Ülkelerin nükleer silahlanma yarışının önlenmesi amacıyla 1 Temmuz 1968’de imzaya açılan NPT, 1970’te yürürlüğe girdi. Antlaşma 1995’te ise süresiz olarak uzatıldı.
Nükleer silahların yayılmasının önlenmesi, nükleer enerjinin barışçıl kullanımı ve nükleer silahsızlanmayı hedefleyen antlaşma bu yıl 55’inci yılını geride bıraksa da dünyada nükleer silahlara yapılan yatırımlar ve nükleer silahlar konusundaki anlaşmazlıklar sürüyor.
Dünyada halihazırda ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, Hindistan, Pakistan, İsrail ve Kuzey Kore nükleer silahlara sahip ülkeler arasında yer alıyor.
Bu ülkeler arasında nükleer silah sayısı bakımından Rusya, ABD ve Çin başat güç olarak görülüyor.
Dünyada 12 bin 500’den fazla nükleer savaş başlığı bulunuyor
Araştırma şirketi Statista’nın verilerine göre, dünyada 12 bin 500’den fazla nükleer savaş başlığı bulunurken, Rusya 5 bin 889 nükleer savaş başlığı sayısı ile başı çekiyor. Rusya’yı 5 bin 244 başlıkla ABD ve 410 nükleer başlık ile Çin takip ediyor. Fransa’nın 290, İngiltere’nin 225, Pakistan’ın 170 Hindistan’ın 164, İsrail’in 90, Kuzey Kore’nin ise tahminlere göre 20 nükleer savaş başlığı bulunuyor.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsünün (SIPRI) 2023 raporuna göre, genel olarak, dünyadaki nükleer savaş başlıklarının sayısı azalmaya devam ediyor ancak bu durum özellikle ABD ve Rusya’nın kullanılmayan savaş başlıklarını tasfiye etmesinden kaynaklanıyor.
Öte yandan, aktif savaş başlıklarının sayısının küresel ölçekte azaltılmasının geciktirildiği görülüyor ve sayıları tekrar artıyor.
ABD ve Rusya’nın, nükleer savaş başlıklarını, füze, uçak ve denizaltı fırlatma sistemlerini ve nükleer silah üretim tesislerini yenilemek ve modernize etmek için kapsamlı programlara sahip olduğu biliniyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, şubatta yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında, Rusya’nın Yeni Stratejik Silahların Azaltılması Antlaşması’na (START) katılımını askıya aldığını açıklamıştı.
2010’da imzalanan Yeni START Antlaşması, Rusya ve ABD’nin konuşlandırdığı stratejik nükleer savaş başlıklarının sayısını maksimum 1550 ile sınırlandırıyordu.
Putin, haziranda yaptığı açıklamada, ülkesinin Belarus’a ilk parti taktik nükleer silahları yerleştirdiğini, silah transferinin yaz sonuna kadar tamamlanacağını belirtmişti.
Rusya’nın Belarus’a gönderdiği nükleer taktik silahların ABD’nin 1945’te Japonya’ya karşı kullandığı nükleer silahlardan 3 kat daha güçlü olduğu aktarılıyor.
Çin’in Ocak 2022’de 350 olduğu düşünülen nükleer savaş başlıklarının sayısı, Ocak 2023’te 410’a yükseldi. SIPRI’nin raporunda, Çin’in nükleer gücünün tam olarak bilinmediği ve değerlendirmelerinin önemli bir kısmının ABD Savunma Bakanlığı’nın verilerine dayandığının altı çiziliyor.
Nükleer silahlanmaya yapılan yatırım artıyor
Nükleer Silahların Yasaklanması Takibi ve Uluslararası Nükleer Silahları Kaldırma Girişiminin (ICAN) hazırladığı raporlarda ise nükleer silaha sahip 9 ülkenin 2019 -2022 yıllarında nükleer silah geliştirme için yaptığı yatırımlar yayınlandı.
Verilere göre, dünya genelinde nükleer silah yatırımları 2019’da 72,9 milyar dolar, 2020’de 72,6 milyar dolar, 2021’de 82,4 milyar dolar, 2022’de ise 82,9 milyar doları buldu. 4 yıl içerisinde yatırımların 10 milyar dolar artması dikkati çekti.
Nükleer silahlara en çok yatırım yapan ABD’yi sırasıyla Çin, Rusya, İngiltere, Fransa, Hindistan, İsrail, Pakistan ve Kuzey Kore takip etti.
