Rusya-Ukrayna Savaşı’nın yol açtığı arz tedariki endişeleriyle rekor seviyede artan petrol fiyatlarına karşı pek çok ülke alternatif arayışına girerken, bu durumun İran petrolüne yönelik yaptırımların kaldırılarak yeniden piyasaya sunulması sürecini hızlandıracağı ve fiyatlar üzerinde dengeleyici etki sağlayacağı öngörülüyor.
Küresel petrol fiyatları, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sonrası Batı ülkelerinin Rusya’ya yönelik yaptırımları ve Rusya’dan gelecek olası karşı yaptırımların arz tedarikini sekteye uğratacağı endişeleriyle 120 dolara kadar yükseldi.
Dünyanın en büyük petrol üreticisi ve ihracatçısı ülkelerinden biri olan Rusya’nın petrol satışlarında kesinti ihtimali, halihazırda kırılgan durumdaki küresel piyasalarda arz endişelerini ivmelendirerek, yükselme eğilimindeki fiyatlarda dalgalanma risklerini de beraberinde getiriyor.
Piyasalar geçen yıldan bu yana arz daralması kıskacında
Küresel arz daralması, son dönemde etkili olan jeopolitik risklerin yol açtığı endişelerin öncesinde de piyasalarda istikrarsızlık oluşturuyordu.
Kovid-19 salgınının etkili olduğu 2020’de arz kesintisine gitmek zorunda kalan üretici ülkeler, talebin yükselişe geçtiği 2021’de ise yetersiz yatırımlar ve teknik sorunlar nedeniyle aynı hızda üretime geçemedi. Talepteki güçlü toparlanma karşısında yetersiz kalan petrol arzı, küresel petrol piyasalarında arz daralması endişelerine neden oldu.
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı petrol üreticisi ülkelerden oluşan OPEC+ grubu da üretim artışında isteksiz kalınca, 2020 yılında talepteki düşüş nedeniyle yaklaşık 16 dolara gerileyen Brent petrolün varil fiyatı, 2021’de piyasalardaki arz daralması endişeleriyle 87 dolara kadar yükseldi.
Fiyat dalgalanmalarına karşı İran petrolü gündemde
Arz daralmasının giderek derinleştiği, petrol fiyatlarının rekor seviyelerde yükseldiği mevcut piyasada, çoğunluğunu Batı ülkelerinin oluşturduğu büyük petrol ithalatçısı ülkeler OPEC+ grubunun tepkisizliğine karşı alternatif ham petrol kaynakları bulmakta zorlanıyor.
Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) Rus gazına bağımlılığı azaltmak için AB ülkelerine doğal gazla çalışan elektrik santrallerinde petrol dahil bazı alternatif yakıtların kullanılmasını önermesi de arz talep makasının daha da genişlemesine yol açarak alternatif arayışına hız kazandırabilir.
Sektör uzmanları tarafından OPEC+ grubunun üretimi artırması dışında piyasalardaki arz-talep dengesini değiştirebilecek en güçlü seçeneğin İran ile yapılacak bir nükleer anlaşma olduğu değerlendiriliyor. Anlaşmayla birlikte Tahran’a uygulanan enerji ihracat yaptırımının kalkmasına yol açacak olmasıyla İran’dan gelecek arz artışının, bu yıl arz-talep açığını tamamen olmasa da önemli ölçüde azaltması bekleniyor.
İran nükleer anlaşmasının tam ve eksiksiz hayata geçirilmesine ilişkin Avusturya’nın başkenti Viyana’da devam eden müzakerelerdeki olumlu gelişmeler yıl sonuna kadar günlük ilave 1 milyon varil civarı İran petrolünün daha piyasaya arz edilebileceği beklentisini güçlendiriyor.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanının bugünkü İran ziyareti de piyasalarda, tarafların anlaşmaya yakın olduğu beklentisini güçlendiriyor.
Olası İran petrol ihracatı artışı, OPEC+ ve ABD’den gelebilecek üretim artışından daha etkili
İran petrolünün piyasaya dönüşünün OPEC+ grubu içinde rekabeti kızıştırması beklenirken, son veriler Rus petrol ihracatının yaptırımlarla karşı karşıya kalması durumunda OPEC+ grubunun oluşacak arz açığını kapatacak kadar hızlı üretim yapamayacağını ortaya koyuyor.
