Netanyahu, X sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, “Benim liderliğimde İsrail, kendini savunma hakkının UCM’nin girişimiyle sarsılmasına izin vermeyecek. Orta Doğu’nun tek demokrasisi ve dünyanın tek Yahudi devletinin, liderleri ve askerlerinin yakalanması tehdidi kabul edilemez. Buna boyun eğmeyeceğiz.” ifadesini kullandı.
İsrail’in “zafer yolunda ilerlemek ve kendisini savunmaktan vazgeçmeyeceğini” ileri süren Netanyahu, UCM’nin kararının “İsrail’in eylemlerini etkilemeyeceğini ancak vahşi terörizm ve kasıtlı saldırılara karşı mücadele eden tüm demokrasilerin liderlerini etkileyeceğini” savundu.
İsrailli Kanal 13 televizyonu, Ulusal Güvenlik Konseyinin, Başbakan Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi hakkında uluslararası tutuklama kararı çıkarılması olasılığını değerlendirdiğini bildirmişti.
Netanyahu’nun UCM’nin muhtemel kararını engellemek için Hollanda, Çek Cumhuriyeti ve Avusturya’dan mevkidaşlarıyla görüşeceği aktarılmıştı.
Bu bağlamda, İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer ve İsrail’in Washington Büyükelçisi Mike Herzog’un, ABD Kongresi ve ABD Başkanı Joe Biden yönetimiyle temaslarda bulunacağı kaydedilmişti.
İsrailli yetkililerin, uluslararası tutuklama kararlarının, alt seviyedeki askerler hakkında değil “politika yapanlar hakkında” çıkmasını beklediği belirtilmişti.
UCM’nin uluslararası tutuklama kararı çıkarması durumunda, İsrail’in aralarında “UCM’nin kararına karşı uluslararası düzeyde siyasi kampanya başlatılması” dahil olmak üzere bir dizi “acil önlem alınmasını” onayladığı aktarılmıştı.
İsrail’de yayın yapan Kanal 12’nin 19 Nisan’daki haberinde de UCM’nin Gazze Şeridi’nde savaş suçları işlediği gerekçesiyle Netanyahu ve İsrailli üst düzey yetkililer hakkında uluslararası tutuklama emri çıkarma üzerinde çalıştığı duyurulmuştu.
Güney Afrika’nın başvurusuyla İsrail Uluslararası Adalet Divanı’nda Gazze’deki eylemleri nedeniyle “soykırım” suçlamasıyla yargılanmıştı.
Gazze’de bilanço her geçen gün ağırlaşıyor
İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda 24 binden fazlası kadın ve çocuk 34 binden fazla Filistinli öldü.
Sağlık sisteminin çökmek üzere olduğu bölgede 77 binden fazla yaralı var, 7 bin kadar kişinin de kayıp olduğu aktarılıyor. Gazze Şeridi içinde 1,9 milyondan fazla Filistinli ise zorla göç ettirildi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinden 25 Mart’ta geçen “ateşkes kararı” hiçe sayılarak İsrail ordusunun saldırıları devam etti.
Uluslararası toplumdan gelen uyarılara rağmen İsrail makamları, 1,5 milyon kadar Filistinlinin sığındığı Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’a kara saldırısı başlatılacağı söylemini sürdürüyor.