Katoliklerin ruhani lideri Papa Franciscus, İtalyan Corriere della Sera gazetesine verdiği demeçte, Rusya’nın Ukrayna’ya 24 Şubat’ta açtığı savaşın ilk gününde Rusya’nın Vatikan Büyükelçisine gittiğini anımsatarak, “Büyükelçiliğe giderek, tüm dünyanın göreceği şekilde bir tavır sergilemek istedim. Büyükelçiden bu durumu açıklamalarını istedim ve ‘Lütfen durun’ dedim. Daha sonra savaşın 20. gününde ise Kardinal Parolin ile Rusya’ya bir mesaj göndererek Moskova’ya gitmek için uygun olduğumu ilettim. Elbette ki Kremlin’in liderinin buna onay vermesi gerekiyordu. Mesajımıza halen yanıt alamadık. Putin’in şu anda bu görüşmeyi yapmak istememesinden korksam da halen ısrar ediyoruz. Bu kadar vahşet nasıl durdurulamaz. 25 yıl önce aynı şeyi Ruanda’da yaşadık.” ifadelerini kullandı.
Papa, daha önce gündeme gelen Kiev’e ziyaretiyle alakalı, “Şu anda Kiev’e gitmiyorum. Önce Moskova’ya gitmeliyim, önce Putin ile görüşmeliyim. Gitmem gerektiğini hissediyorum. Ben de bir rahibim, başka ne yapabilirim? Elimden geleni yaparım eğer Putin, kapıyı açarsa…” yorumunu yaptı.
Katoliklerin ruhani lideri, Ukrayna’daki silahlanmaya yönelik herhangi bir yorum yapamayacağını ancak şu anki savaşların üretilen silahları test etmek için olduğunu kaydetti.
Papa ayrıca Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile 21 Nisan’da yaptıkları görüşmeyi anımsatarak, “Orban ile buluştuğumuzda bana Rusların her şeyi 9 Mayıs’ta bitirmeye yönelik bir planı olduğunu söyledi.” ifadesini de kullandı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise 1 Mayıs’ta bir İtalyan televizyonuna yaptığı açıklamada, “Rusya, Ukrayna’daki özel operasyonun tamamlanmasını, Nazizm’e karşı kazanılan 9 Mayıs Zafer Günü’ne kadar hızlandırmayı amaçlamıyor. Askerlerimiz eylemlerini belirli bir tarih üzerine yapay olarak uyarlamayacak.” ifadeleriyle savaşın 9 Mayıs’ta biteceği iddialarını geri çevirmişti.