Hırvat topçu birliklerinin 8 Kasım 1993’te başlattığı yoğun top atışları sonucu, 29 yıl önce 9 Kasım’da Neretva Nehri’nin sularına gömülen tarihi köprü, yaklaşık 5 asırdır hem şehrin iki yakasını hem de Boşnak ve Hırvatları birleştirerek şehrin çok etnikli yapısını ayakta tutuyor.
Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayreddin tarafından 1566’da inşa edilen, Bosna Hersek denince yabancı turistlerin ilk aklına gelen sembollerden olan, Mostar şehrinin iki yakasını birbirine bağlayan ve adeta Neretva üzerinde bir “Osmanlı gerdanlığı” gibi uzanan Mostar Köprüsü, turistler tarafından bugün de yoğun ilgi görüyor.
Ülkenin Hersek bölgesinde yer alan Mostar şehrine ismini veren “Eski Köprü”nün yıkıldığı 9 Kasım 1993, Mostarlılar tarafından “kara bir gün” olarak hatırlanıyor.
Mostar’daki Boşnak ve Hırvat mahallelerini de birbirine bağlayan tarihi köprü, asırlardır dini ya da etnik kökeni fark etmeksizin Mostarlı gözü kara gençler tarafından bir atlama platformu olarak da kullanılıyor.
Yıkılışıyla kimi öfkeden kimi hüzünden gözyaşı döken Mostar halkı, tarihi köprüyü “kendilerinden bir parça” olarak görüyor.
Bugün barışın ve hoşgörünün sembolü olan, şehirdeki farklı din ve etnik kökenlerden insanların yeniden yakın ilişki kurmasında önemli bir rol üstlenen Mostar Köprüsü’nün yıkılışı, her yıl 9 Kasım’da törenlerle anılıyor.
2004’te yeniden açıldı
Savaşta Hırvat Savunma Konseyine (HVO) bağlı topçu birliklerinin, 8 Kasım 1993’te başlattığı yoğun top atışlarına dayanamayan Mostar Köprüsü, bir gün sonra saat 10.16’da yıkıldı.
Asırlar boyunca farklı kültür ve medeniyetleri birbirine bağlayan bu köprünün yıkılması, Bosna’daki savaşta dünya kamuoyunun en fazla tepkisini çeken olaylardan biri olurken birçok ülke bu yapılana sessiz kalmadı.
Türkiye’nin de aralarından bulunduğu bazı ülke ve uluslararası kuruluşların desteğiyle aslına uygun olarak yeniden inşa edilen Mostar Köprüsü, 2004’te görkemli bir törenle açıldı.
Mostar Köprüsü, iki yakasına uzanan eski Mostar şehriyle 2005’te UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’ne eklendi.