ve küresel etkilerine ilişkin bilgileri derledi.
Suriye’deki iç savaş, Arap Baharı’nın etkisiyle 2011’in başlarında başlayarak halk ayaklanmalarına dönüştü.
Ülkenin güneyindeki Dera ilinde bir grup öğrencinin 15 Mart 2011’de okul duvarına, “Ey doktor (Beşşar Esed) şimdi sıra sana geldi” yazmasıyla başlayan halk ayaklanması yerini dinmeyen kan ve gözyaşına bıraktı.
İlk başta Esed rejimi ile muhalif gruplar arasında 2013’te hız kazanan çatışmalar, daha sonra Rusya ve İran’ın rejime destek için bölgeye gelmesi ve ABD güçlerinin de DEAŞ ile mücadele bahanesiyle PKK/YPG terör örgütüyle ortak hareket ederek bölgeye yerleşmesinin ardından birçok ulusun müdahil olduğu bir savaşa dönüştü.
Türkiye ise başta ABD olmak üzere birçok ülkenin desteğiyle Suriye’nin kuzeyinde bir terör koridoru oluşturmak üzere kantonlar ilan eden terör örgütü PKK/YPG ile DEAŞ’tan kaynaklanacak güvenlik tehditlerini gidermek için Suriye Milli Ordusu’yla ortak hareket ederek Suriye’nin kuzeyinde terör gruplarına karşı operasyonlar gerçekleştirdi.
BM verileri, 2011-2021 yıllarında Suriye’de 350 bin 209 kişinin hayatını kaybettiğini belirtirken, resmi olmayan kaynaklar bu rakamın 613 binin üzerinde olduğunu öne sürüyor. Çatışmalar milyonlarca Suriyeliyi ülke içinde yerinden ederek, bir o kadar Suriyeliyi de komşu ülkelere göç etmeye zorladı. İç savaşta 15 milyondan fazla kişi insani yardıma muhtaç duruma geldi.
İç savaşın patlak vermesi ve rejim güçlerinin sivil yerleşimlere saldırılarını yoğunlaştırmasıyla birlikte kentler harabeye dönerken ülke dışına göçler de arttı.
Savaştan kaçan Suriyelilerin bir kısmı deniz yoluyla Avrupa ülkelerine göç etme kararı aldı. Ancak bu yolculukta onlarca düzensiz göçmeni taşıyan botların alabora olması Suriyelilerin trajedisine yenilerini ekliyor.
Hakimiyet durumu
Suriye’de, halihazırda Rusya ve İran destekli Esed rejimi güçleri, ülkenin yüzde 63 civarındaki alanına hakim.
Ülke topraklarının yaklaşık yüzde 11’lik bölümü ise askeri muhalifler ve rejim karşıtı silahlı grupların elinde bulunuyor.
ABD’den silah ve eğitim desteği gören terör örgütü PKK/YPG, ülke topraklarının dörtte birini işgal ederken DEAŞ’lı teröristler ise Humus, Deyrizor ve Rakka’daki çöllerde dağınık ve sürekli yer değiştirerek varlık göstermeye çalışıyor.
Deyrizor’da Arap aşiretleri ile PKK/YPG çatışmaları
Suriye’nin doğusundaki Deyrizor ilinde PKK/YPG baskısı altındaki Arap aşiretleri ile ABD’nin desteklediği terör örgütü arasında 2023’te çatışmalar yaşandı.
Deyrizor’da 27 Ağustos’ta başlayan çatışmalar, diğer Arap aşiretlerinin katılımıyla Rakka ve Haseke illeri ile Halep’in Münbiç ilçesine yayıldı, aşiretler toplam 33 köyü terörden arındırdı. Ancak Araplar, terör örgütünün saldırıları kaynaklı sivil kayıpları önlemek için bu köylerden geri çekilip ABD ile müzakere masasına oturdu.
Halihazırda Arap aşiretler, zaman zaman örgütün sözde yol kontrol noktaları ile karargahlarına gece saatlerinde baskınlar düzenliyor.
ABD’nin Suriye’den çekilmesi iddiası
PKK/YPG işgalindeki bölgelerde varlık gösteren ABD üslerine yönelik İHA ve füze saldırılarında Ekim 2023’ten itibaren artış kaydedildi.
ABD yönetiminde, Orta Doğu’da 7 Ekim 2023 sonrasında artan gerilim üzerine ABD askerlerinin Suriye’den geri çekilmesi planı ve “DEAŞ ile mücadelede” PKK/YPG-Esed rejimi ortaklığı oluşturmasının tartışılmaya başlandığı iddia edildi.
Ancak Pentagon Sözcüsü Tümgeneral Patrick Ryder, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu iddiaların doğru olmadığını belirtti.
Öte yandan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev, ABD’nin askerlerini Irak’tan çektiğinde, Suriye’den de çıkacağını belirterek, “Irak topraklarını kullanamadan Suriye’de lojistiği desteklemek ve askeri birlikleri bulundurmak imkansız olacak.” dedi.
Suriye’yi nasıl bir gelecek bekliyor?
Suriye krizine yönelik Astana formatındaki görüşmeler devam ederken, Suriye topraklarının 3 parçaya bölündüğü görülüyor. Bu ortamda, mevcut durum değişmezse, bölgedeki tüm aktörlerin durumlarını 2024’te de korumaya ve güçlendirmeye çalışacağı öngörülüyor.
Türkiye ise ABD destekli PKK/YPG’yi bölgeden çıkarmak, istikrarı güçlendirmek ve barışı sağlamak maksadıyla Suriye kuzeyindeki terörle mücadele operasyonlarını sürdürecek.
Bu görüşler ışığında, Suriye’deki çatışmalar ve bölünmüşlük durumunun 2024’te devam edeceği değerlendirmeleri yapılıyor.