Son gelişmeleri AA’ya değerlendiren Ankara Üniversitesi Asya-Pasifik Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (APAM) Müdürü Prof. Dr. Ali Merthan Dündar, Güney Kore’nin Japonya için Asya’ya ulaşan bir köprü vazifesi gördüğünü ve kültürel bağların çok eski olduğunu anlattı.
Japonya’nın, 1910-1911 yıllarında Güney Kore’yi işgal etmesiyle Kore’nin ham maddesi ve insan gücünden olabildiğince faydalandığını, özellikle İkinci Dünya Savaşı döneminde çok sayıda Koreli işçinin Japon firmaları ve askeri tesislerinde zorla çalıştırıldığını söyleyen Dündar, 1965’te Japonya’nın yeni dünya düzenine açılırken çevresine verdiği zararların bir kısmını tazmin etme yoluna gittiğini belirtti.
Prof. Dr. Dündar, bu konuda yalnızca Japonya’da eziyet gören ve bundan rahatsızlık duyanların değil, 1910-1945 yılları arasında zorla ya da başka şekilde çalışmak için Japonya’ya gelen Korelilerin de toplumsal baskıyı artırdığını, Japonya’daki siyasi partilerde de Kore kökenli siyasetçiler veya Kore kökenli kişilerin akrabaları olduğunu dile getirdi.
Dündar, iki ülke arasındaki en büyük sorunların Japonya’nın Kore’yi işgal ettiği ve 1910-1945 dönemlerindeki girişimleri olduğuna dikkati çekerek, bunların ilişkilerin gelişme sürecinde belirleyici olduğunu aktardı.
Savaşta zorla çalıştırılan insanlara tazminat ödenecek olmasının ve Japonya hükümetinin, firmaların bu vakfa bağış yapmalarını destekleyeceğine dair açıklamasının önemli olduğunu belirten Dündar, bu kararın sadece Japonya ile Güney Kore arasında alınmış olmadığına değindi.
Prof. Dr. “Yükselen Çin’e karşı ABD, stratejisiyle bir hat oluşturmaya çalışıyor. Bu hattın iki önemli ülkesi de Japonya ve Güney Kore. Bu girişim, ABD’nin Çin’e karşı oluşturmaya çalıştığı bu hattın iki paydaşını birbiriyle yakınlaştırmaya ve aralarındaki sorunu çözmeye yönelik gayretlerinin sonucu olarak görünüyor.” değerlendirmesini yaptı.
İki ülke arasında yoğun ticari ilişki olmasına rağmen bir gerilim olduğunu hatırlatan Dündar, bu adımın gerilimi ortadan kaldırmak ve var olan sorunları gidermek için ciddi bir girişim olduğunu söyledi.
Adımların iki taraf arasındaki siyasi meseleleri ortadan kaldırıp kaldıramayacağının zamanla anlaşılabileceğine işaret eden Dündar, “(Bu çözüm) Toplumları ve kamuoyu vicdanını tatmin edecek mi? Kamuoyu vicdanı tatmin olmazsa beklenen siyasi sonuçlar da tam olarak elde edilemeyebilir.” dedi.
Dündar, Japonya’nın militarist olduğu dönemde tek zarar verdiği ülkenin Güney Kore olmadığını, başka ülkelerden de Japonya’ya benzer talepler gelebileceğini sözlerine ekledi.
“Japonya imparatorluk düzeyinde özür dilemeli”
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Kore Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mahmut Ertan Gökmen ise AA muhabirine, Güney Kore halkının, Japonya’nın gayriinsani ve gayriahlaki idaresini Japonya’nın da gündemine taşımasını istediğini kaydetti.
Japonya’nın Kore’deki işgal dönemi ile ilgili sayısız çözülmesi gereken konu olduğunu, Japonya’nın imparatorluk düzeyinde özür dilemesi gerektiğini ifade eden Gökmen, Güney Kore ve Japonya arasında normalleşmenin siyasi olarak gerekli olduğunu, iki ülke arasındaki problemlerin ekonomik ve ticari açıdan büyük bir sorun oluşturduğunu vurguladı.
“Dünyanın mevcut kapitalist düzeninde Kore ve Japonya normal ve ikili menfaatleri için bu ilişkiyi kurmak ve devam ettirmek zorundadır. Anormal gibi görünen ilişkiler siyasi boyuttadır.” diyen Prof. Dr. Gökmen, Kuzey Kore’nin balistik denemelerinin büyük tehdit ve ileriye dönük çözülmesi gereken en önemli sorun olduğunu ve iki ülkenin Kuzey Kore sorununun çözülmesinde omuz omuza hareket etmek zorunda olduğuna dikkati çekti.
Gökmen, şunları kaydetti:
“Japonya ve Güney Kore, Kuzey Kore nükleer sorununun çözülmesinde ortak politikalar yürütmeye mecbur bırakılmakta. Bence doğrusu da bu çünkü, Kuzey Kore’nin tehdidi bir süre daha devam edecek, hatta artacak gibi. Bu demek değil ki tarihi gerçekler göz ardı edilecek, edilmesi gerekir. Tarihsel gerçekler başka, bölgenin sorunlarını çözmek için işbirliği yapmak başka. Bunlar başka masalarda çözülmesi gereken konular.”
Ekonomik ilişkilerin normalleşmesi hedefi
Boğaziçi Üniversitesi Asya Çalışmaları Merkezi Uzmanı Dr. Altay Atlı da AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Güney Kore hükümetinin son 3-4 yıldır Japonya ile yaşadığı gerilime kendince çözüm yolu bulduğunu söyledi.
Dr. Atlı, Japonya’nın 1910-1945 yılları arasında Kore’yi işgal döneminde ekonomik bir yapı oluşturduğunu, büyük Japon firmalarının Korelileri zorla çalıştırdığını ve bunun zamanında bir *kölelik” durumu oluşturduğunu kaydetti.
Son 3-4 yıldır Japonya-Güney Kore arasındaki tazminat meselesinin çok ciddi bir gerilime yol açtığını hatırlatan Atlı, bu gerilimin özellikle ekonomik boyutunun ön plana çıktığını ve Japonya’nın tazminat ödemeye yanaşmadığını aktardı.
Japonya’nın uyguladığı ihracat kontrol ve engellerinin Güney Kore ekonomisini giderek olumsuz etkilediğini, Güney Kore’nin tazminat meselesi ve giderek kötüleşen ekonomik koşullar arasında kaldığını vurgulayan Atlı, “Bir tarafta tazminat meselesi var, Güney Kore halkı için hassas bir konu bu. O dönemde mağdur olan insanların yakınlarının ailelerinin tazminat alması ve bu yapılan yanlışın da kabul edilmesi, bu hassas bir konu bundan vazgeçemezler.” ifadelerini kullandı.
Güney Kore’nin tazminat meselesini kendi başına çözmeye çalıştığını belirten Atlı, “Tazminat talebinden kaynaklanan olumsuzluğun bu şekilde sona ermesi ve Japonya-Güney Kore arasında ekonomik ilişkilerin de normalleşmesi hedefleniyor.” dedi.