Pakistan’ın Ankara Büyükelçiliği, Hindistan idaresindeki Cammu Keşmir bölgesinin özel statüsünün kaldırılması kararının 4. yılı dolayısıyla “Keşmir Sömürü Günü” etkinliği düzenledi.
Büyükelçilikteki etkinlikte konuşan Kureyşi, Cammu Keşmir’deki halkın kendi kaderini tayin hakkının Hindistan tarafından inkar edildiğini belirterek, “İnanıyorum ki güçlü olan haklı değildir, haklı olan güçlüdür.” diye konuştu.
Uluslararası toplumu sorumluluk almaya davet eden Kureyşi, Hindistan’ın eylemlerinden sorumlu tutulmasını istedi.
Kureyşi, “Artık yeter. 76 yıl oldu. Onlar (Hindistan idaresindeki Cammu Keşmirliler), kendi kaderini tayin etme hakkını elde etmeli.” ifadelerini kullandı.
Kureyşi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a uluslararası toplantılarda Cammu Keşmir meselesini dile getirmesi dolayısıyla teşekkür etti.
Etkinliğe katılanlardan AK Parti Van Milletvekili Burhan Kayatürk, dünyanın en büyük demokrasisi olarak bilinen Hindistan’da antidemokratik olayların yaşandığını söyledi.
Kayatürk, Cammu Keşmir meselesinin her platformda dile getirilmesi gerektiğini belirterek, “Dünya, bu zulme sessiz kalamaz.” dedi.
Etkinliğe yazılı mesaj gönderen Türkiye-Pakistan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti Gaziantep Milletvekili Ali Şahin, Cammu Keşmir meselesinin yalnızca insani yönüyle değil, aynı zamanda bölgede barışa yönelik riskler nedeniyle de endişeye yol açtığını belirtti.
Şahin, meselenin Hindistan ve Pakistan’ın kaynaklarını tükettiğine işaret ederek, çözüm sağlanmasının Güney Asya’da sürdürülebilir barışın anahtarı olduğunu vurguladı.
Hindistan hükümetinin 5 Ağustos 2019’da Cammu Keşmir’in özel yönetim statüsünü kaldırmasının anlaşmazlığı daha karmaşık hale getirdiğini kaydeden Şahin, alınan kararların bölgedeki demografik yapının değiştirildiğine dair korkuları derinleştirdiğini bildirdi.
Şahin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararları ve Keşmir halkının istekleri doğrultusunda taraflar arasında sağlıklı diyalog kurularak bölgedeki barışın sağlanabileceğini belirtti.
Tarihi Keşmir sorunu
İngiltere, 1947’de sömürge olarak yönettiği Hindistan’dan çekilirken o dönemde prenslik olan Keşmir, bağımsızlıklarını yeni kazanan Hindistan ya da Pakistan ile birleşme konusunda bir tercih yapma zorunluluğuyla karşı karşıya kaldı.
Nüfusunun yüzde 90’ı Müslüman Keşmir halkı, 1947’de Pakistan’a katılmaktan yana tavır alsa da dönemin prensi, Hindistan ile birleşmeye karar verdi.
Müslüman Keşmir halkı karara karşı çıktı. Pakistan ve Hindistan’ın bölgeye asker göndermesiyle taraflar 1947’de ilk kez savaştı. İki ülke arasında yine aynı nedenle 1965 ve 1999’da savaş çıktı.
Savaşların ardından sağlanan geçici ateşkes sonucunda Keşmir’in yüzde 45’i Hindistan’ın, yüzde 35’i Pakistan’ın kontrolünde kaldı. Bölgenin doğusundaki yüzde 20’lik bir kısım ise sınırdaş Çin’in hakimiyetine verildi.
BMGK, 1948’den itibaren aldığı kararlarla Keşmir’in askerden arındırılmasını ve geleceğinin halk oylamasıyla belirlenmesini öngörüyor.
Hindistan yönetimi, halk oylamasına karşı tutum benimserken Pakistan, BMGK kararlarının uygulanmasını istiyor.
Öte yandan, Hindistan, 5 Ağustos 2019’da Cammu Keşmir’in özel statüsünü kaldırmış ve bölgeyi doğrudan merkezi hükümete bağlı “Cammu Keşmir” ve “Ladakh” olmak üzere iki “Birlik Toprağına” bölmüştü.