32. Ulusal Türk Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi Başkanı Prof. Dr. Öner Şavk, halk dilinde kemik erimesi olarak bilinen osteoporoza bağlı kalça kırığı konusunda uyarıda bulunarak, “Kalça kırığı olduktan sonra ileri yaş hastaların yaklaşık 3’te 1’ini kısa süre içerisinde kaybediyoruz. Diğer 3’te 1’lik kısım ise bir yıl içerisinde araya giren başka hastalıklar nedeniyle kaybedilebiliyor.” dedi.
Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneğince (TOTBİD) Antalya’daki Belek Turizm Merkezi’nde bir otelde, bu yıl 32’incisi düzenlenen, “Ulusal Türk Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi” başladı.
TOTBİD Başkanı Cem Nuri Aytekin, basın toplantısında yaptığı konuşmada, kongrenin Türkiye’deki ortopedi branşında yapılan en büyük kongre olduğunu söyledi.
Aytekin, kongrenin alanında uzman hekimleri bir araya getirerek, bilimsel çalışmaları paylaşmak ve güncel teknolojileri iletmek amacıyla düzenlendiğini aktardı.
“Sıvı diz protezi yanlış adlandırılan tedavi yöntemidir”
Son günlerde halk arasında ‘sıvı diz protezi’ diye bir tabirin yayıldığını dile getiren Aytekin, “Sıvı diz protezi yanlış adlandırılan tedavi yöntemidir. Bu diz içine yapılan bir enjeksiyon türüdür. Hidrojen dediğimiz bir materyal var ve diz içine uygulanan enjeksiyon malzemelerinden sadece bir tanesi. PRP, kök hücre, hyalüronik asit, ozon uygulamaları gibi bunların hepsi eklem içine uygulanan işlemlerdir. Bu uygulamaların bir benzeri de hidrojen uygulamasıdır. Sıvı diz protezi demememizin sebebi, diz protezi bir cerrahi işlemdir. Dizin ileri derece kireçlenmelerinde o bölgeyi açıp, temizleyip implant uygulaması işlemidir. Sıvı diz protezi değildir.” diye konuştu.
“Erken tedavi edilmeleri çok önemli”
Kongre Başkanı Prof. Dr. Öner Şavk ise 2 binin üzerinde katılımcısı olan kongrenin ‘Deprem ve Afet Yönetimi’ temasıyla yapıldığını aktardı.
Konuşmasında, 50 yaşını geçen her 5 kadından ve 3 erkekten birinde kemik erimesi görüldüğüne değinen Şavk, şunları belirtti:
“Bu rahatsızlıklara yakalanan kişilerin erken tedavi edilmeleri çok önemli. Bu ülkemiz için bir sağlık sorundur. Hastalığa bağlı oluşacak kemik kırılmalarında, örneğin kalça kırıklarından sonra hasta ileri yaşta olduğu için kırığın yanında mutlaka kalp, metabolizma, endokrin hastalıkları, şeker, böbrek ve karaciğer yetmezliği gibi ilave hastalıkları olduğu için ölüm oranları daha fazladır. Kalça kırığı olduktan sonra ileri yaşta bir hastanın yaklaşık 3’te 1’ini kısa süre içerisinde kaybediyoruz. Diğer 3’te 1’lik kısım ise bir yıl içerisinde araya giren başka hastalıklardan kaybedilebiliyor.”
Şavk, risk grubundaki hastaların ölçüm ve tetkiklerinin yapılmasının ardından D vitamini ve kalsiyum desteği alması gerektiğini, kemik erimesi saptanmış hastaların ise düzenli ilaç kullanımına ve doktor kontrolüne özen göstermeleri gerektiğini kaydetti.
Kongre Sekreteri Dr. Ali Turgut ise kemik kırılmalarının alınabilecek kolay önlemlerle önlenebileceğine dikkati çekerek, “Tedbirler aslında çok basit. Bu kırıklarla hep basit düşmelerde karşılaşıyoruz. Yaşadığımız yerleri modifiye ederek, anne ve babalarımızın göz muayenelerini zamanında yaptırmak, görmelerini artırmak, yürürken takılabilecekleri halıları ortadan kaldırmak, ev içerisindeki aydınlatmayı en yüksek derecede tutmak, kırıkların engellenmesi için alınabilecek en etkili önlemlerdir.” değerlendirmesinde bulundu.