Yusuf, Pakistan ile Hindistan arasındaki ilişkilerden iki ülke arasındaki olası diyalog görüşmelerine, Keşmir meselesinden Türkiye-Pakistan-Azerbaycan Üçlü Dışişleri Bakanları Toplantısı’na kadar çeşitli konularda AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Pakistan’da sivil otoritenin güvenlik konularında yeterince söz sahibi olup olmadığı ile ilgili soruya Yusuf, güvenlik konusunda yalnızca bir aktörün söz sahibi olduğu fikrinin Pakistan’ın dar bir güvenlik paradigmasına odaklandığını varsaydığını, Pakistan’ın sivil ve askeri liderlerinin eş zamanlı çalıştıklarını söyledi.
Başbakan Han’ın tüm kararları alma yetkisine sahip olduğunu dile getiren Yusuf, “Anayasal herhangi bir şey için orduyu çağırması onun hakkı ve o da bunu kullanıyor. Bugün siviller her konuda karar verme yetkisine sahip. Hem sivil hem de askeri liderler hem fikirler.” dedi.
“Barış taraftarıyım”
Yusuf, şu anda Avrupa’nın görmek istediği bir Hindistan ile uğraşmadıklarına dikkati çekerek, “Ben Hindistan ve Pakistan’ın barışması taraftarıyım. Bunu yazdım, bununla ilgili konuşmalar yaptım. Son 15 aydır ofisteyim ve Hindistan’da dışlayıcı, genişlemeci, her işi Pakistan’ın altını oymak için yapan, ideolojik bir motivasyonla hareket eden bir komşu ile uğraşıyoruz.” şeklinde konuştu.
Hindistan’ın maalesef “haydut” bir aktör gibi davrandığını belirten Yusuf, Yeni Delhi yönetiminin Çin, Bangladeş, Sri Lanka ve Nepal ile de ilişkilerinin iyi gitmediğini vurguladı.
Yusuf, Hindistan’ın Afganistan’da huzur bozucu bir rol üstlendiğini ve buradan hareketle Pakistan’ın egemenliğini ve istikrarını da bozmak istediğini kaydederek, böyle bir ülke ile uğraştıklarına işaret etti.
“Keşmir açık hava hapishanesi”
Yusuf, ülkesinin bölgede barış istediğinin altını çizerek, “Pakistan Başbakanı Han’ın en büyük hedefi bölgede herkes için barışı tesis etmek. Bölgede barış olmadan ekonomik bir güvenliği de düşünemeyiz. Biz bugün barışın yanında yer alıyoruz. Barış istiyorsanız biz daha ileriye gitmeye de hazırız.” dedi.
Barış isteyen herkesin rasyonel olması gerektiğini vurgulayan Yusuf, “Barış isteyenler ideolojik olmamalı. İşgal altındaki Keşmir, bölge halkı için açık hava hapishanesi. İnsanlara insan gibi davranılmıyor.” diye konuştu.
Yusuf, ileriye yönelik adım atmak için bu gerçekliğin değişmek zorunda olduğunu da vurgulayarak, “Peki bu nasıl değişecek. Biz savaş veya çatışmadan konuşmuyoruz. Biz sadece iki şey hakkında konuşuyoruz. İnsanlık dışı muamele gören Keşmirliler için insan hakları ve insani güvenlik.” ifadelerini kullandı.
Uluslararası hukuk konusunda ısrarcı olduğunu belirten Yusuf, “Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararları ortada. Keşmir meselesinin nasıl çözülmesi gerektiğini bu kararlar belirtiyor. Biz de bunu destekliyoruz.” şeklinde konuştu.
“Hindistan barışın aksi yönünde adım atıyor”
Yusuf, Pakistan’ın barışın ve ileriye doğru hareket etmenin tarafında olduğunun altını çizerek, “Başbakan Han ofiste göreve başladığında bunu gayet açık belirtti. Eğer Hindistan barış için bir adım atarsa biz iki adım atarız. Problem ise Hindistan’ın barışın aksi yönünde binlerce adım atmış olması.” dedi.
