Kındap, Dünya Yenilenebilir Enerji Günü kapsamında yaptığı yazılı açıklamada, jeotermal enerjinin diğer yenilenebilir enerji kaynakları ile karşılaştırıldığında sürdürülebilirlik özelliği taşıdığını belirtti.
Türkiye’nin bu alanda potansiyelinin yüksek olduğunu anımsatan Kındap, jeotermal enerjiden daha yüksek oranda yararlanmanın gerekli olduğunu ifade etti.
Kındap, Türkiye’nin sera gazı emisyon oranlarında tüm dünyaya ilan ettiği 2053 “Net Sıfır” hedefine ulaşılması için yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılacak yatırımların hayati önem taşıdığına işaret ederek, şunları kaydetti:
“Dünyanın 4’üncü, Avrupa’nın en yüksek jeotermal kaynak potansiyeline sahip Türkiye, jeotermal enerjiden kapasitesinin çok altında yararlanıyor. 2053’te Türkiye’nin toplam elektrik enerjisi kurulu gücünde jeotermalin yüzde 8 oranında pay almasını, konut ısıtmasında ise ülkenin tamamının ihtiyacını karşılamayı hedefliyoruz. Jeotermal enerji kaynaklı elektrik üretiminde bugün itibarıyla 1700 megavat kurulu güce ulaşmış durumdayız. Termal turizm, jeotermal seracılık, konut ısıtması gibi faktörlerle birlikte 5 bin 20 megavat entegre kullanımımız bulunuyor. Buna karşılık Maden Tetkik Arama Kurumu’nun (MTA) verilerine göre keşfedilmiş jeotermal kaynak potansiyelimiz 62 bin megavat. Keşfi yapılmamış kaynaklarla birlikte bunun çok üzerinde bir kaynak varlığına sahibiz.”