Ürgüp’te 1907-1945 yılları arasında yaşamış halk sanatçısı Refik Başaran’a hayranlık duyan dedesi sayesinde saz ve türküyle tanışan 32 yaşındaki Gül, 12 yaşından beri de kendisi çalıp söylüyor.
Saza olan sevdasını eski türkülerle renklendiren Gül, zaman içinde edindiği asırlık orijinal taş plak koleksiyona gözü gibi bakıyor.
Dedesinden hatıra asırlık gramofonda sık sık taş plakları dinleyen Gül, unutulmaya yüz tutmuş eserleri repertuarına alarak, sosyal medya hesabının yanı sıra halk konseri, dinleti veya televizyon programlarında seslendirerek günümüze taşıyor.
Gül, AA muhabirine, geçmişte az sayıda yöresel sanatçının taş plak çıkarabildiğini, onlardan yadigar kalan kıymetli eserleri yeniden seslendiriyor olmanın heyecanını yaşadığını belirtti.
Koleksiyonunda, Avanoslu Selahattin Küçükdağ, Ürgüplü Ahmet Çavuş, Nevşehirli Cafer Çavuş, Uçhisarlı Ahmet Misali gibi sanatçıların plaklarının yanı sıra Refik Başaran’ın 35 ayrı taş plağının bulunduğunu anlatan Gül, yörede tanınan, Ürgüp ilçe meydanında bir de heykeli bulunan Başaran’a hayranlığının çok daha farklı olduğunu dile getirdi.
Türk Halk Müziğinin hayatının en önemli parçası olduğunu ve sazı elinden hiç düşürmediğini aktaran Gül, şöyle konuştu:
“Refik Başaran’ın plaklarını topluyorum, maliyeti yüksek ve bulunması çok zor. Temiz plak bulmak imkansız gibi. Genelde Ankara’nın Ayaş ilçesi civarında buluyorum, aracımla gidip alıyorum. Unutulmaya yüz tutmuş eski türküler var onları dinleyip yeniden sazla canlandırmaya çalışıyorum. Refik Başaran’ın tavrını, tarzı çok benimsiyorum. Bizim yöremizi temsil eden önemli bir sanatçı olduğu için onu çok seviyorum. Koleksiyonumuzdaki plakların eskiyi anımsatması benim için çok özel. 1935’te Refik Başaran’ın okuduğu plağı elime alıp dinliyorum bu çok özel bir duygu.”
Gül, gençlerin eski türkülere çok meraklı olmadığına dikkati çekerek, onlara da türküleri tanıtmak ve sevdirmek istediğini sözlerine ekledi.