Güneydoğu Asya ülkesi Myanmar’da 1 Şubat 2021’deki darbenin ardından bölgeye giden Birleşmiş Milletler (BM) Myanmar Bağımsız Soruşturma Mekanizması Başkanı Nicholas Koumjian, askeri yönetimin uluslararası kuruluşların insan hakları konusundaki ikazlarını dikkate almadığını, ülkedeki kadın ve çocukların hayatlarının tehlikede olduğunu söyledi.
BM Myanmar Bağımsız Soruşturma Mekanizması Başkanı Koumjian, AA muhabirine, Myanmar’da darbenin ardından yaşanan insan hakları ihlallerini değerlendirdi.
Koumjian, Myanmar’da darbe söylentileri baş gösterdiğinde BM’nin ordu ile eski hükümet arasındaki sorunu çözmek için çabaladığını belirterek, “Sorunları gidermek için uğraştığımız sırada ordu darbe yaptı. Cuntacılara, endişeli olduğumuzu ve anayasaya aykırı eylemlerde bulunmamaları gerektiğini söyledik ve bu konuda söz aldık.” dedi.
Myanmar’daki askeri yönetimin darbeden bir süre sonra uluslararası hukuka ve ülke anayasasına uymayı bıraktığını kaydeden Koumjian, askerlerin ülkede olağanüstü hal ilan ederek şiddete ve hukuksuz tutuklamalara başladığını aktardı.
Koumjian, askeri yönetimin, ilk aylarda barışçıl gösterilere izin verdiğine ancak bir süre sonra protestoların artmasıyla şiddete başvurduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Cuntacılar, sivil eylemlere ilk başta göz yumdu ama ardından ‘ölümcül güç’ dediğimiz gerçek mermilerle göstericileri yok etmeye çalıştı. Askerler, sadece başkentte değil ülkenin en ufak kasabasında bile hareketlilik olduğunda çok sert müdahale ederek gösterileri bastırdı. Ordu özellikle gazetecileri, doktorları ve siyasi muhalif grupları hedef aldı. BM tarafından incelenen bu saldırıların sivillere yönelik sistematik saldırı ve kitlesel imha olduğuna karar verdik. BM sistematik yok etme söz konusu olduktan sonra müdahil oldu ve Myanmar’a yaptırım uyguladı.”
“Cuntacılar protestoları bitirmek için kadın ve çocukları kullanıyor”
Askeri yönetimin, protestocuları potansiyel “hain” olarak gördüğünden bahseden Koumjian, “Ordu, ülkenin kontrolünü şiddetle elinde tutmaya çalışıyor. Tam kontrol sağlayamadığı şehir merkezlerinden uzak yerleşim yerlerindeki halka da isyan etmesi muhtemel şüpheliler olarak yaklaşıyor.” ifadesini kullandı.
Koumjian, Myanmar’da askerin sivil direnişi ve protestoları bitirmek için kadın ve çocukları tutukladığına dikkati çekerek, ülkede yaklaşık 2 senedir suçsuz yere hapishanede tutulan kadınların olduğunu dile getirdi.
Askerin, sivil yerleşim yerlerine hava saldırıları düzenlediğini ve sivil hedefleri bombaladığını anlatan Koumjian, şöyle devam etti:
“Ne yazık ki ülkenin farklı yerlerindeki onlarca sivil, ordunun hedef ayırt etmeksizin yaptığı saldırılarda öldü. Özellikle son dönemde cuntacılar, herhangi bir uyarı yayınlamadan yerleşim yerlerine hava saldırıları yapıyor. Elimizde bu saldırılarda ölenlerin bilgileri var. Pa Zi Gyi köyüne nisanda yapılan saldırıda en az 100 kişi öldü ve bunların 40’ı maalesef çocuktu.”
Koumjian, ülkede kadınlara karşı işlenen cinsel saldırıların sayısının tam bilinmediğine dikkati çekerek, kadınların toplum baskısı görmemek için bu vakaları yetkililere bildirmediğini söyledi.
