Mısır’da 25 Ocak devriminin 10’uncu yıl dönümüne yaklaşık bir yıldır tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) önlemlerinin gölgesinde giriliyor.
Mısır güvenlik güçleri her yıl olduğu gibi bu yıl da yoğun güvenlik önlemleri alıyor. Yönetime yakın çevreler, söz konusu önlemlerin salgınla ilgili olduğu tezini öne çıkarıyor.
Devrimin 10’uncu yıl dönümünde, 30 yıllık yönetimine karşı halkın ayaklandığı devrik lider Hüsnü Mübarek ve en yakın çalışma arkadaşı Enformasyon Bakanı Saffet eş-Şerif artık yok. Mübarek, 25 Şubat 2020, Şerif ise 14 Ocak 2021’de hayatını kaybetti.
Yüzlerce eylemcinin ölümüne sebep olmaktan yargılanan Mübarek dönemi İçişleri Bakanı Habib el-Adli, Mübarek’in oğulları Ala ve Cemal, iş adamı Ahmed Izzu ve Cumhurbaşkanlığı Divanı Başkanı Zekeriya Azmi gibi eski rejime bağlı isimler “aklandı” ve özgürlüklerine kavuştu.
Öte yandan devrimin sembol isimlerinden olan ve daha sonra demokratik yollarla Cumhurbaşkanlığına seçilen Muhammed Mursi Temmuz 2013’teki askeri darbeyle görevinden uzaklaştırıldı. Mursi, Haziran 2019’da mahkeme salonunda hayatını kaybetti.
Devrimin aktörlerinden biri de eski Uluslararası Atom Enerjisi Başkanı Muhammed Baradey’di.
Baradey, 2013 askeri darbesinin ardından ülke dışına çıkmak zorunda kaldı. 2011 devriminde ön saflarda yer alan sosyalist muhalif Ala Abdulfettah hapiste, liberal aktivist Vail Guneym ise pusulasını kaybetmiş bir figür olarak niteleniyor.
Yine devrimin ve ardından patlak veren karşı devrimin önde gelen isimlerinden sosyalist lider Hamdin Sabahi ise ara sıra yönetimi sosyal medyadan eleştiren etkisiz bir siyasetçi profili çiziyor.
“Muhammed Ali’nin çağrılarına uyarak sokağa çıkanlar olabilir”
AA muhabirine konuşan Mısırlı gazeteci Viyola Fehmi, dünyadaki sosyal hareketlerin bazı dönemlerde hızlandığı ve ardından siyasi ve toplumsal değişiklikler gibi etkenler nedeniyle gerileme dönemine girdiğini söyledi.
Fehmi, Mısır rejimi ve ona sadık medyanın, 7 yıldan uzun süredir devam eden dramatik değişimi görmezden geldiğini, buna karşılık yaşanan bazı ekonomik başarıları yücelttiğini savundu.
Salgın gerekçesiyle devrimin 10’uncu yıl dönümünde etkinliklerin yapılamayacağına işaret eden Mısırlı gazeteci, Mısır dışında yaşayan muhalif oyuncu Muhammed Ali’nin eylem çağrılarına uyarak sokağa çıkanlar olabileceğini ancak onların da faaliyet yapmalarına izin verilmeyeceğini dile getirdi.
Fehmi, Mısır’daki siyasi parti ve hareketlerden devrimin yıl dönümü nedeniyle kutlama yapılacağı yönünde herhangi bir açıklama yapılmadığını da kaydetti.
“Demokrasi hedefine inananların kalbinde yenilgisizlik duygusu var”
25 Ocak devriminin en somut hedeflerinden birinin halkın demokratik mekanizmalarla kendi kendini yönetmesi olduğunu hatırlatan Mısırlı gazeteci Rabi es-Sukkeri de bunda başarısız olunduğunu söyledi.
“Buna rağmen demokrasi hedefine inananların kalbinde bir yenilgisizlik durumu devam ediyor.” diyen Sukkeri, bunun kanıtının toplumun geniş kesimlerinin zaman zaman yapılan barışçıl protesto çağrılarına olumlu yanıt vererek katılması olduğunu ifade etti.
Sukkeri, geçen 10 yıl için devrimin sloganları arasında yer alan “ekmek, özgürlük ve toplumsal adalet” hedeflerinin gerçekleştirilmediğini ancak hala bu isteklerin halkın vicdanında canlı olduğunu savundu.
Yoğun güvenlik önlemleri ve muhalif medyaya yapılan baskılara rağmen Mısır halkının kapalı kapılar ardında kararlaştırılanları bir şekilde öğrendiğine dikkati çeken Sukkeri, bölge ülkelerinde içeride tekrar barışı sağlama girişimleri olduğunu ve bu iç politika değişiminin Mısır üzerinde de etkili olacağını dile getirdi.
846 kişi hayatını kaybetmişti
25 Ocak 2011’de başlayan ve 11 Şubat’ta Mübarek’in çekilerek yetkilerini Askeri Konseye devretmesiyle sona eren devrim, 18 gün sürdü. Mübarek’in çekilme kararı, devrimin odağındaki Tahrir Meydanı başta olmak üzere ülke genelinde coşkuyla kutlandı.
Sağlık Bakanlığının verilerine göre, 18 gün aralıksız devam eden gösterilerde güvenlik güçlerinin müdahalesi ve “baltacı” olarak adlandırılan sokak çetelerinin saldırıları sonucu 384 eylemci hayatını kaybetti. Toplam yaralı sayısı ise 846 olarak duyuruldu. Ancak devrim sonrasında kurulan “Gerçekleri Araştırma Heyeti” ölü sayısının 846 olduğunu açıkladı.