Komisyon, AK Parti Trabzon Milletvekili Muhammet Balta başkanlığında toplandı.
Çevre Komisyonu Başkanı Balta, Paris İklim Anlaşması’nın hem Türkiye’yi hem dünyayı ilgilendiren bir anlaşma olduğunu belirterek, Türkiye’nin küresel bir güç olduğunu ve uluslararası anlaşmalarda, topluluklarda verilen görevleri de fazlasıyla yerine getirdiğini kaydetti.
Türkiye’nin çevre konusunda attığı adımları ve çıkarttığı kanunlara dair bilgiler veren Balta, Türkiye’nin bugüne kadar Paris Anlaşması sürecinde küresel bir güç olarak yapılan adaletsizlikleri gündeme getirdiğini dile getirdi.
Balta, Türkiye’nin küresel hiçbir soruna kayıtsız kalmadığını ve bu konuda üzerine düşeni fazlasıyla yapacağını vurgulayarak, Türkiye’nin yaşanabilecek bir dünyayı gelecek nesillere bırakmak için çalışacağını bildirdi.
Komisyonun tali komisyon olduğuna işaret eden Balta, yapılacak görüşmenin “uygun bulma” görüşmesi olduğunu, toplantı sonunda “genel uygunluk görüşünün”, esas komisyon olan Dışişleri Komisyonuna bildirileceğini anlattı.
Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar ise komisyonda yaptığı sunumda, Paris İklim Anlaşması hakkında bilgi verdi.
İklim değişikliğinin Türkiye’yi ve dünyayı etkilediğini anlatan Birpınar, iklimi değiştirenlerin insanlar olduğunu söyledi.
Birpınar, 1970’den beri dünyada afetlerin 5 kat arttığını belirterek, doğa olaylarının artmasının küresel ekonomiye etkisinin 3.6 trilyon dolar olduğunu ifade etti.
Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına göre de Akdeniz çanağında bulunan ülkeler için büyük risk bulunduğunu vurgulayan Birpınar, bu raporlara göre sıcaklıklar mevsim normallerinin 1 derece üzerine çıkarsa orman yangınlarının yüzde 47, 2 derece üzerine çıkarsa yüzde 67, 3 derece çıkarsa yüzde 97 artacağına dikkati çekti.
Kuraklık, sel ve bunların yol açacağı göçlere de değinen Birpınar, iklim değişikliği parametresinin göz önüne alınması gerektiğini kaydetti.
İklim değişikliğiyle ilgili mücadelenin tek başına olamayacağını belirten Birpınar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu denklemin bir parçası olmak zorundayız. Dünyada iklim değişikliğiyle ilgili mücadeleye, 84 milyonluk nüfusla katkı vermek zorundayız. Bizim taraf olmamız çok önemli. Ekonomik büyüklüğü, sanayisi, ormanlarıyla iklim değişikliğiyle olumlu ya da olumsuz manada mücadele etme noktasında belki 20 ülkeden çok daha kıymetlidir, nüfus büyüklüğü ve yapması gereken işler olarak. Zarar görmesi noktasında bir o kadar sıkıntılıydı. Onun için müzakerelerin doğru yapılması gerekiyordu.”
Birçok ülke gibi, Paris Anlaşması’nın Türkiye’nin ekonomisine zarar verip vermeyeceğinden korkulduğunu ifade eden Birpınar, gelinen noktada Türkiye bu anlaşmaya taraf olmazsa ekonomisinin ve kalkınmasının büyük zarar göreceğinin görüldüğünü belirtti.
Birpınar, iklim değişikliğinin hem milli güvenlik, hem de bir kalkınma meselesi olduğuna işaret ederek, buna karşılık tedbir alınması gerektiğini dile getirdi.
CHP Doğa Hakları ve Çevreden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç da Paris İklim Anlaşması’na taraf olunmasında, 5 yıllık bir gecikmenin olduğunu belirterek, “Maalesef 5 yılımız boşa gitti.” dedi.
Türkiye’nin çevre politikasını “zayıf” olarak nitelendiren Öztunç, hala HES’lere, vahşi madenciliğe izin verildiğini, termik santrallerin filtresiz çalıştırıldığını iddia etti.
Komisyon üyesi CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan ise Türkiye’nin 5 yılı boşu boşuna geçirdiğini ileri sürerek, bugün alkışlanacak biri varsa bunun CHP ve Paris İklim Anlaşması’nın onaylanmasını isteyen muhalefet milletvekilleri olduğunu savundu.
Dünyanın yeni bir ekonomik düzene gittiğini ve bu politikaları iklim politikalarının belirlediğini vurgulayan Bakan, anlaşmaya 5 yıl sonra taraf olunmasına yönelik eleştirilerde bulundu.
Çevreye duyarlı olunması gerektiğine değinen Bakan, “Bu ülke bize 49 yıllığına kiralanmadı. Şehit kanlarıyla sulayarak bu ülkeyi vatan yaptık. Bizim çocuklarımız bu topraklarda yaşayamayacak bizim yaşadığımız gibi, bizim torunlarımız bizim soluduğumuz havayı soluyamayacak. Böyle bir sorumluluk düşüyor.” diye konuştu.
Komisyonda, görüşmelerin tamamlanmasının ardından, teklifin tümü için, genel uygunluk görüşünün esas komisyon olan Dışişleri Komisyonuna sunulması, oy birliğiyle kabul edildi.