Özellikle Rohingya’da kadınlara yönelik cinsel saldırı vakalarının çok fazla olduğunu ifade eden Koumjian, “Darfur’dan Bosna’ya kadar birçok savaş bölgesinde bulundum fakat Rohingya’da kadınlara karşı işlenen cinsel saldırı suçları kadar beni şok eden başka bölge görmedim.” diye konuştu.
Koumjian, Myanmar’da askeri yönetime uygulanan uluslararası yaptırımların yetersiz kalması nedeniyle ülkedeki insan hakları ihlallerinin devam ettiğine işaret ederek, “Sürekli sivillere yapılan insan hakları ihlallerine dair kanıtlar topluyoruz ama Myanmar cuntasını adaletin önüne çıkaramadık. Ceza almadıkları için istediklerini yapmaya devam ediyorlar. Cuntacıların bir gün yargılanacağına inanıyorum ve bu yüzden kanıt toplamaya devam ediyorum.” şeklinde konuştu.
“Ordu ‘radikal savaşçılar’ yalanıyla katliamlarını gizliyor”
Askeri yönetimin, ülkedeki Müslümanlara karşı da çok fazla insan hakkı ihlali yaptığına vurgu yapan Koumjian, “Cunta, sivillere yaptıkları saldırıları sözde ‘radikal savaşçılar’ yalanı ile örtmeye çalışıyor ve katliamlarını gizliyor. Kendi emelleri için ülke içinde Müslümanlara karşı nefreti yaymaya devam ediyor.” görüşünü paylaştı.
Askeri yönetimin ülkedeki darbe yanlısı sosyal medya fenomenlerini fonlayarak Müslüman karşıtlığını geniş kitlelere ulaştırmaya çalıştığına işaret eden Koumjian, “Cuntacılar, sosyal medya platformlarında Müslümanların Budizm’e düşman olduklarını ve Budist kadınlarla evlenen Müslümanların, eşlerini dinlerini değiştirmeye zorladığı dezenformasyonunu yayarak ülkedeki İslam karşıtlığını derinleştiriliyor.” ifadesini kullandı.
Myanmar’daki Müslüman karşıtlığının çok fazla gündem olmadığını vurgulayan Koumjian, Myanmar’da son zamanlarda dünyanın gördüğü en büyük insani krizlerden birinin yaşandığının altını çizdi.
“Tüm dünya Myanmar’daki siviller için bir şeyler yapmalı”
Koumjian, dinleri nedeniyle ayrımcılığa uğrayan Rohingya topluluğunun ülkede en kötü durumda olan halk olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Myanmar’ın halka hizmet eden bir hükümete sahip olması gerekiyor, halka saldıran değil. Başta dediğim gibi cuntacılar sivillere göz açtırmıyor. Ülke ekonomik olarak bitmiş durumda, yaptıkları tek şey halka saldırmak. Bence tüm dünya Myanmar’daki siviller için bir şeyler yapmalı. Dünyanın dört bir yanındaki Müslüman halklar ve İslam ülkeleri Rohingya için harekete geçmeli. Myanmar’da yaşayan sivillerin normal bir yaşam sürebilmeleri için sesimizi yükseltmeliyiz. Myanmar ordusunu adaletin karşısına çıkarmak için topladığımız kanıtlardan umarım bir sonuç elde ederiz ve bu yönetim adalet karşısında hesap verir.”
Myanmar’daki askeri darbe
Myanmar ordusu, 2020 genel seçimlerinde hile yapıldığı iddialarının ortaya atılması ve ülkede siyasi gerilim yaşanmasının ardından 1 Şubat 2021’de yönetime el koymuştu.
Ordu, ülkenin fiili lideri ve Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çii başta olmak üzere pek çok yetkili ve iktidar partisi yöneticisini gözaltına almış ve bir yıllığına olağanüstü hal ilan etmişti.
Darbeden bu yana yaklaşık 3 binden fazla kişi hayatını kaybetti, 13 bin kişi gözaltına alındı ve 10 binin üzerinde kişi halen hapishanelerde tutuluyor. Myanmar askeri mahkemeleri, tutuklulardan 2’si çocuk 114 siyasi mahkum hakkında idam kararı verdi.