Netanyahu, Batı Kudüs’te Time dergisine verdiği röportajda Gazze’ye yönelik saldırılar ve İran ile yaşanan gerilim başta olmak üzere gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Tahran, Hizbullah ve Yemen’deki İran destekli Husiler’in koordineli düzenleyebileceği bir saldırıya karşı koyabilecek güçte olduklarını ileri süren Netanyahu, Tahran’dan gelecek olası misillemede ABD’den yardım isteyip istemeyeceğine yönelik soruyu ise cevapsız bıraktı.
Netanyahu, İsrail’in geçmişte attığı adımların İran’ın uranyum zenginleştirmesini geciktirdiğini ileri sürerek, “İran’ın nükleer silah geliştirmesini engellemek için her şeyi yapacağız.” dedi.
Sivil kayıpların düşük olduğunu savundu
Gazze’deki Sağlık Bakanlığının verilerine göre, 7 Ekim’den bu yana düzenlenen saldırılarda 16 bin 314’ü çocuk, 10 bin 980’i kadın olmak üzere 39 bin 699 Filistinli öldü.
İsrail Başkanı Netanyahu ise binlerce çocuk ve kadının hayatını kaybetmesine rağmen Gazze’ye yönelik saldırılarda yaşamını yitiren sivillerin sayısının 15 bin olduğunu ve 15 bin de Kassam Tugayları üyesinin öldüğünü ileri sürdü.
Gazze’de sivil kayıpların diğer ülkelerdeki şehir çatışmalarına oranla “düşük olduğunu” iddia eden Netanyahu, “En iyi değerlendirmemiz bire bir (bir Hamas’ın askeri kanadı üyesi, bir sivil) oranında; ancak oran doğal olarak düşüyor. Muhtemelen en zor kentsel savaş koşullarında bire-bir oran, İsrail hükümeti için inanılmaz bir başarı.” yorumunda bulundu.
İsrail’in Gazze’de çok sayıda sivilin ölümüne neden olan bazı yapay zeka sistemleri kullandığına yönelik haberler sorulan Netanyahu, “İstihbarat toplama yeteneklerimize girmeyeceğim.” diyerek cevap vermekten kaçındı.
Netanyahu, saldırılar sonrası Gazze Şeridi’nde “bölgesel ortakların” desteklediği ve İsrail’in silahsızlandırdığı Gazzeliler tarafından kontrol edilen sivil bir yönetim görmek istediğini söyledi.
Esir takası müzakereleri
Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve İran’ın başkenti Tahran’da da Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye yönelik suikastların İsrail ile Hamas arasında esir takası mutabakatına varılma olasılığını artırdığını ileri sürdü.
Netanyahu, tüm esirlerin serbest bırakılmasını isterken Hamas’ın Gazze’de yönetimde kalmasını içeren bir mutabakatı da kabul etmeyeceğini belirtti.
İşgal altındaki Batı Şeria’da gasbedilen Filistin topraklarının “İsrail’in bir parçası olduğunu” iddia eden Netanyahu, bölgedeki Filistinlilerin topraklarını gasp eden İsraillileri oralardan çıkarmayacaklarını kaydetti.
Netanyahu, Gazze’ye saldırılar sonlandıktan sonra Suudi Arabistan ile İsrail’in normalleşmesinin “daha olası hale geleceğini” ileri sürdü.
Bağımsız komisyonuna karşı çıktı
7 Ekim’de yaşananlardan dolayı özür dileyip dilemeyeceği sorulan Netanyahu, “Elbette, elbette. Böyle bir şeyin olmasından dolayı çok üzgünüm. Ve her zaman geriye dönüp, ‘Bunu önleyecek şeyler yapabilir miydik?’ diyorsun.” ifadesini kullandı.
Netanyahu, savaşta oldukları için şu anda 7 Ekim’i soruşturma amacıyla bağımsız bir komisyon kurulamayacağını ancak muharebe sona erdikten sonra kendisi de dahil herkesin gerekli sorulara yanıt vermesi gerektiği yorumunda bulundu.
ABD’de özellikle demokrat seçmenler arasında İsrail’e ilgi azalırken Filistin’e verilen desteğin artmasına ilişkin soruyu da cevaplayan Netanyahu, bunun kendisinin suçu olmadığını savunarak, “Amerikan halkının bazı kesimleri arasında çokça bildirilen destek erozyonunun İsrail ile ilgili olduğunu düşünmüyorum. Daha çok Amerika ile ilgili.” yorumunda bulundu.
Ülkenin en uzun süre başbakanlık koltuğunda oturan isim olan Netanyahu, İsrail’e hizmeti düşündüğü sürece bu görevde kalmayı istediğini söyledi.