İttifakın eğitim kurumu olarak 1951’de Paris’te kurulan NATO Savunma Koleji, Fransa’nın 1966’da o dönem askeri kanattan ayrılması sonrasında faaliyetlerini İtalya’nın başkenti Roma’da sürdürmeye başladı. NATO’yu ilgilendiren konularda yaptığı araştırmalar, geliştirdiği stratejiler ve yabancı farklı kuruluşlarla olan angajmanlarıyla İttifak’ın karşı karşıya olduğu sorunlara yönelik fikirler üreten Kolej, müttefikler arasındaki uyumu pekiştirmeye yönelik kurs ve faaliyetler düzenliyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nden 1958-1959 arasında Hava Korgeneral Tekin Arıburun, 1968-1970’te Korgeneral Şefik Erensu’nun komutanlık görevini üstlendiği İttifak’ın bu önemli kurumu, Roma’daki merkezinin kapılarını ilk kez Anadolu Ajansına (AA) açtı.
NATO Savunma Koleji Komutanlığını Temmuz 2020’de üstlenen Fransız Korgeneral Olivier Rittimann, Kolej’in NATO için arz ettiği önemden yaptığı çalışmalara, Türkiye’nin NATO’ya ve Kolej’e olan katkısına, NATO’nun genişleme sürecinden Rusya’nın Ukrayna’daki saldırısına kadar pek çok konuda AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Rittimann, eski ABD Başkanı Dwight D. Eisenhower’ın Avrupa Müttefik Yüksek Komutanı olduğu sırada NATO Savunma Koleji’nin kurulması fikrini ortaya attığını belirterek, “Çünkü o, NATO’nun kurulduğu sırada üst düzey subayları ve kıdemli memurları NATO konularında çalışmak ve birlikte çalışmayı öğrenmek için bir araya getirmenin bir gereklilik olduğuna inanıyordu. Dolayısıyla bu misyon bugün hala bizim görevimizdir.” dedi.
Kolejde hem müttefik hem de partner ülkelerden kursiyerlere yönelik çeşitli kursların olduğunu aktaran Rittimann, “Örneğin, bunlardan biri üst düzey bir kurstur; albay seviyesinden subaylar ile diplomat veya içişleri bakanlığından üst düzey memurları bir araya getiriyor ve nasıl uzlaşmaya varılacağını, nasıl müzakere yapılacağını ve ittifak üzerinde etkisi olan ortamı nasıl anlayacaklarını öğrenmek için altı aylık bir kursta birlikte çalışılıyor.” diye konuştu.
“Türkiye, NATO’da çok önemli bir müttefik”
Bu yıl Türkiye’nin NATO’ya üye oluşunun 70. yılı olduğu hatırlatılan Rittimann, “Türkiye, NATO’nun en büyük destekçilerinden biri. NATO içindeki en büyük ikinci silahlı kuvvete sahip. Türkiye’nin coğrafi konumu, NATO’nun son derece yoğun şekilde ilgilendiği bir yerde, özellikle de bugünlerde Ukrayna’da olup bitenler itibarıyla. Karadeniz çok önemli. Aynı şekilde Orta Doğu da. Dolayısıyla Türkiye, NATO’da çok önemli bir müttefik.” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin NATO Savunma Koleji’ndeki katkılarına da değinen Komutan Rittimann, şunları kaydetti:
“Kolej çalışmalarına başladığından bu yana, 800’den fazla Türk kursiyer eğitim aldı. Ayrıca Kolej’in başında daha önce 2 kez Türk komutan görev yaptı. Şu anda 5 Türk kursiyerimiz, 1 de fakülte danışmanımız var kendisi bir Türk diplomat hanımefendi. O burada çalışma konularını hazırlayan kadronun içinde. Dolayısıyla Türkiye, buraya önemli bir katkı veriyor.”
“Kolejde en güncel konu Rusya’nın Ukrayna’yı işgali”
Kolejin faaliyetleri ve şu an çalıştığı konular sorulan Rittimann, “Bugünlerde, tabii Türkiye’nin de oylamada bir parçası olduğu askeri komite tarafından onaylanan çalışma ve araştırma planımız var. Bu araştırma planı, esas olarak komisyonun yeni odak noktası olan caydırıcılık ve savunma üzerine, araştırma departmanı tarafından belirlendi.” dedi.
