ENKS’den yapılan yazılı açıklamada, SDG adını kullanan YPG/PKK’nın Suriye’de işgal ettiği bölgelerde silahlı kadrosuna katmak için yüzlerce çocuğu kaçırarak ailelerinden kopardığı belirtildi.
Açıklamada, “Kürt Ulusal Konseyi olarak SDG’nin (21 Kasım’da) kız çocukları kaçırmasını en sert şekilde kınıyoruz.” denildi.
Çocuk haklarının korunması için Birleşmiş Milletler (BM) ve insan hakları örgütlerinin göreve çağrıldığı açıklamada, örgüte destek veren uluslararası koalisyon güçlerinden YPG/PKK’nın paravan kuruluşu SDG’ye baskı yapması talep edildi.
YPG/PKK’lı teröristler, “çocuk savaşçı” kadrosu için 21 Kasım’da Haseke’nin Amuda ilçesinde 2006 doğumlu Hediyye Abdürrahim Anter, Evin Celal Halil ve Ayana İdris İbrahim’i kaçırarak alıkoymuştu.
Daha önceki dönemlerde de Haseke’de çok sayıda çocuğu kaçırarak zorla silahlı kadrosuna katan YPG/PKK’lı teröristler, ağustosun başında 13 yaşındaki Simaf Muhammed Salih Osman ile 16 yaşındaki Ahed Abdülgani Emin’i, 23 Ağustos’ta da 16 yaşındaki Muhammed İbrahim Cafer ile 13 yaşındaki Vail Adnan İbrahim’i alıkoymuştu.
YPG/PKK, kaçırdığı çocukları Haseke’deki sözde eğitim kamplarına götürüyor.
YPG/PKK’nın, çocukları “savaşçı” olarak kullanması raporlara yansımıştı
Terör örgütü YPG/PKK’nın çocukları savaştırması, ABD Dışişleri Bakanlığının 26 Haziran 2020’de yayımladığı “2020 İnsan Kaçakçılığı Raporu”nda da yer almıştı.
Raporda, “YPG, Suriye’nin kuzeybatısındaki sığınma kamplarından 12 yaşındaki kız ve erkek çocuklarını bile zorla silah altına almaya ve kullanmaya devam etti.” ifadesine yer verilmişti.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi, 16 Ocak 2020’de yayımladığı raporda, YPG/PKK’lı teröristlerin, Suriye’de çocukları savaşçı olarak kullandığına dair yeni bulguları paylaşmıştı.
BM Genel Sekreteri’nin “silahlı çatışmalarda çocuklar” konusundaki özel temsilcisi Virginia Gamba, 29 Haziran 2019’da, BM Cenevre Ofisi’nde bir araya geldiği YPG/PKK elebaşlarından “Mazlum Abdi” kod adlı Ferhat Abdi Şahin ile “örgütün bünyesindeki çocuk savaşçıları bırakması için” eylem planına resmi törenle imza atmıştı.
Sonrasında bu durumun son bulduğuna ilişkin BM veya diğer uluslararası kurumlarca herhangi bir rapor yayımlanmadı.