Pakistan’ın bağımsızlığından bu yana ilk defa kabul edilen ulusal güvenlik politikası belgesinin kamuoyu ile paylaşılan kısmını değerlendiren uzmanlar, bunun önemli bir gelişme olduğunu belirtirken Taliban, aşırıcılık ve mikro milliyetçilik hareketlerine belgede kapsamlı yer verilmediği görüşünü paylaşıyor.
Başbakan İmran Han tarafından dün bir kısmı kamuoyuna açıklanan ulusal güvenlik politikasında ülkenin iç güvenlik meselelerinden uluslararası ilişkilerine, iklim değişikliği tehdidinden gıda güvenliğine kadar çeşitli konulara değiniliyor.
Pakistan’ın 2022-2026 dönemini kapsayacak ilk ulusal güvenlik politikası belgesi 110 sayfadan oluşuyor. Bunun 50 sayfalık bölümü dışındakiler gizli olduğu gerekçesiyle kamuoyuyla paylaşılmadı.
Pakistan’ın gelecek yıllarda alması gereken yönün tanımlandığı ulusal güvenlik politikası belgesinde “milli uyum, ekonomik geleceğin güvence altına alınması, savunma ve toprak bütünlüğü, iç güvenlik, değişen dünyada dış politika” başlıkları öne çıkan temalar arasında bulunuyor.
Öte yandan ulusal güvenlik politikası oluşturulurken hükümetin parlamentodaki muhalefet partilerine danışmaması ise eleştirilere yol açtı. Geçen sene aralıkta parlamentoya ulusal güvenlik politikası ile ilgili hükümetin verdiği brifing, muhalefet partilerince boykot edilmişti. Pakistan’ın ulusal güvenlik politikasının hazırlanması girişimi, eski Pakistan Başbakanı Navaz Şerif’in Ulusal Güvenlik Danışmanı Sartaj Aziz tarafından 2014’te başlatılmıştı.
Pakistanlı uzmanlar, ülkenin ilk ulusal güvenlik politikası belgesini, belgede öne çıkan noktaları ve bunun önemini AA muhabirine değerlendirdi.
Ekonomik güvenlik merkezde
Pakistan Başbakanlık Ofisinden isminin açıklanmasını istemeyen yetkili, 70 yılı aşkın süredir ülkede ulusal güvenlik politikası belgesinin olmadığına atıfta bulunarak, yeni politika ile Pakistan’ın gelecekte benimsemek istediği yolu gözler önüne serdiğini belirtti.
Yetkili, yeni politikada ekonomik güvenliğin merkeze alındığına işaret ederek, ulusal güvenlik politikasının da kapsamlı olarak belirginleştirildiğini vurguladı.
Bu politikada diplomasinin de önemine işaret edildiğini belirten yetkili, bu kapsamda ulusal güvenlik politikası belgesinde Pakistan’ın komşuları ve Türkiye gibi kardeş ülkelerle ilişkilerinin seyrine yer verildiğini söyledi.
Pakistan için dönüm noktası
İslamabad Stratejik Çalışmalar Enstitüsü (ISSI) uzmanlarından Muhammed Faysal, geçmişte Pakistan’ın ulusal güvenliğin uzun vadeli yönünü belirlemeden ortaya çıkan tehditlere göre geçici kararlar aldığını dile getirerek, bu anlamda ulusal güvenliğin yazılı hale getirilmesini ve politika haline dönüştürülmesini dönüm noktası olarak nitelendirdi.
Faysal, bu politikanın en önemli özelliğinin Pakistan’ın uzun vadede yönünü belirlemesi için kapsayıcı bir çerçeve oluşturması olduğunu söyleyerek, “İnsan ve devlet güvenliğinin sağlanması, ekonomik güvene dayanıyor. Yeni politikanın temelinde bu yatıyor.” dedi.
“Taliban ve aşırıcılık” ile ilgili açık politika vurgusu
Pakistan Barış Çalışmaları Enstitüsü (PIPS) Direktörü Muhammed Amir Rana, Pakistan’ın ulusal güvenlik politikasından ziyade insani güvenlik politikasına ihtiyacının olduğuna dikkati çekerek, “Pakistan’ın Taliban ve aşırıcılık ile ilgili açık bir politikaya ihtiyacı var.” diye konuştu.
Rana, İslamabad’ın ülkedeki çeşitli dini gruplar ile Belucistan ve Sindh eyaletinden gelen mikro milliyetçilik hareketleri gibi iç güvenlik tehditlerine karşı mücadele biçimini belirginleştirmesi gerektiğine işaret ederek, yeni ulusal güvenlik politikasında bu başlıkların kapsamlı olarak ele alınmadığını belirtti.
Geleneksel olmayan tehditlere yer verildi
Havacılık ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi (CASS) uzmanlarından Asadullah Han ise Pakistan’ın geçmiş dönemde ulusal güvenlik politikalarının dağınık halde olduğunu anımsatarak, yeni politika yaklaşımı ile bunun ortadan kalkacağını dile getirdi.
Han, yeni ulusal güvenlik politikasının ulusal çıkarı ve jeoekonomiyi öncelediğini vurgulayarak, “Ekonomik gücümüz olmadan ulusal çıkarlarımız ve hedeflerimize ulaşamayız.” dedi.
Pakistan’ın daha önce insani güvenlik, su güvenliği ve iklim değişikliği gibi ulusal güvenlik için risk oluşturacak geleneksel olmayan tehdit biçimlerine odaklanmadığını ifade eden Han, ulusal güvenlik politikası belgesinde bu tehditlere de değinildiğini ve bunun önemli olduğunu söyledi.
“Pakistan, orta yol takip etmeye çalışıyor”
ABD’nin Pasifik’teki çıkarları, Hindistan’a eğilimi ve Afganistan’dan çekilmesini “Washington’un bölgeye yaklaşımını değiştirmesi” olarak nitelendiren Han, bu özel ortamda Pakistan’ın komşuları, bölge ülkeleri veya süper güçlerle çatışmak istemediğini ifade etti.
Han, Afganistan’da ABD’nin teröre karşı savaşında Washington’la müttefik olan Pakistan’ın büyük zarar gördüğünü dile getirerek, “Bu sebeple İslamabad herhangi bir ülkenin parçası olmak istemiyor ve orta yol takip etmeye çalışıyor.” şeklinde konuştu.
Pakistan’ın ulusal güvenlik politikasında Türkiye’ye yer verilmesini önemli olarak nitelendiren Han, bu durumu Ankara ile savunma alanında yakalanan iş birliği ivmesinin artırılmasına yönelik bir işaret olarak değerlendirdi.
İslamabad Çatışma Çözüm Enstitüsü (IICR) Kurucusu Sabah Aslam da belgede Cammu Keşmir meselesine yer verildiğini ve Pakistan’ın bu sorunun çözümünü hayati bir çıkar olarak gördüğünü ifade ederek, İslamabad’ın Hindistan ile barışçıl çözüm arzuladığını ulusal güvenlik politikasında net olarak ortaya koyduğunu kaydetti.