Depremde yıkılan Demiryolu Apartmanı’nda eşi Meftun (27), kızları Ecrin Irmak (8) ve Ayşenur (3) ile oğlu Mustafa Yağız’la (5) enkaz altında kalan 33 yaşındaki Tutar, 72 saat sonra kurtarıldı ancak eşi ve 3 çocuğunu kaybetti.
Sevdiklerinin yokluğunun verdiği acıya rağmen hayata tutunmaya çalışan Tutar, AA muhabirine, ilk önce deprem olduğunu anlamadıklarını, sarsıntının ardından da binalarının çöktüğünü belirtti.
Enkazdayken çocuklarının yüzlerini göremediğini ancak seslerini duyduğunu ifade eden Tutar, şunları söyledi:
“Havasızlığa ve susuzluğa dayanamadılar. İlk başta çocuklar hayattaydı, ikinci günü vefat ettiler. Çıkış yeri bulamadık, sıkışmıştık. Yaramız yoktu ama bir yerlere sıkışmıştık. Bir tek eşim yaralıydı, onun üzerine duvar düşmüştü. Çocukların yarası yoktu. Seslerini duyuyordum, konuşuyorduk. Bir süre sonra çocuklar dayanamadılar.”
Tutar, çocuklarına sakin kalmalarını tembihlediğini ve çıkacaklarını söyleyerek onları teselli ettiğini dile getirerek, sesini duydukları iş makinesinin birkaç kere üzerlerindeki bölgeden geçtiğini hatırladığını kaydetti.
Kurtarma çalışmalarının 3. gününde AFAD görevlisinin sesini duyduğunu aktaran Tutar, “3 gün boyunca bağırdım ama kimse duymadı. Sesimizi kimseye duyuramıyorduk. Çok uğraştık ama çıkamadık. Çok bir şey hatırlamıyorum. 3 gün boyunca bağırdım, çocuklara teselli vermeye çalışıyordum. Onlar 2 gün dayanabildi, sonra ben tek kaldım. Ben de ara ara bayılıyordum, uyuyordum. Hep karanlıktı zaten. Saati bilmiyorsun sadece makine seslerini duyuyorsun. Zaten umudu kesmiştim.” diye konuştu.
Kurtarıldıktan sonra hastanede 1 gün kaldığını, ertesi gün aile bireylerinin cenazesini defnettiklerini anlatan Tutar, “Çok zor duygu, bunun tarifi yok, anlatılmaz. Allah kimseye yaşatmasın. Bir an bakıyorsun her şey kararmış, bütün hayatın değişiyor. Mezarlarına ara ara gidiyorum, çok gidemiyorum. Bir anda her şeyin değişiyor. Alışmaya ve dayanmaya çalışıyorsun ama zor.” sözleriyle duygularını ifade etti.
“Yokluklarına alışılmıyor”
Tutar, ailesiyle geçirdiği günlerden geriye aklında hatıraların kaldığına değinerek, “Burada anılarımız var. Gezdiğimiz, yaşadığımız yerler hepsi burada. Binanın önünden geçerken aklıma yaşadığımız günler ve çocuklar geliyor.” ifadesini kullandı.
Geride kalan 1 yılın kendisi içi çok zor geçtiğini vurgulayan Tutar, “Hala zor geçiyor. Atlatmaya çalışıyorsun. Kimse anlamıyor zaten. Dışarıdan basit görünüyor ama içeriden öyle değil. Dayanmaya çalışıyorsun. Yokluklarına alışılmıyor, biraz hafifliyor, ilk günkü gibi olmuyor ama unutulmuyor da.” diye konuştu.