Avrupa Birliği’ne (AB) yönelik dezenformasyon kampanyalarını ele alan bağımsız sivil toplum kuruluşu EU Disinfo Lab’in raporuna atıfta bulunan Yusuf, “EU Disinfo Lab tarafından ortaya konan çalışmayı gördünüz. (Sahte medya organları, STK’ler) Bunlar ne yapıyorlardı? Her başkentte Pakistan’ı kötülüyorlar, kimlik hırsızlığı yapıyorlar, sahte STK’leri BM’ye kayıt ettiriyorlar, olası her kanunu ihlal ediyorlar.” ifadelerini kullandı.
Yusuf, Pakistan’ın imajının Hindistan’ın kampanyaları ile yara aldığını dile getirerek, “Batı’da Pakistan’ı ziyaret etmeyen insanlar Pakistan’ın tehlikeli bir ülke olduğunu düşünüyor. Fakat Pakistan’a geldiklerinde farklı bir gerçek görüyorlar.” şeklinde konuştu.
“Pakistan geçiş noktası”
Pakistan’ın Batı Asya ile Güney Asya arasında geçiş noktası olduğunu belirten Yusuf, Orta Asya ile de bağlantı kurmak istediklerini söyledi.
Yusuf, Orta Asya’da çok büyük enerji kaynakları olduğunu anımsatarak, oradaki ülkelerin de Pakistan limanlarını kullanmak istediğini bildirdi.
Bu sebeple Afganistan’da barış istediklerini dile getiren Yusuf, “(Hindistan) Doğu ile de bağlantıya açığız.” dedi.
“Dosyamız inceleniyor”
EU Disinfo Lab’in son raporunun Pakistan tarafından oluşturulmadığına dikkati çeken Yusuf, “Avrupa Parlamentosu bu konuyu ele aldı. Devam eden bir soruşturma da var. Mutlaka mantıklı bir sonuca ulaşılacaktır.” dedi.
Yusuf, farklı ülkelerin ve çeşitli istihbarat ajanslarının Pakistan’ın Hindistan hakkında “ülkede terörü finanse ettiğine” dair oluşturduğu dosyaya bakacaklarından emin olduklarını belirterek, bununla birlikte diplomatik ve yasal seçeneklerin de incelendiğini kaydetti.
Keşmir meselesine de değinen Yusuf, “Keşmir, insani bir sorun ve trajedi. Pakistan, Keşmir halkına kendi kaderini tayin hakkı verilene değin Keşmirlilerin yanında durmaya devam edecek. Elbette Keşmir bir toprak parçası meselesi. Ancak bunlardan önce Pakistan’ın da bitmesini istediği gibi Keşmir insani bir mesele.” ifadelerini kullandı.
Yusuf, 5 Şubat Keşmir Dayanışma Günü’nün tüm Pakistan halkının Keşmir davasının yanında durduğunu kanıtladığının altını çizerek, kendi aralarında farklı siyasi tartışmalar olsa da konu Keşmir olduğunda tüm Pakistan’ın bir arada durduğunu kaydetti.
Keşmir’de çözümün bir gecede gelmeyeceğini kendilerinin de bildiğini, bununla birlikte durumun tamamen umutsuz da gözükmediğini belirten Yusuf, Hindistan’ın Batı medyasında her gün sansürlendiğini, insanların bölgedeki hak ihlalleri hakkında yazılar yazdığını, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in iki önemli açıklama yaptığını, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda net bir duruş sergilendiğini ve BM Güvenlik Konseyi’nin 5 Ağustos 2019’dan bu yana 3 tartışma ele aldığını anımsattı.
BM’ye plebisitin uygulanması için çağrı
Yusuf, BM Güvenlik Konseyi kararların uygulanmasının BM’nin sorumluluğunda olduğunu hatırlatarak, mevcut durumun Keşmir halkı ve dünyanın geri kalanı için hayal kırıklığı olduğunu kaydetti.
