Anadolu Ajansının (AA) global iletişim ortağı olduğu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kapanış programına katıldığı etkinlik, kapsamlı programlarla iş dünyasını bir araya getirdi.
Bu yıl 20. kez düzenlenen etkinlik, 500’ü aşkın yabancı alım heyeti ve 18 bin metrekarelik fuar alanıyla yerli ve yabancı iş insanlarını bir araya getirdi. 94 ülkeden iş insanları, sanayiciler ve yatırımcılar buluşarak yeni işbirlikleri kurdu.
Etkinlikte, G20 Paneli, Diplomatik Misyonlar Oturumu Türkiye-Irak İş Forumu, MÜSİAD INVEST Networking Programı gerçekleştirildi.
Yabancı alım heyetleri ile B2B görüşmelere ev sahipliği yapan fuarın son gününde, yatırım yapılabilecek ülkelerin genel özelliklerinin tanıtıldığı ülke sunumları, özel programlar ve MoU anlaşmaları imza törenleri yapıldı.
MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, etkinliğin kapanış programında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ve bölgenin en önemli ticaret fuarı olan MÜSİAD EXPO ile birlikte, dünya ticaretinin kalbinin İstanbul’da attığını ifade etti.
Asmalı, MÜSİAD Expo Fuarı’nın MÜSİAD’ın 1993 yılında büyük vizyonuyla düzenlenmeye başlandığını belirterek, “MÜSİAD Expo Fuarı, aynı zamanda Türkiye’nin dünya ticaretindeki yükselişinin, ülkemizin ekonomik ‘tam bağımsızlık’ yolculuğundaki kararlılığının ve geleceğe olan sarsılmaz inancının da bir nişanesi oldu. Bundan sonraki dönemlerde de başarı basamaklarını tırmanmaya devam edecek.” diye konuştu.
İpek Yolu’nun kalbinde yer alan bu kadim toprakların her zaman üretimin, ticaretin ve katma değer üretmenin de merkezi konumunda yer aldığına işaret eden Asmalı, “Bizler de bu bereketli coğrafyanın birer fertleri olarak, ülkemize olduğu kadar, komşularımıza, bölgemize, ortak kültür ve değerleri paylaştığımız bu kadim coğrafyaya büyük bir önem veriyoruz.” ifadelerini kullandı.
“94 ülkeden 5 bine yakın ziyaretçiyi ağladık”
Mahmut Asmalı, bu yıl fuarda makine, inşaat, gıda, enerji, savunma sanayi ve ileri teknoloji ürünleri başta olmak üzere 24 sektörden 300’den fazla firmayı ağırladıklarını dile getirerek, “İlk gününden son gününe kadar dolu bir programla katılımcılarımıza fayda sağlamak adına elimizden gelen gayreti gösterdik.” dedi.
Bu yıl, “Küresel Ticaret Burada” mottosuyla çıktıkları bu yolda, 94 ülkeden 5 bine yakın ziyaretçiyi ağladıklarını kaydeden Asmalı, “Fuarımıza 20’den fazla ülkeden stantlı katılım gerçekleşti. Tüm katılımcılara bu vesileyle bir kez daha teşekkür ediyorum. Fuar boyunca 650’den fazla yurt dışı alım heyetlerini firmalarımızla eşleştirerek B2B görüşmeleri gerçekleştirdik. Bu vesileyle yurt dışı alım heyetlerine verdikleri destek için Ticaret Bakanlığımıza, huzurlarınıza teşekkür ediyorum. Bu tablo MÜSİAD Expo’nun yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyada da bir marka haline geldiğini göstermektedir. Bu fuarın sonunda 1 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefimizde ulaşacağımıza inanıyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
“Türkiye yepyeni bir dönemin kapılarını araladı”
Mahmut Asmalı, dünya ekonomisinde büyük bir mücadele yaşanırken, Türkiye’nin bu mücadeleden her zaman daha güçlü şekilde çıktığını ifade etti.
Türkiye’nin yepyeni bir dönemin kapılarını araladığına dikkati çeken Asmalı, şöyle devam etti:
“Ekonomiden savunma sanayiine, diplomasiden ticari ilişkilere kadar her alanda büyük bir ivme yakalamıştır. Ancak unutmamalıyız ki bu büyük başarılara sırtımızı dayayıp gevşemek gibi bir lüksümüz yoktur. Yolumuz uzun, hedeflerimiz ise büyüktür. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye yalnızca bölgesel değil, küresel ölçekte de bir güç haline geldi. Bugün, savunma sanayimizde ulaştığımız seviye, ekonomik kalkınmamızda aldığımız mesafe ve diplomatik alandaki etkinliğimiz, bir milletin azimle ve kararlılıkla neler başarabileceğini tüm dünyaya göstermiştir. Eğer bugün, yerli savunma sanayi projelerimiz olmasaydı, bölgemizdeki çalkantılı siyasi ve askeri atmosferde Türkiye nasıl bir durumda olurdu? Bütün bunlar, ülkemize adeta çağ atlatan Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonu, cesareti ve kararlılığı sayesinde mümkün olmuştur.”
Ekonomide birçok makro göstergenin olumlu manada düzelmeye başladığını aktaran Asmalı, şunları kaydetti:
“Sıkı para politikası, enflasyonla mücadelede gerekli bir koşul olmakla birlikte tek başına yeterli değildir. Bu politikanın etkinliği, mali politikası ve yapısal reformlarla uyumlu bir şekilde desteklenmediği sürece enflasyonu düşürmede istenilen sonucun alınması güçleşecektir. Dolayısıyla 2025 yılının Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu yapısal reformların da hayata geçirileceği bir yıl olmasını diliyoruz. Ekonomiden eğitime, teknolojiden ticarete her alanda yapacağımız köklü reformlarla ülkemizi küresel rekabette daha da yukarıya taşıyacağız. Bu reformları gerçekleştirmek için tarihimizden aldığımız güçle, milletimize olan inancımızla çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz.”