MÜSİAD Genel Başkanı Asmalı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yıllarda yaşanan ekonomik dalgalanmalar, salgın ve doğal afetler sonrası gerçekleşen transfer ve yatırım harcamaları nedeniyle, kamu bütçesinin önemli bir finansman baskısı altında olduğunu söyledi.
Küresel ölçekte yaşanan olumsuzlukların yanı sıra seçim sürecinin de etkisiyle bütçe giderlerinde artışın hızlandığını belirten Asmalı, “Bilhassa 6 Şubat’ta yaşanan ve ‘yüzyılın felaketi’ olarak nitelendirilen depremlerin ülkemize maliyeti ve yeniden imarın yüklü faturası toplumun tamamı tarafından bilinmektedir. Resmi rakamlara göre, 11 ilimizi etkileyen bu depremlerin ekonomiye toplam maliyeti 104 milyar dolardır.” ifadelerini kullandı.
Bölgede sosyal ve ekonomik hayatın normale dönmesi için şehirlerin hızla yeniden inşa edilmesinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Asmalı, bu bağlamda, devletin ilk bir yıllık süreçte 319 bin olmak üzere toplamda 650 bin konut inşa etmeyi hedeflediğini aktardı.
“Vergi adaletini önceleyen ve benimseyen bir vergi politikası uygulanmalı”
Mahmut Asmalı, oluşan maliyetlerin toplumsal dayanışma içinde tüm kesimlerce adil bir şekilde bölüşülmesinin ise kaçınılmaz olduğunu ifade ederek, “Ancak, sürecin en kritik aktörü kamu olacaktır, zira deprem kamu maliyesi üzerine ciddi bir ek yük getirecektir.” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından Milli Dayanışma Paketi’nin uygulamaya geçirildiğini ve bütçe disiplininin sağlanmasına yönelik oldukça ciddi bir adım atıldığını vurgulayan Asmalı, şunları kaydetti:
“Elbette depremin ekonomik maliyetinin kamu kaynakları tarafından sürdürülebilir biçimde karşılanabilmesi için ilave vergi gelirlerine yönelik hamlelerin gelmesini son derece doğal karşılıyor ve MÜSİAD olarak üyelerimizle beraber deprem anından bugüne kadar devam ettirdiğimiz dayanışmayı, bundan sonra da sürdüreceğimizi bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Bununla birlikte, vergi politikasında değişime gidilirken, enflasyon ve gelir dağılımı gibi sosyal hayatı yakından ilgilendiren 2 husus dikkate alınarak vergi adaletini önceleyen ve benimseyen bir vergi politikasının uygulanması da hayati önem taşımaktadır. KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilerin özellikle alt gelir grubuna olan etkisinin daha fazla olacağı düşünüldüğünde, temel gıda ve temel ihtiyaç maddelerinin istisna kapsamının korunması, gelir dağılımı ve sosyal açıdan büyük önem arz etmektedir.”
Asmalı, harcamalar üzerinden alınan, üretici tarafından maliyet enflasyonuna etki edecek dolaylı vergi artışlarının kademeli ve ilgili taraflarca yönetişim ilkeleri paralelinde hayata geçirilmesi gerektiğini belirterek, “Düzenlemeler hayata geçirilmeden önce üretime, istihdama, enflasyona ve özellikle uluslararası rekabet bağlamında ihracata olası etkileri detaylı biçimde analiz edilmelidir.” diye konuştu.
“Eylem planlarının açıklanmasının hızlandırılması gerekiyor”
MÜSİAD Genel Başkanı Asmalı, doğrudan ve dolaylı vergi yükleri arasındaki dengesizliklerin giderilmesi gibi yapısal reformların da hızla ve kararlılıkla hayata geçirilmesine ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Asmalı, mali disiplinin sağlanmasına yönelik atılan bu adımların, vergi yapısında yapılacak reformların gerçekleştirilmesi yönünde bir fırsat olarak değerlendirilmesi ve bu konuda eylem planlarının açıklanmasının hızlandırılması gerektiğini söyledi.
Mahmut Asmalı, “Doğrudan vergi gelirlerine duyulan ihtiyaç göz önüne alındığında, devletimizin bu anlamdaki kapasitesini geliştirmesi, yeni vergi afları, mevcut istisna ve muafiyetler uygulanırken vergi ödeme davranışlarını etkilemeyecek ve vergisini ödeyen vatandaşı dezavantajlı duruma sokmayacak bir yaklaşım sergilemesi, son derece kıymetli olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
İş dünyası temsilcileri olarak, yatırım ve istihdam artışı için en önemli etkenlerin başında para ve maliye politikalarında öngörülebilirliğin geldiğine inandıklarını aktaran Asmalı, “Bu sebeple tüm ekonomik aktörlerin ekonomiye ilişkin orta ve uzun vade planlamayı şeffaf bir şekilde görebileceği, revize bir Orta Vadeli Program veya Makro İstikrar Planı gibi politika dokümanlarının kamuoyuyla paylaşılması önem arz etmektedir.” şeklinde konuştu.
“Tasarruf tedbirlerine dair genelge titizlikle takip edilmeli ve uygulanmalı”
MÜSİAD Genel Başkanı Asmalı, kamu harcamalarının etkin bir biçimde yönetilmesinin oldukça kritik olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
“30 Haziran 2021’de Resmi Gazete’de yayımlanan kamuda tasarruf tedbirlerine dair genelge titizlikle takip edilmeli ve uygulanmalıdır. Bu kapsamda 17 Temmuz 2023 tarihinde Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın devlet harcamalarının rasyonelleştirilmesine yönelik kamu kurumlarına gönderdiği genelge, memnuniyet verici olmuştur. Zira israf ve verimsizliğe yol açan kamu harcamalarından tasarruf edilerek bu kaynakların gerekli ve verimli harcama alanlarına yönlendirilmesi, sadece bütçe disiplini için değil, aynı zamanda ekonomik gelişme açısından da fayda sağlayacaktır.”
Asmalı, MÜSİAD’ın 13 bini aşan üyesi ile ülkenin sosyal ve ekonomik kalkınması için 33 yıldır yurt içinde 84 ve yurt dışında 71 farklı ülkede 85 noktada olmak üzere toplam 169 irtibat noktası ile aynı heyecanla çalıştığını ifade etti.
MÜSİAD olarak, yeni ekonomi yönetimine güven ve desteğini yineleyen Asmalı, makro ekonomik istikrarın yeniden tesis edilmesinin ardından Türkiye’nin uzun vadeli hedeflerine daha emin adımlarla ve sürdürülebilir biçimde ilerleyebileceğine olan inancının tam olduğunu ifade etti.