New York Times, 2017’de Bilgi Edinme Hakkı kapsamında yaptığı talepler ve ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) ile ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanlığı aleyhine açtığı davalardan elde ettiği gizli sivil kayıpları değerlendirme raporlarını yayımlamaya başladı.
Şu ana kadar Eylül 2014-Ocak 2018 döneminde Suriye ve Irak’ta düzenlenen saldırılara ilişkin 2 bin 866 rapordan sadece 1311’ini alabildiğini yazan gazete, şu ifadelere yer verdi:
“The New York Times tarafından elde edilen 1300’den fazla sivil kayıp raporuna ilişkin ordunun kendi gizli değerlendirmeleri olan belgeler, hava saldırılarında yanlış istihbaratın, acele ve genellikle kesin olmayan şekilde ve ne ölçüde kullanıldığını ortaya koyarken; bu saldırılarda meydana gelen çoğu çocuk binlerce sivilin ölümü, Amerikan hükümetinin oluşturduğu her şeyi gören insansız hava araçları ve hassas bombalar tarafından yürütülen savaş imajıyla keskin bir tezat oluşturuyor.”
Saldırıyı yapan ve sivil kayıplarını inceleyen birim aynı
Alınan binlerce sivil kayıp ihbarının büyük bir kısmının dikkate bile alınmadığına işaret eden gazete, ordu tarafından “güvenilir” olarak adlandırılan ihbarların yüzde 12’sinden daha az bir kısmına tam soruşturma tavsiyesi verildiğinin belgelerde görüldüğüne dikkati çekti.
Sivil kayıpların saldırı emrini veren komutanlık tarafından incelendiğini aktaran gazete, bu incelemenin genellikle yanlış veya tam olmayan kanıtlara dayandırıldığını, sadece iki saldırı için ordunun görgü tanıkları ya da hayatta kalanlarla görüşme yaptığını kaydetti.
Gazete, gelen sivil kayıp raporlarının ezici çoğunluğunun ise ordunun saldırı sonrasında havadan çekilmiş görüntülerde sivillerin görünmediğini gerekçe göstererek güvenilir olmadığını değerlendirdiğini ortaya koydu.
İncelenen belgelerde, söz konusu saldırılarla ilgili tek bir disiplin cezası verilmediğini bildiren gazete, çok az aileye tazminat ödendiğini kaydetti.
En büyük kayıplara yanlış istihbarat neden oldu
New York Times, sivil kayıpların olduğu 100’den fazla saldırı alanını ziyaretlerde ve incelediği belgelerde, ağır sivil kayıplarının yaşandığı saldırıların büyük bir kısmının yanlış istihbarattan kaynaklandığını tespit etti.
Sivillerin, DEAŞ terör örgütü mensupları ile karıştırıldığının raporlarda ortaya çıktığı bilgisini paylaşan gazete, sahada görünen malzemelerin uydu ve havadan çekilen görüntüler üzerinden çoğu zaman savaş sahasını binlerce kilometre ötesinden inceleyen istihbarat ekiplerince yanlış analiz edildiğinin ortaya çıktığına işaret etti.
New York Times, Rakka’da DEAŞ’tan kaçan köylülerin DEAŞ’lı olarak nitelendirildiği, pamuk fabrikasının “patlayıcı fabrika” olarak kodlandığı ve bu iki örnekte de onlarca sivilin hayatını kaybettiğinin belgelere yansıdığını bildirdi.
Gazete, Suriye’nin kuzeyinde bir köyde çiftçilerin ve tarım işçilerinin kaldığı bir evin DEAŞ’ın konuşlanma alanı olarak işaretlendiğini ve buraya düzenlenen saldırıda 120’den fazla sivilin öldürüldüğünü ancak Pentagon’un bunu “85 DEAŞ mensubunun öldürüldüğü” şeklinde raporladığını ortaya çıkardı.
Nisan 2016’da ABD ordusunun, Musul’un doğusunda bir eve düzenlediği saldırıda, bilinen bir DEAŞ üyesi Avustralya vatandaşı Neil Prakash’ı öldürdüğünü açıkladığını belirten New York Times, belgelerde saldırıdan aylar sonra Parakash’ın Suriye’den Türkiye’ye geçerken tutuklandığının yer aldığını ve o gün düzenlenen saldırıda ise 4 sivilin öldürüldüğünü kaydetti.
Gazete, yine Musul’da “DEAŞ evi” olarak tanımlandığı bir eve saldırı düzenlediğini ancak o evin sivillere ait olduğunu, DEAŞ’a ait birkaç sokak ötedeki üç eve ise dokunulmadığını ortaya çıkardı.
Ayrıca Musul’da 2016’da düzenlenen bir saldırıda ordunun hassas güdümlü füzeleri başka saldırılarda kullanmak üzere saklamak için bir aracı hassas güdümü olmayan bir füzeyle hedef aldığını ve bir araç yerine içinde sivillerin de olduğu üç aracı imha ettiği New York Times’ın yayımladığı belgelerde ortaya çıktı.