Netanyahu öncülüğündeki aşırı sağcı koalisyon hükümetinin yargı düzenlemesine karşı her hafta cumartesi akşamı ülke genelinde gösteri düzenleyen İsrailliler, protestoların yedinci haftasında yine sokaklardaydı.
Başta Tel Aviv olmak üzere, Hayfa, Batı Kudüs, Birüssebi ve Netanya gibi kentlerdeki gösterilere on binlerce İsrailli katıldı.
Önceki haftalarda olduğu gibi en yoğun katılımlı gösteriye ev sahipliği yapan Tel Aviv’de on binlerce protestocu Kaplan Caddesi’ndeki Hükümet Kompleksi önünde toplandı.
Göstericiler, Netanyahu’nun Başbakanlığı aleyhinde, İngilizce “Suç Bakanı” (Crime Minister) yazılı pankartlar ile koalisyon hükümetindeki aşırı sağcı partileri eleştiren dövizler taşıdı.
Tel Aviv’deki bir grup protestocu, hükümetin planladığı yargı düzenlemesine karşı İsrail’in Bağımsızlık Bildirgesi’nin yazılı olduğu büyük pankart taşıdı.
İsrail’in farklı sivil toplum örgütlerinden ve çeşitli sektörlerden temsilciler meydanda kurulan sahnede demokrasi yanlısı konuşmalar yaptı.
Önceki başbakan ve muhalefetteki Yeş Atid (Gelecek Var) partisinin lideri Yair Lapid de gösterilere Netanya kentinde katıldı.
Lapid, gösterilere ilişkin Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Bugün Netanya’dayız çünkü çocuklarımız bizden bunu bekliyor. Çünkü bundan on, yirmi yıl sonra bir gün gelecek, 2023 kışında bize nerede olduğumuzu soracaklar ve biz de onlara burada olduğumuzu, vatanımız için savaştığımızı söyleyeceğiz.” ifadelerine yer verdi.
Tel Aviv mitingindeki protestocular arasında, aşırı dindar Yahudi partilerin de yer aldığı hükümet koalisyonunun kadın hakları konusunda tehdit oluşturduğuna inanan aktivist kadınlar da yer aldı.
Yüzden fazla gönüllü kadın, Margaret Atwood’un distopya türünde yazdığı ve kadınları ezen kurgusal bir toplumu anlatan Damızlık Kızın Öyküsü (Handmaid’s Tale) adlı kitapta tasvir edilen kadınlar gibi beyaz şapka ve kırmızı cübbeden oluşan kostüm giyerek yürüdü.
Netanyahu hükümetinin “yargı reformu”
İsrail’de on binlerce kişinin, başta Tel Aviv olmak üzere farklı kentlerde Netanyahu hükümetinin yargı düzenlemesi ve sağ politikalarına karşı sürdürdüğü kitlesel gösteriler 7 haftayı geride bıraktı.
Adalet Bakanı Yariv Levin, 5 Ocak’ta Yüksek Mahkemenin yetkilerini sınırlandıran, yargının, hakimlerin seçimi üzerindeki etkisini azaltan bir yasa planladıklarını duyurmuştu.
Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının bazı yetkilerini meclise devretmeye yönelik hamleleri, Yüksek Mahkeme başta olmak üzere hükümet ile İsrail yargı mekanizması arasında gerilime yol açmıştı.
Ülkedeki en yüksek yargı merci olarak görev yapan İsrail Yüksek Mahkemesi, anayasa taslağı olarak kabul edilen “temel yasalara” aykırı olduğu gerekçesiyle Meclisin çıkardığı kanunları bozma yetkisine sahip.
Netanyahu hükümeti, açıkladığı yargı düzenlemesinde, Yüksek Mahkemenin, Meclisin çıkardığı kanunları bozma yetkisinin elinden alınacağını belirtmişti.
İsrail Başsavcısı Gali Baharav-Miara, hükümetin yargı düzenlemesine karşı itirazlarını yazılı olarak iletmiş, kaygılarının “güçler ayrılığı, yargının bağımsızlığı ve bireysel hakların korunması”nın bozulması üzerinde toplandığını paylaşmıştı.