Teknolojik gelişmeler insanların hayatını kolaylaştırırken, yol açtığı hareketsiz yaşam tarzı kilo alımı ile obezite gibi sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor.
Dünya Obezite Atlası 2023 tahminlerine göre, mevcut eğilimler doğrultusunda 2035 yılına kadar küresel nüfusun yarısından fazlasının fazla kilolu veya obez olması bekleniyor.
Kilo kaybını sağlamak için daha fazla insan zayıflama ilaçlarına yöneliyor. Ünlüler ve TikTok gibi sosyal medya platformlarındaki fenomenler de kısa zamanda kilo vermek için bu ilaçları kullandıklarını anlattıkça zayıflama ilaçları daha çok dikkati çekiyor.
En popüleri Ozempic
Zayıflama ilaçları geçen yıl en çok aranan sağlık trendlerinden olurken, Ozempic, Wegovy, Mounjaro, Zepbound, Phentermine, Rybelsus, Saxenda, Contrave, Victoza, Adipex-P ve Qsymia gibi markalar bu ilaçlardan öne çıkanlar arasında. Söz konusu ilaçlar, kan şekeri seviyelerini düşürmeye yardımcı olmanın yanı sıra iştahı bastırıyor ve kalori alımını azaltıyor.
Tip 2 diyabet tedavisi için 2017’de ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından onaylanan Ozempic, geçen yıl en çok aranan zayıflama ilacı olarak dikkati çekiyor. JP Morgan’ın analizine göre, bu ilaçları kullananların sayısının ABD’de 2030’a kadar 30 milyona, yani nüfusun yaklaşık yüzde 9’una,ulaşabileceği tahmin ediliyor.
Ozempic ve Wegovy ilaçlarının üreticisi Danimarkalı Novo Nordisk ise hedef pazarlarının dünya çapında 760 milyondan fazla obezite hastası olduğunu belirtiyor.
Morgan Stanley’nin analizine göre, obezite ilaçları için geri ödemelerin hızlı şekilde artmasıyla ABD’de 40 milyon kişi sağlık sigortaları aracılığıyla bu ilaçlara erişebiliyor ve bu rakam diyabet hastası olduğu tahmin edilen toplam Amerikalı sayısını (37 milyon) geride bırakıyor.
İlaçların maliyeti kişi başı yıllık 10 bin doları aşarken ABD’deki 100 milyondan fazla obez ve fazla kilolu insanın çoğunluğunun bu ilaçlara erişimi engelleniyor.
İlaç üreticileri arasındaki rekabet kızışıyor
Zayıflama ilaçlarına yönelik artan ilgi ilaç üreticileri arasındaki rekabeti de artırıyor.
Obezite karşıtı ilaç pazarı Danimarkalı Novo Nordisk ve ABD’li Eli Lilly’nin hakimiyetinde. Pfizer ve AstraZeneca dahil ilaç sektörünün büyük oyuncuları da pazara girmeye çalışıyor.
Obezite karşıtı ilaç pazarına yönelik artan ilginin etkisiyle Novo Nordisk ve Eli Lilly’nin hisselerindeki yükseliş dikkati çekiyor. Novo Nordisk’in hisseleri geçen yıl yüzde 52,9 değer kazanırken, Eli Lilly’nin hisseleri yüzde 59,3 yükseldi.
Novo Nordisk, geçen yıl Avrupa’nın borsaya kote en değerli şirketi olarak Louis Vuitton markasının da içinde bulunduğu Fransız lüks tüketim ürünleri grubu LVMH’i zirvedeki yerinden etti. Novo Nordisk’in hakim olduğu Danimarka’daki ilaç endüstrisinin, ülke ekonomisinin yaklaşık yüzde 5’ini oluşturduğu tahmin edilirken ülke ekonomisinin büyümesine de katkı sunduğu görüldü. Geçen yılın ilk altı ayında Danimarka ekonomisi yıllık bazda yüzde 1,7 büyürken, ilaç sektörünün katkısı olmasaydı bu oranın yüzde 0,3’e düşeceği kaydedildi.
Obezite ilaçları Wall Street’in radarında
Zayıflama ilaçlarına yönelik artan talep Wall Street’in de radarına girerken, ABD’nin büyük yatırım bankaları obezite ilaçlarının pazarına ilişkin analizlerde bulunuyor. Analizlerde zayıflama ilaçları pazarının büyüyeceği öngörülürken, tahminler farklılık gösteriyor.
JP Morgan obezite karşıtı ilaç pazarının 2030 yılına kadar 100 milyar doları aşacağını tahmin ediyor. Goldman Sachs da bu ilaçlara yönelik küresel pazarın 100 milyar dolara ulaşabileceğini öngörürken, Morgan Stanley pazar büyüklüğünün 2030’a kadar 77 milyar dolara ulaşmasını bekliyor.
Morgan Stanley, obezite karşıtı ilaçlara yönelik küresel pazarın 2022’de 2,4 milyar dolar olduğunu kaydederken, Goldman Sachs pazarın geçen yılın başında 6 milyar dolara ulaştığı tahminine yer verdi.
Gıda sektörünü yeniden şekillendirebilir
Goldman Sachs’ın analizinde, obezite oranlarının azaltılmasının yalnızca genel sağlığı iyileştirmekle kalmayıp hastalığın neden olduğu ekonomik yükün bir kısmını da hafifletebileceği belirtiliyor.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC), ABD’de obeziteye bağlı tıbbi maliyetlerin 2019’da yaklaşık 173 milyar dolar olduğunu tahmin ediyor. Dünya Obezite Atlası’na göre ise hem sağlık hem de üretkenlikle ilgili olarak obeziteye bağlı toplam maliyetin 2035 yılına kadar dünya genelinde 4 trilyon doları aşacağı öngörülüyor.
Öte yandan zayıflama ilaçlarına yönelik artan iştahın biyoteknoloji gibi sektörleri canlandırırken, yiyecek ve içecek gibi endüstriler için ise ters rüzgarlara neden olabileceği belirtiliyor.
Bu ilaçların yiyecek ve içecek tüketimi üzerinde önemli bir etkisinin olabileceğine işaret edilirken, gıda sektöründe uzun vadeli etkileri olabileceği ve sektörü yeniden şekillendirebileceği kaydediliyor.
Walmart gibi bazı şirketler, şimdiden bu ilaçları kullananların diğer müşterilere kıyasla daha az yiyecek satın aldığının tespit edildiğini bildiriyor. Barclays analistleri bu ilaçların fast food sektörü için önemli bir tehdit oluşturduğuna dikkati çekerken, Morgan Stanley taze meyve ve sebze satışlarında büyük bir artış beklediğini belirtiyor.
Giyim ve havacılık sektörlerini de etkileyebilir
Bazı analistler ise bu ilaçların yalnızca insanların yeme alışkanlıklarında değil, aynı zamanda kıyafet seçimlerinde, hatta yolcu uçaklarında oluşturdukları yük konusunda, dahi değişikliklere yol açabileceğini savunuyor.
Finansal hizmetler şirketi Jefferies Financial’ın analizinde, zayıflama ilaçlarının hava yolu şirketlerinin milyonlarca dolarlık tasarruf sağlamasına yardımcı olabileceği belirtiliyor. Söz konusu analizde, United Airlines’ın ortalama yolcu ağırlığının yaklaşık 4,5 kilogram azalması halinde yakıt ihtiyacının azalmasıyla yılda 80 milyon dolar tasarruf edeceği tahmin ediliyor.