İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Mütevelli Heyeti ve Moro Barış Süreci İzleme Heyeti (TPMT) üyesi Hüseyin Oruç, barış sürecinin gidişatı, Filipinler Devlet Başkanlığı seçimlerinin bölgesel yansımalarını Cotabato City’de AA muhabirine değerlendirdi.
Oruç, Filipinler hükümeti ile Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MİKC) arasında 2013’te çerçeve anlaşma ve 2014’te kapsamlı anlaşmalara dayanan süreci denetlemek üzere oluşturulan TPMT’de İHH olarak görev yaptıklarını bildirdi.
Görevi dolayısıyla Müslüman Mindanao’da Bangsamoro Özerk Bölgesi’ne (BARMM) 43. kez geldiklerini kaydeden Oruç, TPMT olarak bu ziyaretinde barış sürecine yönelik 7. raporlarını kamuoyuna duyurduklarını söyledi.
Silahlardan arındırılma
Anlaşma kapsamında devam eden “silahlardan arındırılma” sürecine değinen Oruç, “Salgın öncesinde 13 bin savaşçı silah bıraktı, bu yıl içerisinde ise 14 bin savaşçının daha silah bırakması hedefleniyor.” dedi.
Oruç, “Geriye kalan 14 bin savaşçının silah bırakmasıyla ilgili görüşmeler devam ediyor. Silah bırakanların alacakları sivil hayata adaptasyon destekleri gibi gelişmeler de yavaş ilerliyor.” diye konuştu.
Süreçte yaşanan gecikmeleri detaylandıran Oruç, “Sosyoekonomik paketlerin, kampların sivil hayata dönme çalışmalarının gecikiyor olması, silah bıraktırma süreçlerini geciktiriyor gibi görünüyor.” yorumunu yaptı.
“Güvenlik vakumu”
Mayıstaki Filipinler Devlet Başkanlığı seçimleri öncesinde bölgede “hassasiyetin oldukça fazla” olduğunu söyleyen Oruç, seçimlerden dolayı “kritik konumdaki grupların barış sürecine olası etkilerine” dikkati çekti.
Oruç, “Büyüklü küçüklü birçok grup, bunların içerisinde DEAŞ’a bağlılığını ilan etmiş olanlar var, başka gruplar da. Bunlar barış sürecine risk oluşturmaya devam ediyor.” dedi.
Anlaşma taahhütler arasındaki “Bangsamoro Polisinin oluşturulması” sürecine işaret eden Oruç, görüşmelerin sürdüğünü ancak buna ilişkin hükümette “değişik algılamaların, farklı yapıların yönlendirmeleri olduğunu” söyledi.
Mayıstaki seçimin, BARMM bölgelerinde “hissettirebileceği risklere” değinen Oruç, süreç içerisinde Bangsamoro Polisinin göreve başlamamış olmasının “ciddi sıkıntı” oluşturabileceğini dile getirdi.
Oruç, “Şu an en büyük risk 9 Mayıs seçimleri öncesi bölgede oluşan ‘güvenlik vakumu’. Yarısı Filipinler’den yarısı Bangsamoro’dan görevlendirilecek özel güvenliğin istenildiği gibi hazırlanmamış olması güvenlik noktasında ciddi sıkıntılar oluşturuyor.” ifadelerini kullandı.
“Hükümetin kurumsallaşması”
Oruç, sürecin, Kovid-19 salgınında “yavaş ilerlemesi” sonucu Filipinler hükümeti ile BARMM’nin bölgesel seçimleri 2025’e ertelemelerinin, “hükümetin kurumsallaşması” açısından önemini vurguladı.
BARMM’nin 3 yıl daha Özerk Hükümet Başbakanı Hacı Murat İbrahim liderliğinde hizmetini sürdüreceğini belirten Oruç, hükümetin programlarıyla “kritik noktalar aşıldığını, çalışmalarla halkın beğenisinin toplandığını” söyledi.
Bölgesel meclisin “yasama görevine” değinen Oruç, Bangsamoro’nun temellerini oluşturacak kanunların yapılmasıyla “2025’e geldiğimizde geçişi tamamlanmış ve problemleri çözülmüş bir hükümet ve Moro halkı göreceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Referandum ve erteleme
Bangsamoro, çoğunluğu Müslüman ve Moro etnik grubundan oluşan yaklaşık beş milyon kişinin yaşadığı bir bölge.
Bölgede 21 Ocak ve 6 Şubat 2019’da yapılan referandumlarda halk, bölgeye kapsamlı özerklik getiren Bangsamoro Organik Yasası’nı (BOL) kabul etmiş, akabinde Bangsamoro Geçiş Otoritesi (BTA) kurulmuştu.
Filipinler Devlet Başkanı Rodrigo Duterte, BARMM seçimlerinin 2025’e ertelenmesine dair yasa tasarısını Ekim 2021 sonunda onaylamıştı.
Duterte’nin tasarıyı onaylamasıyla BARMM parlamento ve bölgesel seçimlerinin tarihi Mayıs 2025’e alınırken geçiş hükümetinin görev süresi de 3 yıl uzatılmıştı.
BARMM Başbakanı İbrahim, geçiş hükümetinin görev süresinin uzatılmasının, “halkın, on yıllardır süren zorluklarını çözebilecek güçlü bir bölgesel bürokrasiye sahip olduklarını” gösterdiğini belirtmişti.