Rittimann, kolejin gündeminin 2014’te Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesi ve Ukrayna’nın doğusuna yönelik izlediği politikalar sonucu değiştiğine işaret ederek, şunları aktardı:
“Son 20-25 yıldır krizlere müdahale operasyonları üzerinde çalışıyorduk ancak 2014 sonrasında Rusya’nın uluslararası sahnede gittikçe önem kazanması sonrasında bu çalışmalar, savunma ve caydırıcılık üzerine döndü. Son günlerde Rusya’nın Ukrayna’yı işgal edişiyle de bunun önemini görmüş olduk. Şu an burada kolejde de en sıcak ve en önemli konu da bu.”
Gündemdeki sıcak konular haricinde NATO’ya etkisi olabilecek konuları da çalıştıklarını aktaran Fransız Komutan, “Örneğin iklim krizi. İklim krizi gibi konuların kendisini incelemek yerine biz bunun güvenlik ortamına etkisi ve dolayısıyla NATO için sonuçların gerçekten ne anlama geldiğini analiz ediyoruz. Bunun gibi NATO’ya etkileri olabilecek enerji ve göç gibi konularda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” bilgisini verdi.
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı
Rusya-Ukrayna savaşı hakkında görüşleri sorulan Korgeneral Rittimann, “Bence Başkan Putin’in Rusya’da yapmaya çalıştığı şey aksine NATO’nun birlikteliğini ve bağlılığını daha da güçlendirdi. Şu anda Rusya’nın, Avrupa ve bütün bölge için bir tehdit oluşturduğu kanıtlanmış oldu. Bu sebeple NATO müttefikleri arasındaki bağlılık ve dayanışma daha da güçlendi.” değerlendirmesinde bulundu.
Rittimann, Ukrayna’nın NATO’nun bir partneri olduğunu ve Ukrayna ile birçok alanda beraber çalıştıklarını anlatarak, “Son 20 yıldır Ukrayna Ulusal Savunma Üniversitesi ile iş birliği içindeyiz. Hatta son olaylar yaşanmamış olsaydı 2 hafta içinde beraber çalışmak için Ukrayna’ya gidecektik. Tabii içinde bulunduğumuz şartlarda bunu ertelemek zorunda kaldık. Umarım sadece ertelemekle kalmışızdır.” ifadesini kullandı.
“Rusya, kasıtlı bir saldırganlık tutumu içinde”
NATO Savunma Koleji Komutanı, Rusya’nın son yıllardaki tutumuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Rusya, kasıtlı bir saldırganlık tutumu içerisinde. 2008 yılında Gürcistan’da başlayıp, 2014 yılında Kırım ve Donbas bölgesinde devam ettirdikleri tutum, halen sürmekte ve aslında yaptıkları bir savaş yürütmek. Bu olaylar, NATO müttefiklerinin halen güvende olduğunu da kanıtlar nitelikte. Çünkü NATO 30 üyesiyle bir dayanışma içinde beraber hareket ediyor ve birlik içinde kendini savunuyor. Ne yazık ki Ukrayna sadece bir partner. Partnerler ile üyeler arasındaki fark da burada. Bu olaylar, ittifakı güçlendirdi ve gördüğünüz gibi tüm NATO üyeleri, her müttefik, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile ilgili ortak bir tepki verdi ve bunu reddetti.”
“Genişleme, NATO’yu ve başvuran ülkeyi ilgilendirir”
Rusya ve Çin’in, yakın zamanda NATO’nun genişlemesine karşı olduklarını ilan ettikleri hatırlatılan Rittimann, “Genişleme, öncelikle eğer NATO bunu istiyorsa, NATO’nun kendi içinde karar vermesi gereken bir konu. Sonra da NATO üyesi olmakla ilgilenen ülkeyi bağlayan bir durum. Buna kesinlikle, Rusya, Çin veya bir başkası karar veremez, kimsenin Ukrayna üye olabilir ya da olamaz diyebileceği bir şey değil bu. Bu, gerçekten 30 üye ülkenin ve başvuran ülkenin kendi aralarında tartışması gereken bir konudur. Başkasının işi değildir.” diye konuştu.
Rittimann, geçen kasımda saha faaliyetleri çerçevesinde Ankara’ya gittiklerini ve orada hem Savunma Bakanlığından hem askeri erkandan hem de savunma sanayinden yetkililerle son derece ilgi çekici görüşmeler yaptıklarını da sözlerine ekledi.
Bu arada, sadece NATO üyelerinden değil farklı ülkelerden kursiyerlerin kurs aldığı Kolej’de, AA’nın çekim yaptığı sırada Türkiye’nin NDC Kıdemli Temsilcisi Elçi Müsteşar Julide Kayıhan’ın da büyük konferans salonunda bir toplantıyı yönettiği görüldü.