ABD, nükleer silahlara 2019’da 35,4 milyar dolar yatırım yaparken, 2020’de 37,4 milyar, 2021’de 44,2 milyar, 2022’de 43,7 milyar dolar harcadı.
Çin’in harcamaları 2019’da 10,4 milyar dolar olurken, bu rakam 2020’de 10,1 milyar dolar, 2021 ve 2022’de 11,7 milyar dolara yükseldi.
Rusya, bu silahlar için 2019’da 8,5 milyar dolar harcama yaparken, 2020’de 8 milyar, 2021’de 8,6 milyar, 2022’de 9,6 milyar dolar harcama yaptı.
İngiltere’nin nükleer silahlar için 2019’da 8,9 milyar dolar, 2020’de 6,2 milyar, 2021 ve 2022’de 6,8 milyar dolar harcadığı görülüyor.
Fransa, nükleer silahlar için 2019’da 4,8 milyar dolar, 2020’de 5,7 milyar, 2021’de 5,9 milyar, 2022’de 5,6 milyar dolar yatırım yaptı.
Hindistan’ın bu silahlar için kasasından 2019’da 2,3 milyar dolar çıkarken, bu miktarın 2020’de 2,48 milyar, 2021’de 2,3 milyar, 2022’de 2,7 milyar dolar olduğu saptandı.
İsrail, nükleer silah geliştirme için 2019’da 1 milyar dolar, 2020’de 1,1 milyar, 2021 ve 2022’de 1,2 milyar dolar harcama yaptı.
Pakistan’ın nükleer silah yatırımları 2019 ve 2020’de 1 milyar dolar olarak tespit edilirken, bu sayı 2021’de artış göstererek 1,1 milyar dolar oldu, 2022’de ise tekrar 1 milyar dolar seviyesine düştü.
Nükleer silah tartışmalarının odağında olan Kuzey Kore’nin nükleer silah yatırımlarının 2019’da 600 milyon dolar, 2020’de 667 milyon, 2021’de 642 milyon, 2022’de ise 589 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor.
“NATO’daki görüş ayrılığı, NPT’nin muğlak olmasına yol açıyor”
SIPRI Kitle İmha Silahları Programı’nda kıdemli araştırmacı olarak görev yapan Petr Topychkanov, konuyla ilgili AA muhabirlerinin sorularını cevapladı. Topychkanov, NATO’nun nükleer politikasının, aralarında ABD, İngiltere ve Fransa’nın da bulunduğu nükleer silaha sahip üyeleri ile nükleer silaha sahip olmayan üyeleri arasında varılan mutabakatla belirlendiğini ifade etti.
Nükleer silaha sahip olmayan üye ülkelerin farklı tutumlara sahip olduğunun altını çizen Topychkanov, “Bazı ülkeler topraklarında ABD’nin taktik nükleer silahlarını bulundurma ve NATO’nun nükleer görevlerine katılma konularında istekliyken, diğerleri topraklarında nükleer silahların konuşlandırılmasına izin vermemekte ve görevlere katılmamaktadır. Bu görüş ayrılığı NPT’nin muğlak olmasına yol açıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Topychkanov, NPT’nin yürürlüğe girmesinden bu yana, hem Rusya (1991 öncesi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) hem de ABD’de nükleer silahların azaltılması konusunda önemli ilerlemeler kaydedildiğini vurguladı.
İki ülke arasında 2010’da imzalanan START kapsamında, operasyonel olarak konuşlandırılan nükleer savaş başlığı sayısının 1550 olarak sınırlandırılmasıyla Soğuk Savaş dönemine kıyasla önemli bir azalma yaşandığını ancak antlaşmanın bu yıl askıya alındığını belirten Topychkanov, “Rusya ile Batı ülkeleri arasındaki sorunların yanı sıra Çin ve Kuzey Kore, Hindistan ve Pakistan gibi NPT üyesi olmayan ülkelerdeki nükleer büyüme, küresel nükleer silahların artmasına yol açabilir.” diye konuştu.
Topychkanov, Kuzey Kore’nin nükleer tehditlerini “hayatta kalma stratejisi” olarak yorumlarken, ülkenin, Avrupa’daki NATO ülkeleri ya da ABD için tehlike teşkil etmediğini ifade etti.
Güney Kore ve Japonya gibi ABD müttefikleri için ise Kuzey Kore’nin nükleer tehdidinin endişe kaynağı olduğunun altını çizen Topychkanov, “Bu ülkelerdeki bazı kişiler savunma önlemi olarak nükleer cephanelik inşa edilmesini savunuyor.” dedi.