Hindistan’ın Keşmirlilerin desteğinden eminse plebisit yapmak için neyi beklediğini sorgulayan Yusuf, “(Hindistan) Sonucun ne olacağını biliyor. Pakistan barışın ve prensipte diyaloğun yanında duruyor. İlerlemenin tek yolu diyalog. (Keşmir’de) Fakat bunun için elverişli bir ortam gerekli. Hindistan’ın olgun ulusların ve devletlerin durduğu yere geri dönmesi gerekiyor. Haydut devlet gibi davranmayın ve ilerleyin.” ifadelerini kullandı.
“1,5 milyar rehin”
Yusuf, “Keşmir’i daha fazla işgal etmek” için yabancıların arazi satın alabileceğine dair hükmün uluslararası hukuka aykırı ve yasa dışı olduğuna dikkati çekerek, söz konusu demografik değişikliğin uluslararası hukuk kapsamında olası bir plebisiti etkilemeyeceğini söyledi.
Öte yandan Yusuf, Hindistan’da hükümetin seçimi kazanmak için bölgeyi çatışmanın içine soktuğunu vurgulayarak, “Yeni Delhi Pakistan karşıtı anlatının hafifletilmesini istemiyor. Bölge için gerçek trajedi bu. Bence bir değişikliğe ihtiyacımız var. Hindistan barış için bir adım atarsa Pakistan iki adım atar. Bugün dahi buna hazırız. Tekrar tekrar barışı ve diyaloğu dile getiriyorum” şeklinde konuştu.
Yusuf, iki ülke arasında ara buluculuk rolünün Pakistan’ın zayıflığı olarak anlaşılmaması gerektiğini dile getirerek, “Batı dünyası gelmeli ve Hindistan’a doğru şeyi yapmasını söylemeli. Hindistan üzerinde baskı gücümüz yok. Bu bir düşman. Hindistan’ın da bizim üzerimizde bir baskı gücü yok. Bu sorun iki taraflı çözülebilseydi şimdiye kadar çözülürdü.” diye konuştu.
“Tek taraflı eylemler Şimla Anlaşması’nı baltalıyor”
Yusuf, Hindistan’ın Keşmir anlaşmazlığının iki taraflı çözüleceğine yönelik 1972 Şimla Anlaşması’ndaki ikili görüşme argümanını her zaman sabit tuttuğunu anımsatarak, “Fakat 5 Ağustos 2019’dan sonra dünyaya tek taraflı bir karar aldığını ve tek taraflı kararlar almaya devam edeceğini gururla söyledi. Bu, ikili anlaşmanın ruhunu baltalaması anlamına geliyor.” dedi.
Bu durumda geriye tek bir seçeneğin kaldığını belirten Yusuf, dünya ülkelerinin 1,5 milyarlık bir rehineyi tutan, milyonları yoksul bırakan, Pakistan’ı ekonomik güvenlik hedeflerine ulaşmasını engelleyen sorunun çözümüne yardım etmesi gerektiğini kaydetti.
“Türkiye-Pakistan-Azerbaycan iyi ilişkiye sahip”
Türkiye-Pakistan-Azerbaycan Üçlü Dışişleri Bakanları Toplantısı’nı da değerlendiren Yusuf, “İyi bir ziyaretti. Bakanlar liderlerimizle görüştüler ve üç ülke de ilişkilerini daha da ilerletmeye karar verdi. Türkiye, Pakistan ve Azerbaycan geçmişte yakın çalıştılar ve iyi ve sağlam bir ilişkiye sahipler. Her ikisi de Karabağ sorunu sırasında Azerbaycan’a diplomatik destek sağladı.” şeklinde konuştu.
Yusuf, gelecekte farklı ülkelerin söz konusu üçlü toplantıya dahil olup olmayacağına ilişkin soruya, üç ülke arasındaki bağlılığın herhangi bir ülkeye karşı olmadığı, bu devletler arasında ekonomik kazançlar, bağlantı, yatırım gibi ortak çıkarların var olduğu yanıtını verdi.