İmran Han, Çin basınına yaptığı açıklamada, Çin’in Uygurlarla ilgili tutumunun Batılı medya organlarında anlatılanlardan tamamen farklı olduğunu savundu.
Batı medyasında Uygur meselesi ve Hong Kong’un öne çıkarılırken Keşmir’deki gibi dünyanın farklı yerlerinde yaşanan insan hakları ihlallerine neredeyse hiç dikkat çekilmemesini “iki yüzlülük” olarak nitelendiren Han, Çin ile olan son derece yakın ilişkilerden dolayı Pekin yönetiminin Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygurlara muamelesine yönelik anlatısını kabul ettiklerini dile getirdi.
Han, bugüne kadar kendilerine Batı demokrasisinin toplumları kalkındırmak için en iyi yol olduğunun söylendiğine dikkati çekerek, Çin Komünist Partisinin (ÇKP) eşsiz modeliyle Batı demokrasisine alternatif olduğu değerlendirmesinde bulundu.
20 Haziran’da HBO televizyonundaki “Axios on HBO” programı için verdiği röportajda Han, muhabirin, kendisine Batı’da İslamofobi ile mücadele konusundaki girişimlerini anımsatması ve “Çin’in Müslüman Uygur Türklerine yönelik insan hakları ihlalleriyle ilgili neden açık şekilde konuşmadığını” sorması üzerine, “Çin ile ne sorunumuz varsa kapalı kapılar arkasında konuşuruz. Çin, Pakistan’ın en zor zamanlarında bizim en büyük dostumuz oldu.” ifadelerini kullanmıştı.
Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki uygulamaları
Çin’de son yıllarda Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller uluslararası kamuoyunca eleştiriliyor.
Pekin’in “mesleki eğitim merkezleri” olarak adlandırdığı, uluslararası kamuoyunun ise “yeniden eğitim kampları” diye tanımladığı yerlerde, Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre en az 1 milyon Uygur Türkü kendi rızası dışında tutuluyor.
Pekin yönetimi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin olduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermiyor.
BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken Çin, kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi.
Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini ise geri çeviriyor.
Öte yandan, ABD Dışişleri Bakanlığı, İngiltere, Belçika, Kanada ve Hollanda Parlamentoları Çin’in Uygur Türklerine yönelik uygulamalarını soykırım olarak tanımıştı.
Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru
Çin, tarihi İpek Yolu’nu canlandırmayı amaçlayan Yol ve Kuşak Girişimi kapsamında ulaştırma altyapısına yatırım yaptığı ülkelerde kredi ve borç destekleriyle etkisini her geçen gün artırıyor.
Çin, Devlet Başkanı Şi Cinping’in 2013’te açıkladığı Kuşak ve Yol Girişimi’ni 21. yüzyılın en büyük kalkınma projesi” olarak görüyor.
Çin’in kuzeybatısındaki Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ni, Pakistan’ı kuzeydoğu-güneybatı yönünde kat ederek Gwadar ve Karaçi limanlarıyla Umman Denizi’ne bağlamayı amaçlayan “Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru” (CPEC) projesi, Kuşak ve Yol Girişimi’nin kalbinde yer alıyor.
Proje kapsamında yürütülen kara yolu projeleri, liman ve serbest bölge inşaatlarının büyüklüğü 2020 itibarıyla 70 milyar doları aştı. Projelerin Pakistan’ı Çin imalat ürünlerinin dünyaya taşınması konusunda kilit bir lojistik üssü haline getirmesi hedefleniyor.