Kadınlar Boks Milli Takımı Teknik Direktörü Cahit Süme, AA muhabirine, sporcularına zirve odaklı hedefler koyduklarını, uzun bir sürecin ardından başarıya ulaştıklarını belirtti.
Psikolojik bir savaş yaşadıklarını ve bunun üstesinden geldiklerini ifade eden deneyimli çalıştırıcı, “İnsanın en yıprandığı, bittiği yerde psikolojisine hakim olabilmesi gerekiyor. Zirveyi istiyorsa, ‘Burada başlıyor.’ demesi gerekiyor. Savaş, o zaman kazanılıyor. Ailenizden, sevdiklerinizden uzak kalıyorsunuz. ‘Bu kadar yol almışız, bu yolu tamamlayacağız.’ dedik. Üzüntüleri, sevinçleri bir bütün olarak yaşadık.” ifadelerini kullandı.
Süme, başarıya ulaştıklarında üzüntüleri geride bıraktıklarını kaydederek, şöyle devam etti:
“Olimpiyat altın madalyası kazanacak sporcu yetiştirmek kolay olsaydı, bunu herkes başarabilirdi. Bunun içinde zorluklar olacak ki önemi ortaya çıksın. Biz zorluklardan şikayetçi değiliz. Madalya kazandığımızda, bu kadar meşakkatler, psikojik savaşlar verdik ama o sevinç hepsinin üstünü örtüyor. İnsanlarımızın bakış açısı, yürekten duaları, onların da bizimle beraber istemeleri, pozitif enerjileri önemliydi. Bizim antrenörler ve sporcular olarak, yeteneğimiz, inancımız, tekniğimiz, bu işi yapacak karakterimiz var. Bunlar önemli ama bizim her şeyden önce dua eden insanlarımız var. Bu güç önemli.”
“Mutluluktan göz yaşı döktürdük”
Süme, olimpiyatların ardından İstanbul’a dönüp birkaç gün kaldıklarını dile getirerek, “İstanbul’da bir alışveriş merkezindeydik ve ‘Kimse bizi tanımaz’ diye düşünüyorduk. Herkes mi tanır bizi? Gören, ‘Sizinle ağladık, dua ettik.’ dedi. Bu kadar mı güzel, pozitif enerji verilir? Herkes ‘Ağladık.’ diyor. Ağlamayan yok. İnsanlara mutluluktan gözyaşı döktürmek kadar güzel şey olabilir mi? Bunu ne satın alabilir? Bayrağı dalgalandırıyorsun. Ülkenin adını dünyaya haykırıyorsun. ‘Türk çocuğu bu başarıyı kazandı.’ diyorsun. Biz bunu yaşattığımız için çok mutluyuz. İnşallah önümüzde 2-3 olimpiyat daha var. Allah’tan sakatlık, başka bir şey yaşanmazsa, birkaç kez daha sevenlerimizi mutluluktan ağlatmayı düşünüyoruz.” diye konuştu.
“Busenaz’ı bisiklet sürerken keşfettim”
Süme, boks sporunu Trabzon’da yaymayı hedefleyen bir antrenör olduğunu, ilk kadın sporcusunun da kız kardeşi olduğunu anlattı.
“Trabzon’un ilk milli boksörü benim kardeşimdi.” diyen Süme, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye Şampiyonası’nda dereceleri oldu. Onunla birlikte altyapıya 1-2 sporcu almaya başladık. Trabzon’dan Türkiye’de ve Avrupa’da derece yapmış kadın sporcularımız var. Busenaz’ı bir yaz tatilinde bisiklet sürerken keşfettim. Ailemizden, akrabalık bağlarımız var. Mudanya’da evin önünde sohbet ederken çocuklara baktık. 9-10 yaşlarındaydı, heyecanlı bir şekilde bisiklet sürüyordu. Tekerlekleri kaldırıyor, frene basıyor, kaldırımdan zıplıyor, her türlü hareketi yapıyordu. Küçük, kara bir kızdı. Bisiklet bitince futbola döndüler. Futbolu da iyi oynadı. Annesine, ‘Trabzon’a gelince takıma alayım onu.’ dedim. Ailesi de sporu seven, sporun içinde bulunmuş insanlar. Bizimle başladı ve yol aldık.”
Süme, Busenaz’ı teknik olarak geliştirdiklerini belirterek, “Ring içinde vuramayacağı yumruk, yapamayacağı hareket yok. Busenaz, seyir zevki veriyor. ‘Sen rahat ol, çık oyna. İçinden ne geliyorsa onu yap.’ diyorum. Özel izleyici kitlesi var. Şova dönük hareketleri de var. Her şey yolunda gidiyor.” değerlendirmesinde bulundu.