IEA’nın son petrol raporuna göre, günlük 400 bin varillik üretim artışı kararına karşın, OPEC+ grubunun petrol üretimi ocak ayında teknik sorunlar ve diğer bazı kapasite kısıtlamaları nedeniyle günlük 280 bin varil seviyesinde kaldı.
Toplam üretim açığı geçen yılın başından bu yana günlük ortalama 800 bin varile ulaşan grubun üretim kapasitesi halihazırda aylık hedefin yaklaşık 900 bin varil altında seyrediyor.
Üye ülkelerin herhangi bir arz kesintisi durumunda kullanıma sunabileceği yedek üretim kapasitesi ise İran hariç günlük 5,1 milyon varil seviyesinde bulunuyor. Ancak yalnızca Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan 2,2 milyon varillik fiziki ham petrol kapasitesi, acil bir durumda kullanıma sunulabilir halde bekliyor.
Dünyanın en büyük petrol üreticisi ABD ise hala salgın öncesi üretim seviyelerine ulaşamadı. ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA) verilerine göre, 2019’da günlük ortalama 12,3 milyon varil üretim seviyesine sahip ABD’nin geçen yıl üretim miktarı 11,2 milyon varil seviyesinde kaldı. ABD’nin üretiminin bu yıl 12 milyon varil seviyesine çıkması bekleniyor.
IEA üyesi ülkelerin arz tedarikinde yaşanabilecek sıkıntılara karşı acil durum rezervlerinden 60 milyon varil petrolü kullanıma açma kararı ise uzmanlar tarafından, kısa vadede fiyat artışlarını sınırlayan fakat arz cephesindeki etkisi geçici olabilecek bir adım olarak görülüyor.
Tüm bunlar dikkate alındığında, İran petrolünün küresel petrol piyasalarına etkisinin Suudi Arabistan ya da ABD’den gelecek üretimlerinden daha güçlü olacağı değerlendiriliyor.
İran piyasaya dönüş için hazırlanıyor
OPEC verilerine göre, bir zamanlar grubun en büyük üreticilerinden olan İran, geçen yıl günlük ortalama 2,4 milyon varil petrol üretimiyle beşinci sırada yer aldı. Bu üretimin tamamına yakını yaptırımlar nedeniyle ihraç edilmek yerine iç tüketimde kullanıldı.
IEA’ya göre, ocakta günlük ham petrol üretimi 2,5 milyon varile ulaşan İran’ın, petrol ihracatı ise 800 bin varil seviyesindeydi. Ancak yaptırımlar kaldırıldığında, petrol altyapısında gerçekleştirdiği hazırlıklarla, üretiminde hızlı bir artış sağlaması beklenen İran’ın, yıl sonuna kadar günlük 1,3 milyon artışla 3,8 milyon varillik sürdürülebilir bir arz kapasitesini yakalayabileceği öngörülüyor. Ayrıca, ülkenin tankerlerde depolanan yaklaşık 80 milyon varillik petrolünün de olabildiğince hızlı bir şekilde piyasaya sürüleceği tahmin ediliyor.
İran tarafındaki bu hareketlilikte, Viyana’da devam eden nükleer müzakerelerde tarafların bir anlaşmaya yakın olduğu haberlerinin etkili olduğu ifade ediliyor.
Ülkenin üç yıldan fazladır düşük üretim yapan sahalarda çıktı artışı sağlamak için birkaç aya ihtiyacı olacağı düşünülse de İran Petrol Bakanı Cevad Uci perşembe günü İran Enerji Haber Ajansına yaptığı açıklamada, ülkesinin petrol üretimini en kısa sürede artırmaya hazır olduğunu söyledi.
İran Petrol Bakanlığının istatistiklerine göre, ABD tek taraflı olarak anlaşmadan ayrılmadan önce Nisan 2018’de günlük 3,8 milyon varil ham petrol ve kondensat üretimi yapan İran, bu miktarın 2,8 milyon varilini ihraç ediyordu. Yaptırımların uygulandığı bu süreçte petrol üretimi günlük 2 milyon varil seviyesinde kalan İran’ın ihracatı da günlük ortalama 500 bin varile kadar gerilemişti.